Ürdün Nehri kıyısında, Hz. İsa’nın vaftiz edildiğine inanılan noktanın sadece iki kilometre uzağında bulunan, altın renkli parlak kubbeli ve çorak bir çölün ortasında etrafı olgun ağaçlarla süslü Hacle Manastırı, esrarengiz sırlarını ziyaretçileri ve turistlerle paylaşmayı bekliyor. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Eriha’nın doğusunda bulunan manastır, suyu, yeşili, misafirperver rahipleri ve güler yüzlü çalışanları ile her daim ziyaretçilerinin gözlerini kamaştırmayı başarıyor. Bununla birlikte onu çorak topraklarda zengin bir esere dönüştüren bin 600 yılık geçmişi olan bu mekanın farklı bir maneviyatı ve kutsallığı söz konusu.
Rum Ortodoks cemaatine ait manastır, 455 yılında Saint Gerasimos tarafından inşa ettirildi. Yakınlarındaki bir mağarada ise Hz. İsa'nın havarileri tarafından inşa edilen küçük bir kiliseyi de barındıran Mallaun Manastırı bulunuyor. Hz. Meryem’in, henüz küçük yaştaki oğlu İsa ile Beytüllahimlilerin çocuklarını öldüren ve Hz. İsa’yı da öldürmek isteyen Hirodes'ten kaçıp Mısır'a giderken bu mağarada kaldığına inanılıyor.
Mallaun ve Gerasimos manastırları, 617 yılından bu yana Hacle Manastırı adında tek bir manastır olarak biliniyor. Peder Christo Thomas, 50 yıl önce manastır başkanlığını üstlenmesinden bu yana manastırı restore etmeye ve onarmaya çalışıyor. Peder, manastırın dünyanın en önemli turistik, arkeolojik ve tarihi yerlerinden biri haline gelmesi için çabalıyor.
Kendine yetiyor
Peder Christo manastırın üzerinde kurulu olduğu alanının aslında yaklaşık 400 bin metrekare olduğunu, ancak İsrail’in güvenlik gerekçelerini bahane ederek bu alanın önemli bir bölümüne el koyduğunu belirtti. Böyle olmasaydı manastırı kalkındıracak bir dizi projeye imza atabileceklerini söyleyen Peder Christo, ‘Ayn Hacle’ olarak adlandırılan manastırın çevresinde hayatın akışını sağlayan, özellikle de Eriha ve Ürdün Vadisi'nin (Batı Şeria'nın doğusu) sıcak atmosferine uyum sağlayan turunçgiller gibi çeşitli sebze ve meyvelerin yetiştirilmesinde kullanılan bir su kaynağı olduğuna işaret etti. Ayrıca, atlar, inekler, develer, koyunlar ve her türlü kuşun bulunduğu büyük bir çiftlik kurduklarını ve çorak toprağı ekilebilir hale getirmek için hayvanlar sayesinde bol miktarda organik gübre ürettiklerini belirten Peder, bununla birlikte tarak balığı yetiştiriciliği için 800 metrekarelik bir gölet kazdıklarını da sözlerine ekledi.
Kalkınma projeleri
Manastır, onu et, peynir, yumurta ve diğer gıda ürünleri açısından kendi kendilerine yetebilecekleri bir aşamaya taşıyan çiftlik, meyve bahçeleri ve göletler kurmakla yetinmedi. Marangozluk atölyesi, mozaik paneller yapan bir fabrika ve balmumu atölyesi gibi bir dizi mesleki gelişim projesi ile Müslümanların ve Hıristiyanların yan yana çalıştığı bir alan açmayı da başardı.
Peder Christo şöyle devam etti;
"Birkaç yıl önce manastırın yapısına sadık kalarak restorasyonuna başladık. Şans eseri, çalışma sırasında tarihi 1880'lere dayanan eserler bulundu. Arkeologlar ve uzmanlar tarafından devasa bir mozaik keşfedildi. 2009 yılında, manastırın içinde mozaik tablolar ve dünyaca ünlü dini ikonlar çizmek, manastırın duvarlarını tamamen süslemek için bir fabrika kurmaya karar verdik. Hatta bazı mozaik resimler, kendilerini şekilleri ve içerikleri açısından benzersiz hale getiren altın ve gümüş suyla süslendi."
Dünyanın en büyük mozaik resmi
Araştırmalara ve arkeologlara göre Hacle manastırı dünyanın en eski manastırlarından biri olarak kabul ediliyor. İçinde dünyanın en büyük asılı mozaik duvar resmi bulunuyor. Ürdün'ün Medeba şehrinde, ‘Makedonyalı İskender’ ile ünlü MS 6. Yüzyılda inşa edilen Saint George Kilisesi'nin zemininde çizili olan resmin bir kopyası olan ve yaklaşık 90 metrekarelik bir alanı kaplayan tablonun yapımında bir milyondan fazla mozaik taşı kullanıldı. Tablo, Hacle Manastırı yönetiminin arazisinin bir kısmına inşa etmeyi planladığı, Makedonyalı İskender amfi tiyatro projesinin bir parçası. Ancak İsrail, kontrolü altındaki C alanlarında lisans ve inşaat yapılamayacağı bahanesiyle projenin tamamlanmasını engelledi.
Hacle Manastırı'ndaki mozaik fabrikasında çalışanlardan biri olan Mahmud, "Burada tüm dinlerin dini sembollerini çiziyoruz. Hıristiyanlar ve Müslümanlar her bir tablo üzerinde aralarında anlaşmazlıklar olmadan şefkat ve merhametle çalışıyorlar. Maaştan ziyade daha fazla sevgi ve barış mesajı ile daha yaratıcı olduğumuzu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Turist sayısının artırılması
Eriha’yı süsleyen yüzlerce tarihi ve arkeolojik eserin yanında yer alan manastırın kapıları ziyaretçilerine yıl boyu ücretsiz olarak açık. Filistin Turizm ve Antika Eserler Bakanlığı'na göre Filistin'e gelen turistlerin sadece yüzde 20'si Eriha'yı ziyaret ediyor.
Kapsamlı plan
Eriha Valiliği Turizm ve Tarihi Eserler Müdürü Muhammed Cerdat ise yaptığı açıklamada, "Uluslararası dillerde kültürel farkındalık ile arkeolojik ve tarihi alanların önemini vurgularken şehre gelen turist sayısını artırmak için kapsamlı bir plan geliştiriyoruz. Bu Nisan ayında dünyanın en büyük mozaik zemin resmini açmayı planlıyorduk. Fakat koronavirüs salgını nedeniyle, açılışı bir sonraki duyuruya kadar erteledik. Dünyanın en büyük mozaik tablosu Eriha kentinde Emevi Halifesi Hişam Bin Abdülmelik’in yaptırdığı ve sarayın zemininde yer alan ‘Hayat Ağacı’ adı verilen 827 metrekarelik dev mozaik tablodur. Tablonun turizme kazandırılmasının ardından bu arkeolojik bölgeye gelen turist sayısını ikiye katlamayı umuyorduk. Tarihi bin 400 yıl öncesine dayanan tablo, çok düzgün çizilmiş geometrik desenlere ve 21 renklik çekici bir renk gamına sahip 38 birleşik parçadan oluşuyor" ifadelerini kullandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz