İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye’nin 2019’daki en büyük 500 sanayi kuruluşunu, 13 Temmuz’da düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı.
TÜPRAŞ’ın 87 milyar 949 milyon lira üretimden satışlarıyla yine birinci sırada olduğu araştırmanın lansmanına katılan isimlerden biri de Dünya Gazetesi yazarı Vahap Munyar’dı.
Toplantıdan detayları bugünkü köşesine taşıyan Munyar, 500 büyük sanayi kuruluşunun toplam dış borcunun ne kadar olduğu sorusuna “50 milyar dolar. Bu rakam, toplam kredilerin yüzde 73,6’sına denk geliyor” yanıtının verildiğini yazdı.
Munyar’ın aktardığına göre İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının bilançolarında kur farkı kaynaklı yükler olduğuna dikkat çekti. Kur artışlarının yurt dışından fon kullanmış şirketlerin bilançolarını olumsuz etkilediği belirtildi.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan İSO Danışmanı, bankacı Ferda Besli, “Şirketlerin dış borcunu ihracat gelirlerine göre değerlendirmekte yarar var. 500 büyük sanayi kuruluşunun 2019 yılı ihracatı 73,5 milyar dolar. Aslında şirketler ihracat gelirlerinin 3 katına kadar dış borç alabilir” diye konuştu.
Vahap Munyar, köşe yazısında, Ferda Besli’nin “İSO Dergisi Araştırma Özel Sayısı”ndaki “Yaşanan Finansal Şokların İSO 500’ün Mali Yapısına Etkileri” başlıklı makalesine de yer verdi.
Buna göre Besli, toplantıda “Şirketler ihracat gelirlerinin 3 katına kadar dış borç alabilir” dese de, yazısında şu mesajı verdi:
Şirketlerin finansal borçlarının içinde döviz cinsi kredilerin payı çok yüksek. Bu durum, şirketlerin açık pozisyon taşımasına neden oluyor.
Türk Lirası’nın değer kaybı son 3 yılda açık pozisyon taşıyan şirketlerin mali yapılarının bozulmasına neden oldu.
İSO 500’ün 2019 yılı ihracatı 73,5 milyar dolar düzeyinde. Açık pozisyonlarının ihracat gelirlerine oranı yüzde 43,5. Bu durumda, açık pozisyon, 5 aylık ihracat gelirleri ile kapatılabiliyor.
Mevzuata göre firmalar, ihracat gelirlerinin 3 katına kadar döviz ihracat kredisi kullanma hakkına sahip.
Ferda Besli’nin kullanılan döviz kredilerini iki açıdan irdelediğini yazan Vahap Munyar, şöyle devam etti:
İSO 500’ün ihracat gelirlerine kullandığı kredi oranı yüzde 68. Ayrıca, özel sektörün yurt dışından sağladığı döviz kredilerinde sanayinin payı yüzde 27’ye gerilemiş bulunuyor.
Mevzuata göre “500 Büyük Kuruluş”un dış borçlanmada 220,5 milyar dolara kadar çıkmasının önü açık. Yani, 50 milyar dolarlık dış borç, mevzuat açısından bakınca yüksek görünmüyor.
Ancak, deneyimli bankacı Ferda Besli’nin, “Şirketlerin finansal borçlarının içinde döviz cinsi kredilerin payı çok yüksek” saptamasını dikkate almak gerekiyor.
Temel göstergeler göstermektedir ki sanayici kazandıklarıyla borç kapatamıyor
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, pazartesi gerçekleşen basın toplantısında İSO 500’ün kaynak yapısındaki toplam borçların payında son beş yıldır dikkat çeken bozulmanın 2019’da da devam ettiğini söylemişti.
Bahçıvan, “2015 yılı ile birlikte ilk kez yüzde 60’ların üstüne çıkan toplam borçların payı 1,4 puan daha artarak yüzde 68,4’e yükselmiştir. Özkaynakların payı ise yüzde 31,6’ya gerilemiştir” ifadelerini kullandı.
2019 itibarı ile İSO 500’ün kaynak yapısındaki çarpıklığın en yüksek seviyelere ulaştığını hatırlatmakta ve bu oranların dünya ortalamalarının üstünde olduğunu vurgulamakta yarar görüyorum.
Bu borç ve finansal yük altında sanayicinin bugün en büyük avantajı, faizlerin düşük seviyede seyretmesidir.
İSO 500’ün temel göstergeleri de göstermektedir ki sanayici kazandıklarıyla borç kapatamıyor. Borçla yaşamak zorunda. Bu borcu çevirebilmek adına düşük faizlere ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle yüksek faizle mücadeleyi hiç hafife almamalıyız.
Independent Türkçe, Dünya Gazetesi