Türkiye, Rusya ve İran devlet başkanları arasında Soçi’de gerçekleştirilen Suriye zirvesinin ardından İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun ve Maarat al Numan ilçeleri ağır bombardımanın hedefi oldu.
Yerel kaynaklar, geçtiğimiz Cuma akşamından bu yana Suriye rejim güçlerine bağlı hava kuvvetleri ve topçu birliklerinin ilçedeki sivil yerleşim bölgelerine ağır bombardıman yaptığını öne sürdü.
Han Şeyhun’daki sivil savunma birimleri, kentte hepsi sivil 10’dan fazla Suriyelinin hayatını kaybettiğini duyurdu.
Suriye muhalefetinin çatı yapılanması olarak kabul edilen Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu da (SMDK) Şam yönetiminin Soçi Mutabakatı’nı ihlal ederek sivil alanları bombaladığına dikkat çekti. Suriye resmi haber ajansı Sana ise hedef alınan yerlerin “terör örgütlerinin depoları” olduğunu iddia ediyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Han Şeyhun’da sivillerin hedef alındığını ve sadece bir aileden ikisi kadın üç sivilin öldüğünü kaydetti. SNHR’ye göre ölenlerin çoğu çocuk.
Aynı ilçe, 2017 yılında kimyasal saldırının da hedefi olmuştu. BM’ye göre Esad rejiminin gerçekleştirdiği kimyasal saldırıda en az 100 sivil hayatını kaybetmişti.
Rusya ve İran operasyonda ısrarcı
İdlib’in güneyinde bulunan Han Şeyhun’un, Esad yönetimi, İran destekli paramiliter gruplar ve Rusya güçlerinin hazırlığını yaptığı olası İdlib operasyonunun başlangıç noktalarından biri olacağı tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz 14 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleştirilen Suriye zirvesinde İdlib meselesi gündeme geldi. Gerek Rusya gerekse de İran, İdlib’te son dönemde Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) daha fazla etkinlik kazandığına dikkat çekerek bu durumdan duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Bu rahatsızlığın yansımaları Soçi Zirvesi’nin ardından yayımlanan bildiride kendini gösterdi.
Bildiride konuyla ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Liderler, Heyet Tahrir Şam” terör örgütünün bölge üzerindeki kontrolünü artırma girişimlerini reddederek bundan duydukları ciddi kaygıyı ifade etmişler; bu girişimlerle etkin şekilde mücadele etmenin yanı sıra İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki ihlallerin, 17 Eylül 2018 tarihli İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıra dahil, bölgeye ilişkin anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle azaltılmasını teminen somut adımlar atmak hususunda mutabık kalmışlardır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyid etmişlerdir."
Ateşkes ihlalleri operasyon seçeneğini yine masaya getirdi
Astana ve Soçi mutabakatlarında HTŞ dahil silahlı unsurların kent merkezlerinden çıkması ve bölgede garantör devletlerin gözetiminde gerginliğin azaltılması hedefleniyordu. Ancak gerek Rusya ve Esad rejiminin hava saldırıları gerekse de muhalifler arası savaşlarda HTŞ’nin baskın gelerek kontrol ettiği alanları arttırması bu hedeflerin gerçekleşmesini engelledi.
Bir süre önce, Türkiye’nin ağır insani kriz yaşanacağı kaygısı üzerine dondurulan İdlib operasyonunun son yaşananlar üzerine tekrar masaya geldiği konuşuluyor.
Suriyeli muhaliflere göre, hafta sonundan itibaren bombalanan alanlar bu operasyonda ilk hedef olacak bölgeler.