Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “eşcinsellerin virüs yaydığına” yönelik açıklamasının ardından başlayan tartışmada Ankara ve İzmir barolarının yaptığı açıklamayı eleştirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakan, “Eşcinsellik Diyanet Ankara Barosu” başlıklı köşe yazısında şunları yazdı:
Eşcinsellik konusuna dinlerin ortak bir bakışı var. Hıristiyanlık da Yahudilik de İslam da eşcinselliği yaratılış hakikatine aykırı bir sapma olarak görüyor.
İnandıkları öğreti, bunu söylüyor kendilerine...
Papa’nın eşcinsellik karşıtı bir konuşma yapması neyse... Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinsellik karşıtı hutbe vermesi de odur.
Sonuçta inandıklarını söylemek zorundalar. Yani yadırganacak, şaşıracak, hayret edecek bir şey yok.
Peki ya Ankara Barosu’nun ve İzmir Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinselliğe karşı çıkan hutbesine yönelik açıklamaları?
Onlara ne diyeceğiz?
Demokratik toplumlarda tabii ki herkes Diyanet İşleri Başkanı gibi konuşmak zorunda değil.
Tabii ki farklı görüş olacak.
Ancak Ankara Barosu’nun ve İzmir Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’na itiraz eden açıklamasıyla ilgili üç sorun var:
- BİR: Barolarına kayıtlı avukatlar adına konuşan her iki baro yönetimi de barolarına kayıtlı bütün avukatların kendileri gibi düşündüğüne emin mi?
- İKİ: Diyanet İşleri Başkanı için “sesi çağlar öncesinden gelen şahıs” diyen Ankara Barosu, bu yaptığının “inanç aşağılaması” olduğunun ve “inanca yönelik hakaret” içerdiğinin farkında mı?
- ÜÇ: Konuya “nefret suçu” bağlamında yaklaşan İzmir Barosu, “inandığını inandığı gibi söyleyebilme özgürlüğü” konusu hakkında ne düşünür acaba?
Hürriyet, Independent Türkçe