Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyaya yayılan yeni koronavirüs, çocuklara neredeyse hiç dokunmuyor. Bir viroloğa göre bu özellik, virüsün çalışma biçimine dair hayati ipuçları taşıyor olabilir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre Çin’de bildirilen vakaların sadece yüzde 2,4’ü çouklardan oluşuyor. Bunlar arasında ağır hastalananların oranıysa yüzde 0,2. Ülkede Kovid-19 diye bilinen hastalık yüzünden ölen çocuk bildirilmedi.

Öte yandan yeni koronavirüs, yaş ölçeğinin öteki tarafında ne denli ölümcül olduğunu kanıtladı. DSÖ'ye göre 80 yaş üstü kişiler için ölüm oranı yüzde 21,9’u buluyor. 10 ila 39 yaşlarındaki kişilerdeki ölüm oranının da yaklaşık yüzde 0,2 olduğu düşünülüyor.

Şubat ayında gazetecilere açıklama yapan DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Gheberyesus "Çocuklar arasında göreceli şekilde az vaka görüyoruz. Bunun nedenini anlamak için daha fazla araştırma yapmak gerekiyor" dedi.

Kanada merkezli Global News'a konuşan McMaster Üniversitesi'ndeki Kanada Yaşlılık ve Bağışıklık Araştırma Kurulu'ndan Dawn Bowdish "Virüsün neden çocukları etkilemediği bir gizem. Bu olağandışı. Bu daha önce gördüğümüz bir şey değil ve nedenini bilmiyoruz" dedi.

Tüm bunlar, yeni koronavirüsün mevsimsel grip gibi diğer virüslerden çok farklı davrandığı anlamına geliyor. Gribe neden olan Inluenza, çocuklar ve yaşlılar için çok tehlikeli olabiliyor.

Washington Post’un aktardığına göre Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Virolog Vineet Menachery, “Bunun gibi solunum yolu enfeksiyonlarında en çok etkilenenleri gösteren grafik genellikle U şeklini alır” dedi ve ekledi:

U'nun bir ucundakiler küçük çocuklardır çünkü bağışıklık sistemleri henüz gelişmez; diğer ucundakilerse yaşlılardır çünkü bağışıklık sistemleri zayıflar. Bu virüste U’nun bir tarafı tamamen eksik.

Cleveland Çocuk Kliniği’nden Pediatrist Frank Esper’e göre çocukların neden bu kadar az etkilendiğini anlamak, virüsün diğer yaş gruplarını nasıl ve neden hasta ettiğine ya da öldürdüğüne ışık tutabilir.

Esper ve diğerlerinin konuyla ilgili araştırmalarında odaklandıkları ana noktalar şunlar:

• Enfeksiyonun şiddeti, daha önce maruz kalınan hastalıklarla mı ilişkili?
• Bağışıklık sisteminin yaşla nasıl değiştiğiyle mi ilişkili?
• İnsanların akciğerlerinde yıllar içinde biriken kirlilik oranıyla mı ilgili?

"Belki de virüsle ilgisi yoktur ve akciğerlerin altında yatan durumlar, diyabet veya hipertansiyon gibi durumlarla ilgisi vardır” diyen Ester, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunda neyin rol oynadığını anlamak pek çok açıdan faydalı olabilir.

Öte yandan, önceki koronavirüs salgınlarının da gençleri çok etkilemediği biliniyor. 2002’de, 774 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan SARS salgını sırasında hiç çocuk ölmedi. 2012'den beri 858 kişiyi öldüren ölümcül MERS koronavirüsünde de çok az sayıda çocuk semptomlar gösterdi.

Bunun nedenini anlamak isteyen Menachery, Teksas’taki laboratuvarında farelere yeni koronavirüsün yakın kuzeni olan SARS’ı verdi. Yaşlı farelerin akciğerleri ve vücutları hastalık yüzünden tahrip olurken, bebek farelerin hastalığı kolayca atlattığı görüldü.

Menachery, yaşlı farelerdeki ölüm oranının sadece bağışıklık sistemlerindeki zayıflıklarla değil, aynı zamanda bağışıklık sistemlerinin SARS’a aşırı tepki vermesine neden olan bir “bozuklukla” ilişkili olduğunu buldu. Bu, SARS-CoV-2 adı verilen yeni koronavirüsün insanları öldürme biçimiyle benzer.

Menachery’ye göre bu bağışıklık yanıtı, enfeksiyonun kendisinden bile fazla zarar veren agresif bir tepkiydi.

Ancak araştırmacılar, bebek farelerin neden yara almadan kurtulduğunu hala çözmeye çalışıyor. Bazı uzmanların üzerinde durduğu teoriye göre çocuklar, soğuk algınlığına neden olan ve her yıl görülen diğer 4 hafif koronavirüse fazlasıyla maruz kaldığı için bağışıklık kazanmış olabilir.

Öte yandan birçoğunun bu teoriye dair şüpheleri var. Çünkü yetişkinler de soğuk algınlığına neden olan koronavirüslere maruz kalıyor. Özellikle 5 yaşın altındaki çocukların bağışıklık sistemleri az geliştiğinden daha savunmasız hale gelebilirler.

Esper, “Çocukların enfeksiyona daha az eğilimli olduğu doğrulanırsa o zaman bunun immünolojiden ziyade daha mekanik bir durumla ilgili olduğundan şüphelenirim” dedi ve ekledi:

Çocukların vücudundaki veya akciğerlerindeki reseptörlerle ilgili bir şey, virüsün bağlanma yeteneğine müdahale ediyor.

Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yeni koronavirüsün tedavisine yardımcı olabilecek anti-viral ilaçları test eden virolog Stuart Weston, “Bu sadece, virüse dair ne kadar az şey bildiğimizi gösteriyor” dedi.

Şimdi odak noktası aşılar ve tedavi. Ancak bu koronavirüslerin nasıl çalıştığını gerçekten anlamak istiyorsak, bu önemli soruları uzun vadede cevaplamamız gerek.

Tüm bunlar göz önüne alındığında okulları kapatmak mantıklı mı?

Çocuklarda çok az vaka bulunduğundan, enfekte olma ihtimalleri de daha düşük.

Ancak birçok epidemiyoloğa göre çocuklarda hafif semptomlar görülmesi, yetişkinlerle aynı oranda enfekte olduklarını gözden kaçırmamıza neden olabilir.

Çinli araştırmacıların geçen hafta yayımladığı yeni veriler, koronavirüs vakalarını semptomları baz alarak araştıran yetkililerin çocuklarda daha düşük oranlar bulduğunu gösterdi. Ancak temas izleme yöntemini kullandıklarında, yani teyit edilmiş vakalarla temas kuran insanları test ettiklerinde çocukların da yetişkinlerle aynı oranda enfekte olmuş gibi göründüğü ortaya çıktı.

Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi'nde epidemiyolog Caitlin Hopkins, “Okulları kapatmanın bulaşmayı yavaşlatmada etkili olabileceğini pandemi araştırmaları sayesinde biliyoruz, çocuklar genellikle enfeksiyonun itici gücüdür” dedi ve ekledi:

Enfeksiyonu ailelere, akrabalarına ve daha geniş topluluklara yayarlar.

Kendisi de çocuk sahibi olan Rivers’a göre bazı yerel idareler, kendilerini okulları kapatırken bulabilir çünkü öğretmenler, müdürler ve hizmetliler enfekte olurken okulu açık tutmak zor.

Kısmen yetişkinleri ve personelleri korumak için nihayetinde okulları kapabiliriz.

Independent Türkçe, Washington Post, Global News