Jackson Laboratuvarı'ndan Prof. Unutmaz: Salgında Türkiye'de tekrar nisan ayına dönüldüğü anlaşılıyor, çok tehlikeli yeni bir döneme girdik

ABD'deki Jackson Laboratuvarı'nda görevli immünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, son dönemlerde kafa karıştıran sorularla ilgili Independent Türkçe'ye konuştu

Fotoğraf: AA

Son dönemlerde Kovid-19 vakalarının artışındaki hızlanma birçok kurumu alarma geçirdi.

Bu süreçte de doğru bilgiler kadar yine yanlış yönlendiren ve korkutan söylentiler de dolaşmaya devam ediyor. 

"Salgında Türkiye'de tekrar nisan ayına dönüldüğü anlaşılıyor, çok tehlikeli yeni bir döneme girdik" diyen Prof. Dr. Derya Unutmaz, tedbirlerin ve yapılan test miktarının, özellikle filyason amaçlı acilen artırılması gerektiğini söyledi.

Yapılan testlerin günlük 100-150 bin civarında olduğuna dikkat çeken Prof. Unutmaz, "Zira birçok hafif geçiren veya semptomu olmayan kişi tespit edilmiyor ve virüsü yaymaya devam ediyorlar" dedi. 
 

Derya Unutmaz (2).jpeg
Prof. Dr. Derya Unutmaz / Fotoğraf: Independent Türkçe


ABD'de bulunan Jackson Laboratuvarı'nda görev yapan immünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, son dönemlerde kafa karıştıran sorularla ilgili Independent Türkçe'ye konuştu. 

Kovid-19 semptomlarında değişiklikler olduğuna dair söylenenlerle ilgili olarak Prof. Unutmaz, şunları söyledi:

Semptomlar oldukça çeşitli, değişik kişilerde farklı farklı şekillerde kendini gösteriyor. Üst solunum yolu semptomları var. Gripte gördüğümüz semptomlara benziyor ama öksürük, halsizlik gibi oluyor. Onun dışında Kovid'e biraz daha özel semptomlar, koku ve tat kaybı, baş ağrısı oluyor bazı kişilerde, herkeste ateş olmuyor bazılarında ateş olabiliyor. Aynı zamanda mide ve bağırsaklarda rahatsızlık belirtisi gösteren ishal gibi durumlar oluşuyor. Bunun gibi çeşitli semptomlarla kendini gösterebiliyor.


"Hastanede yatan daha ağır hastalarda, ortalama 100 kat daha fazla antikor olduğunu gördük"

Önemli sonuçlar elde ettikleri antikor çalışmaları hakkında konuşan Unutmaz, "Geliştirdiğimiz antikor testi çok hassas olduğu için, antikor miktarlarının hem düzeyine bakabildik hem de bu antikorların virüsü nötralize edebilmesini inceledik. Yani ‘Virüsün hücre içine girişini önlüyor mu?' diye baktık. Bunun için antikorların, proteinin anahtar kısmına bağlanması gerekiyor" diye konuştu.

Gözlemlemelerinin sonucunda ortaya çıkan, hastanede yatan ve daha ağır hasta olan veya yoğun bakımda yatan hastalardaki antikor miktarlarının çok yüksek olması gerçeğini şaşırtıcı bulduıklarını belirten Unutmaz, şunları söyledi:

Tam tersi belki düşünülebilirdi. Yani bu hastalığı hafif geçiren ve hastaneye yatmayan kişilere nazaran, ortalama 100 kat daha fazla antikor olduğunu gördük. Bu kişiler bir şekilde antikorlarını geliştirmelerine ve virüsün nötralize edecek kapasitesi olmasına rağmen, virüsü kontrol edememişler. Belki de bu antikorlar bu kişilerin hasta olmasına sebep bile olmuş olabilir. Bu konu üzerinde bizde ayrıca çalışıyoruz.


"PCR testi pozitif olan herkeste antikor ve nötralize antikor mevcut. Ama antikor miktarlarında önemli bir düşüş var"

"Antikorların gittikçe azaldığı doğru fakat, biz 3 aya kadar bakabilmiştik" diyen Unutmaz, PCR testi pozitif olan herkeste antikor ve nötralize antikorun mevcut olduğunu; fakat antikor miktarlarında önemli bir düşüş gözlemlendiğini kaydetti.
 

Derya Unutmaz (1).jpeg
Prof. Dr. Derya Unutmaz / Fotoğraf: Independent Türkçe


Prof. Unutmaz, "Bunun bir miktarı aslında beklenen bir şey yani, antikorlar virüsü atlattıktan sonra normal olarak düşerler. Eğer bu çok hızlı düşer ve 3 aydan sonra düşmeye devam ederse ve öyle bir noktaya gelebilir ki artık hiç kalmayabilir. O zaman sorun olur. Çünkü tekrar enfekte olma riski artar; ama biz bu antikorların 3,4 hatta 6 ay rahatlıkla insanları koruyacağını düşünüyoruz. Nadir olarak bazı kişilerde tamamen kaybolabilir ve o zaman enfekte olma riskleri artacaktır. Bunu şu anda bilmiyoruz. Bu kişileri takip ediyoruz 4. ve 6. ayında devamlı bir şekilde kontrol edeceğiz" 

"Acaba antikor düzeyleri tamamen belirsiz hale gelir mi?" sorusunu yanıtlamak çalışacaklarını vurgulayan Unutmaz, aşılarda ne kadar uzun süreli koruyacağını ise bilemediklerini belirtti ve ekledi:

Tabi sadece antikor değil bağışıklık sistemi diğer hücre tipleri de var. Önemli olan T hücreleri hemen antikorlara destek veriyorlar hem kendilerinin savunma sistemi olarak önemli etkileri var. Onlara da bakılması gerekiyor.
 

Pexel.jpg
Fotoğraf: Pexel


"30 bin kişi üzerinde yapılacak faz 3 çalışmalarında gerçekten bu aşının enfekte olma riski olan kişileri koruyup korumadığına bakılacak"

Lisa Jackson ve arkadaşları, NIH (National Institute of Allergy and Infectious Diseases) ve Moderna tarafından Kovid-19 için geliştirilen mRNA 1273 aşısının ilk sonuçlarını makale olarak NEJM'de yayımladı.

Bu makale hakkında Prof. Unutmaz şu yorumda bulundu:

Moderna'nın aşısı ilk defa deneniyor. Bu mRNA dediğimiz yani virüsün yüzeyindeki proteini bir anahtara da benzetebiliriz. Bu proteini ya direkt olarak bazı aşılarda insanlara veriliyor veya aşının kodu diyelim mRNA şeklinde enjekte ediliyor. Bu mRNA'yı alan hücreler kendileri bu proteini ya da virüsün üzerindeki bu anahtar kısmını üretiyorlar. Buna karşı da bağışıklık sistemi antikorlar geliştiriyor.


Küçük bir grupta uygulanan faz1 çalışmasındaki kişilerde antikorların oluştuğunun ortaya çıktığını aktaran Unutmaz, "Bu iyi bir haber yani virüsün de nötralize edebilecek kapasitede oldukları da gösterildi ve faz 2 çalışmaları devam ediyor.  30 bin kişi üzerinde yapılacak faz 3 çalışmalarına başladılar. Faz 3 çalışmaları en önemlisi; çünkü gerçekten bu aşının enfekte olma riski olan kişileri koruyup korumadığına bakılacak" dedi.

Faz 3 çalışmasının sonuçlarının en az 2 ya da 3 ay süreceğini belirten Prof. Unutmaz, "Sonbaharın sonlarına doğru elimizde bazı veriler olacak. Şu ana kadar umutlu gözüküyor ve bu aşının özelliği çok da kolay üretilebiliyor olması. Çünkü sonuçta bir kodu veriyorsunuz, hücreleriniz geri kalan işi yapıyor. Bu bakımdan umut veriyor. Bunun gibi diğer umut veren faz3 devresine geçmiş 3-4 tane daha farklı aşılar şu anda mevcut" ifadelerini kullandı.
 

afp.jpg
Fotoğraf: AFP


"İkinci kez enfeksiyon olduğu zannedilen vakalarda daha ağır seyretme riski maalesef mevcut"

İkinci kez Kovid-19 olan kişilerde daha ağır seyrettiği görülen birkaç vaka olduğunu kaydeden Unutmaz, "İkinci kez enfeksiyon olduğu zannedilen ve çok da kesinlik kazanmamış bazı vakalar görülmeye başlandı. Bunlarda daha ağır seyretme riski maalesef mevcut" ifadelerini kullandı.

Semptomları ağırlaştıran veya patolojiyi yaratan sebeplerden belki de en önemlisinin bağışıklık sisteminin çok fazla aşırı cevap vermesi olduğuna dikkat çeken Unutmaz, "Belli bir miktar bağışıklık geliştirdiğiniz antikorlarınız oluştu, bu ikinci enfeksiyonu önleyecek durumda değilse hem enfekte oluyorsunuz hem de bağışıklık sistemi bu sefer çok daha yoğun bir şekilde cevap vermeye başlarsa o zaman böyle bir sorunla karşılaşabiliriz. Bunun aşıyı çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum" diye konuştu. 
 

ap.jpg
Fotoğraf: AP​​​​​​​


Aşıların bir yan etkisi olur mu?

"Aşı olmuş kişiler enfekte olursa bunların bir kısmında semptomlar oluşabilir mi?" sorusunun cevabını henüz bilmediklerini belirten Unutmaz, sözlerini şu şekilde tamamladı:

Bunun şu anda bir çözümünü düşünmüyoruz. Çünkü önümüzde şu an test edilen aşılar var, bunların sonucunu görüp ona göre bir çözüm üretmek gerekiyor. Bu konuyu biz de laboratuvarımızda araştırıyoruz. 'Bu antikorları ya da bağışıklık sisteminin diğer parçalarının semptomların oluşmasıyla hastalığın daha ağır hale gelmesi ile ne gibi bir ilişkisi var ve bunu nasıl kontrol edebiliriz?' sorularını soruyoruz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU