Güvenlik uzmanları: Tecrit sırasında kullanılan kitle denetim mekanizmaları kalıcı olabilir

Hayatın pek çok alanını kuşatan dijital ve fiziksel izleme yöntemlerinin kullanımı pandemi sırasında hızla arttı

Çin'de QR kodlu takip uygulamaları da kullanılıyor (AP)

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Kovid-19’u pandemi ilat etmesinden üç ay sonra, uzmanlar dünya genelinde geniş kapsamlı kitle denetim yöntemlerinin uygulamaya konduğunu ve koronavirüs yayıldıkça da bu tip yöntemlerin kullanımının arttığını söylüyor. 

The Guardian'ın haberine göre uygulanan önlemler her ne kadar enfeksiyonların takip edilmesi açısından  geçici ihtiyaçlar olarak nitelendirilse de hükümetler bu tekniklerin geniş çaplı kullanımıyla yurttaşlık haklarını tahrip etmekle itham ediliyor. Bunlar arasında temasların takip edildiği uygulamalar, yüz tanıma teknolojileri de yer alıyor.

Dijital güvenliğe dair incelemeler yapan Top10VPN sitesi, Mart’tan bu yana virüsle mücadele etmek amacıyla uygulamaya konan dijital ve fiziksel denetim önlemlerinin yer aldığı bir veritabanı oluşturdu.

Sitede yer alan bilgilere göre çarşamba itibarıyla, dijital takip 35 ülkede halihazırda kullanılıyor. Temas takip uygulamalarıysa en az 28 ülkede kullanılıyor. Bu uygulamaların yarısının konum bilgilerini de kaydettiği belirtiliyor.

Öte yandan uygulamaların yarısından fazlası, kullanıcıların verilerinin ne kadar süreyle saklandığını açıklamıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sitede dijital haklar konusunda çalışma yürüten Samuel Woodhams, “Dijital izleme ve fiziksel gözetim teknolojilerini kullanan ülke sayısı sürekli artıyor. Dünyada salgın sırasında daha fazla gözetim uygulamayan az sayıda ülke var” diye belirtti. 

İsrail, tartışma yaratan telefon uygulamalarından birini kullanan ilk ülkelerden biriydi. Atılan bu adımla istihbarat teşkilatına koronavirüs hastalarının telefonunu dinleme olanağı tanınmıştı. 

İsrail Demokrasi Enstitüsü’nde güvenlik konularında uzman Tehilla Shwartz Altshuler, güvenlik servislerinin bu izlemeyi durdurduğunu ancak bu zamana kadar kötü bir emsal oluşturduğunu söyledi. 

Altshuler, “Bu ikinci bir dalgayla karşılaştığımızda uygulamaların yeniden kullanılmayacağı anlamına gelmez” dedi. 

Almanya ve İtalya gibi birçok Avrupa ülkesinde çeşitli yönetmelikler gereği bu tip izleme yöntemlerinin sınırları olduğu ifade edildi. Öte yandan İsrail’in yaklaşımının Çin’in merkezi yaklaşıma benzediği aktarıldı.

Altshuler, “İsrail’deki karar verme sürecini anlayabiliyorum ama haklı bulamıyorum. Yüz binlerce insanın hareketinin gizli servis tarafından izlenmesi gerçekten duyulmuş şey değil” ifadelerini kullandı. 

Hindistan’da devletin geliştirdiği Aarogya Setu uygulaması 100 milyondan fazla kişi tarafından indirildi. Bluetooth ve GPS kullanan uygulama tüm devlet çalışanlarına zorunlu tutuldu. 

Uluslararası Af Örgütü, Salı yaptığı açıklamada Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kullanılan temas izleme uygulamalarının GPS koordinatlarını kullandığını söyledi. 

Örgütün teknolojiden sorumlu direktör yardımcısı Rasha Abdul-Rahim, temas izleme uygulamalarının pandemi açısından çok yararlı olduğunu belirtse de hükümetlerin bu uygulamaların insan hakları açısından barındırdığı etkileri düşünmeden hareket ettiğini söyledi.

10 milyon nüfuslu Çin’in Hangzhou kentindeki yetkililer geçen ay koronavirüs uygulamasını genişletmek ve daha kapsamlı veriler elde etmek istediklerini açıklamıştı. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Rusya’nın göçmen işçilere ülkeye girdiklerinde kullanılan uygulamayı indirmeyi zorunlu tutmayı düşündüğü konusunda uyardı. 

Fransa’da da yolcuların maske takıp takmadığının kontrol edilmesi için metrolarda yapay zeka destekli kameraların kullanıldığı ifade edildi. Güney Kore de temas izleme uygulamalarının kullanıldığı ilk ülkelerden biriydi.

 

The Guardian

DAHA FAZLA HABER OKU