Başlık parası, bazı yerlerde erkek ailesinin kızın ailesine ödediği bir çeşit tazminat olarak nitelendiriliyor. Yani "kızın büyütülmesi, yetiştirilmesi, bugüne kadar getirilmesi ile ilgili sıkıntıları karşılamak adına verilen bir ödenek" olarak karşımıza çıkıyor. Bazı kültürlerde hem çeyiz hem de başlık parası bir arada bulunabiliyor. Kimi yörelerde başlık parası, “süt parası” olarak anılıyor.
Türkiye’de bazı bölgelerde yüzlerce yıllık gelenek haline getirilen “başlık parası” günümüzde de devam ediyor.
Başlık parası geleneği, sadece Türkiye’nin bazı bölgelerinde uygulanmıyor. Ortadoğu, Orta Asya, Afrika ve daha birçok bölgede de yaşatılmaya devam ediliyor. Başlık parasını günümüzde devam ettirilmesi, başta kadınlar olmak üzere, halkın büyük bir kesimi tarafından eleştiriliyor ve tepkilere neden oluyor.
"Kurallar toplum için aile kurmanın yol haritası, yolu, yordamıdır"
Sosyolog ve araştırmacı yazar İkram İşler, insanların aile kurmasıyla ilgili olarak toplumlarda oluşmuş sosyolojik birçok kural olduğunu belirterek, bu kuralların bir kısmı evlenme adetlerinden oluştuğunu söyledi. Evlenmenin başlangıcı kabul edilen kız isteme, söz kesme, başlık ödeme gibi nişan ve düğün adetlerinin iç içe geçmiş birçok kuraldan oluştuğunu ifade eden İkram İşler, “Bu kurallar toplum için aile kurmanın yol haritası, yolu, yordamıdır. Bunların olmaması bu işin kuralsız yapılmasına o zaman da kafa karışıklıklarına ve birçok tatsız olayların olmasına yol açar” dedi.
"Başlık parası kızın ailesine ödenen bir çeşit tazminat"
Başlık parasını bir bütün olarak yaşanan adetlerin bir parçası olarak düşünmek gerektiğini ifade eden İşler, “Başlık parası bazı yörelerde erkeğin ailesinin, kızın ailesine ödediği bir çeşit tazminattır. Kızın büyütülmesi, yetiştirilmesi, bu güne kadar getirilmesi ile ilgili sıkıntıları karşılamak adına verilen bir ödenektir” diye konuştu.
Başlık parasının sadece ödenek değil aynı zamanda düğün ile ilgili olarak kız tarafının yapması gereken masrafları da karşılamak adına olduğunu söyleyen İşler, ayrıca kızın eve çeyiz olarak getireceği malzemelerin de karşılanması için bir miktar para veya malın ödendiğini belirtti.
İşler, “Kız babasının gönlünü hoş etmek için kendisine alınacak hediyeyi seçmesi istendiğinde babanın ihtiyacı olan at, silah gibi birtakım hediyeler de konuşma esnasında karşılıklı rıza ile ortaya çıkan şeylerdir. Genellikle başlık parasına dahil gibi algılanır ancak bu ayrıca babanın tazminatı olarak düşünülmüş bir hediyedir” ifadelerini kullandı.
"Başlık parası büyük aile yapısının ihtiyaçlarına göre oluşuyor"
Başlık parasının büyük aile yapısının ihtiyaçlarına göre oluştuğunu söyleyen İşler, “Büyük bir şef, evli çocuklar ve evlenmemiş torunlardan oluşan bir ailede gelin olarak gelecek olan kişi, o aileye uyum sağlamak için katı bazı kurallara da tabi olur. Örneğin bir yıl boyunca gelinlik etmesi istenir. Gelinlik demek kayınpeder ile ya da kayınvalide ile konuşmamak onlarla yüz göz olmamak içindir” dedi.
Gelin olacak kişiden 'eski eve yeni kurallar getirmemesi, var olan kuralları öğrenmesi ve bu evin bir ferdi haline gelebilmesi için asimile olması' istendiğini anlatan İşler, şöyle konuştu:
Buna aykırı davranması ne kızın ailesinin, ne de erkeğin ailesinin hoşuna gider. Gelinler için konan kurallar ailenin bütünlüğünü sağlamak için önemlidir.
"Feodal yapının kendine özgü kuralları var"
“Feodal yapı, içinde ekonomik yaşamı kendine özgü kurallar koyar ve kendi aile yapısını dayatır” diyen İşler, kuralların büyük ailenin ihtiyaçlarına göre olduğunu söyledi:
Günümüzde kapitalist üretim tarzının görece daha egemen gibi göründüğü yerlerde bu sistemin kendine göre oluşturduğu aile yapısı bulunmaktadır. Kapitalist üretim tarzının ihtiyaçları ile feodal üretimin tarzının ihtiyaçları farklıdır. Yeni bir düzen, yeni ihtiyaçlar o da yeni bir yapı anlamına gelmektedir.
Hem kapitalist hem de feodal üretimin tarzının net davranış kaloıpları istediğini belirten İşler, "Ancak bizim gibi arada olan toplumlarda eskinin yerine daha net davranışlar koyamadığımız zaman geleneğin sürdürülmesi birçok yerde önemini korumaktadır" ifadelerini kullandı.
Kapitalist üretim tarzına geçen yerlerde net bir şekilde çekirdek aile ve onun ihtiyaçlarının kendini dayattığını söyleyen İşler, "Buna göre eşlerin ikisi de çalışacak, erkeğin ve ya kızın ailesine ihtiyaç hissetmeyecektir. Büyük şefin dayatmalarının artık bir önemi kalmamaktadır. Bu yaşam tarzının getirdiği göreceli özgürlük ortamı, feodal yapıyı ötelemekte onun değerlerini anlamsız hale getirmektedir" dedi.
"Başlık parası bazı insanların yaşam formülüdür"
Başlık parasının hala devam etmesinin nedeni geleneksel yaşam biçiminin halen devam etmesine bağlayan İşler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Başlık parası bazı bölgelerde yaşayan insanların geçmişte kendisine bulduğu bir yaşam formülüdür. Bunun günümüze uyan ve uymayan yerleri vardır elbette. Ancak bu formülü günümüzün değerleriyle yargılamak geçmişi anlamamıza engel olur. Bunun yerine çağımıza uygun olarak önereceğimiz bilimsel ve bize uygun formüllere ihtiyacımız vardır. Bu formülleri kurarken uçmamak ve kendi gerçekliğimizin hesaba katılması da gerekmektedir.
"İtiraz eden çok kadın var; bu resmen pazarlık, eşya gibi satılma"
Darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) sırasnda kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Van Kadın Derneği (VAKAD) eski yöneticisi Zozan Özgökçe, başlık parası uygulamasının eskisi gibi yaygın olmadığını belirterek, bu uygulamaların kırsal alanlarda kaldığını ve "süt parası" adı altında devam ettiğini söyledi.
Kadınların başlık parası konusunda çok bilinçli olduğunu dile getiren Özgökçe, “Buna itiraz eden çok kadın var artık. Ama zorla ve küçük yaşta evlendirme hayli yaygın. Kırsalda ilçelere bağlı köylerde var. Bazı köylerde yani ailelerde bu yaygın” dedi.
Başlık parasının kimi zaman kadınlar arasında bir prestij meselesi olabildiğini söyleyen Özgökçe, şunları söyledi:
'Şuna çok başlık istediler' gibi söylemler geliştiriyor köy halkı. Evlendirilen kişinin ailesinin maddi durumu, 'saygınlığı' etken; ayrıca evlendirilecek kadının güzelliği, iş yapabilirliği de başka etken. Evdeki çocuk sayısı da belirleyici. Yani bu resmen pazarlık, eşya gibi satılma.
Özgökçe, "Kent merkezlerinde de altın istemek yaygın. Hatta bazen caydırıcı bir yöntem olarak kullanılıyor. Evlenecek erkeği ve ailesini vazgeçirmek. Silah isteyen aile bireylerine, köylerde başlık parasının başka bir versiyonu. Çeyiz, ev eşyası da pazarlık konularına dahil" diye konuştu.
"Kadınlar için oldukça aşağılayıcı"
“Çok eskiden koyun ile takas denilebilecek para yerine hayvan istenirdi ama şimdi tarım ve hayvancılık kalmadığı için bu uygulama artık görülmüyor” diyen Özgökçe, sözlerini şöyle sonlandırdı:
Hayvan istenmesi de hayvan sahibi olmak bir zenginliği ifade ediyordu toplumda. Bir ailenin zenginliği şimdilerdeki bankadaki parası ile değil de sahip olduğu hayvan sayısı ile ölçülüyordu. Bu durum kadınlar açısından oldukça aşağılayıcı bir uygulamaydı. Derneğimiz bu konularda raporlama yapıyordu. Yürüttüğü kadın danışma merkezi ve kadın sığınağına gelen kadınların demografik yapısı ve edindiğimiz bilgiler ışığında raporlar hazırlayıp kamuoyu ile paylaşıyordu.
"Başlık parası kadını adeta bir mülk haline getiriyor"
Psikolog Rohat İhtiyatoglu ise, ataerkil toplumunun en hastalıklı mekanizmalarından olan başlık parasının, evlilik bağına ve çiftlerin evlilikteki rollerine büyük ölçüde zarar verdiğini söyledi.
Başlık parası meslesine iki pencereden bakmak gerektiğini söyleyen Rohat İhtiyatoğlu, “Bu yolla evlenen erkeklerin çoğu, kadını adeta bir mülkmüş gibi hareket ediyor. Kadının üstünde sınırsız bir mülkiyet hakkına sahipmiş gibi baskı kurmaktan geri kalmıyor. Kadının en ufak bir hak arayışında bir tapu senedi gibi kadına göstermesi, hastalıklı mekanizmanın hastalıklı bir tutumudur” dedi.
“Diğer bir pencereden baktığımızda kadınların çoğu ise bu yolla evlendiği için kendini eşinin her isteğine cevap verecekmiş gibi hissetmesine neden olmakta” diyen İhtiyatoğlu, şöyle devam etti:
Burada evlilikteki rolünde çekimser davranmasına yol açmaktadır. Genelleme yapıp bu tür tüm evlilikleri kötülemek haksızlık olur, lakin genel olarak hastalıklı ve hoş olmayan bir durumdur.
"Çağ dışı bir uygulama"
Sosyolog Şengül Mart, başlık parasının alınmasının asıl amacının kız çocuğu dünyaya geldiğinde, ne yiyip ne içmişse, onun bedeli olarak alındığını söyledi.
Başlık parasının uygulandığı toplumlarda, süt parası ve annelik hakkı olarak değiştirildiğini dile getiren Martı, bazı yörelerde hala başlık parası alınmakta ve normal olarak karşılanmakta olduğunu ifade etti.
Ailenin toplumdaki statüsüne göre başlık parasının miktarının belirlendiğini söyleyen Martı, şöyle konuştu:
Başlık parası az olan kadın az değerli; çok olan kadın çok değerliymiş gibi lanse ediliyor. En önemlisi kadına bu durum böyle benimsetilmiş, 'Benim değerim çok olduğu için benim için çok başlık istenmiş, ödenmiş' gibi durumlar yaşatılarak kadına bu durum benimsetilmiştir.
Kadınlar için başlık parası verilmesinin, kabul edilemez bir durum olarak değerlendiren Martı, "Bu çağ dışı uygulama bir önce kaldırılmalıdır. Özellikle kadınlar, bu aşağılık duruma sessiz kalmalı. Kadınlar sessiz kaldığında, bu durumu kabullendiği anlamına geliyor. Kadının erkeğe pazarlamanın bir uzantısı olan başlık parası bir an öne kaldırılmalı, kız çocukları okutulmalı ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalıdır" şeklinde konuştu.
"Başlık parası kadını 'mal' yerine koyuyor"
18 yaşında evlenen Necla E. adlı kadın, babasının, başlık parası olarak eşinin ailesinde 35 bin TL değerinde altın aldığını söyledi.
Başlık parasının kadının “mal” yerine koyduğunu söyleyen Necla E, şöyle konuştu:
Başlık parası özellikle kadını çok kötü duruma getiriyor. Sen bir mala para verdiğinde bu mal artık senin oluyorsa, kadının babasına başlık parası verdiğinde de aynı 'mal'ın durumuna düşüyorsun. Bu durum kadını hep rencide ediyor. Biz kadınlar olarak isteğimiz, bu çağ dışı uygulamaların bir önce kaldırılmasıdır. Bundan sonra başlık parası veren de, alan da cezalandırılmalıdır.
Ayrıca konuştuğumuz kız babaları ise bu durumu gelenek olarak gördüklerini ve bu adetin böyle yaşatmaya devam edeceklerini söyledi.
© The Independentturkish