Bahçeli’den Mümtaz’er Türköne çağrısı: Davası tekrar değerlendirilmeli

"Osman Kavala’nın, Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın ve daha pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir"

Fotoğraf: AA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Zaman gazetesi yazarlarına açılan davada 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Mümtaz'er Türköne'nin davası için "tekrar değerlendirme" çağrısı yaptı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, Twitter hesabında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği hak ihlali kararına tepki gösterdi.

Demirtaş’a “terörist” diyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

Terörist Demirtaş ile ilgili hak ihlali kararı verilmesi, üstelik Türk devletinin 50 bin lira tazminat ödemesine hükmedilmesi haklı olarak vicdanları sızlatmıştır. Adalet suçu aklamak, suçluyu temize çıkarmak değil, hak ve hukuk neyi öngörüyorsa aynen yapmaktır.

FETÖ davasından dolayı cezaevinde olan Mümtaz’er Türköne’nin ağabeyi Mustafa Türköne’nin 41 yıl önce bugün hayatını kaybettiğini hatırlatan Bahçeli, şunları yazdı:

Bugün Ülkücü şehidimiz Mustafa Türköne’nin şehadetinin 41.yıldönümüdür. 23 Haziran 1979’da 21 yaşındayken şehit düşmüştü. Ağabeyi Mümtaz’er Türköne ise cezaevindedir. Mümtaz’er Türköne’yi öğrencilik yıllarından itibaren tanırım. Aleyhe de pek çok yazısı ve beyanatı olmuştur.

AYM’nin Demirtaş kararına “vicdanları sızlattı” demesinin ardından Mümtaz’er Türköne hakkında “Türk hukukuna güvendiğini” söyleyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegâne merci Türk adaletidir. Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır. Dileğim bir haksızlık varsa bunun acilen düzeltilmesidir. Osman Kavala’nın, Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın ve daha pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir.

Ne olmuştu?

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Türköne hakkında FETÖ’nün medya yapılanmasıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı ve bu doğrultuda 27 Temmuz 2016’da gözaltına alındı.

4 Ağustos 2016’da İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nce silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçundan tutuklandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 10 Nisan 2017’de bir iddianame hazırlayarak Türköne’nin anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM) ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarını işlediğini belirterek cezalandırılması istedi ve Türköne hakkında ağır ceza mahkemesinde kamu davası açıldı.

Davayı 6 Temmuz 2018’de karara bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Türköne’yi silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti ve tutukluluk hâlinin devamına karar verdi.

Kararı istinafa taşıyan Türköne’nin başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından 25 Haziran 2019’da esastan reddedildi.

Bunun üzerine Türköne, yerel mahkemenin kararını AYM’ye taşıdı.

Yüksek mahkeme, Mümtaz’er Türköne'nin başvurusunda hak ihlali olmadığına karar verdi.

Öcalan için af istemişti

Türköne, 2009 yılında Akşam gazetesine Kürt sorunuyla ilgili bir söyleşi vermişti.

Türköne, “Açılımın başarıya ulaşması için PKK'ya af şart mı?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:

 Af olmadan bu iş çözülmez. Psikolojik eşiğin açılması için bu affın gerçekleşmesi lazım. Bu af, devlet tarafından iyi niyetini yapıcı tavrını gösteren bir adım olur. Ondan sonra Kürtlerin ihtiyaç duyduğu güveni sağlar.

Türköne, söyleşinin devamında gelen “Bu af Öcalan'ı da kapsamalı mı?” sorusuna da şöyle yanıt vermişti:

Af kişiye özel olmaz. Meclis'ten 'Abdullah Öcalan isimli kişi bu affın dışında kalsın' diye bir af çıkaramazsınız. Türkiye bu açılım ile kendisin perişan eden sorunu çözecekse, Abdullah Öcalan'ın gözlem altında tutulması, zorunlu ikamet gibi yöntemler düşünülebilir. Bu, bir isyan bastırma yöntemi eğer devlet açısından bakarsak. Devlet isyan bastırıyor. Bunun için devlet isyanın elebaşılarını affeder. Osmanlı çok isyan bastırmış bir devlettir. İsyanı bastırırken isyanı başlatanı affeder, çok uzak bir vilayete atar, sonra da maaş bağlar ona. Bir de ayrıca paşa rütbesi verir. Bunlara da 'başıbozuk paşası' derler. Osmanlı'da 3 tür paşa vardır: Askeriye paşası, mülkiye paşası, başıbozuk paşası. Yani Apo'ya paşa rütbesi verilebilir Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU