İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Dürzi Dini Konseyi Başkanı Şeyh Muvaffak Tarif’in aynı fotoğraf karesinde yer alması, Filistin’deki Dürzi cemaatinin rolünü yine tartışmaya açtı. Dimeşk el-An haber sitesinin yayınladığı fotoğraf, takipçiler tarafından geniş eleştiriler aldı. Bazıları Dürzilerin Filistin davasına ihanet ettiğini savunurken, bazı takipçiler de Şey Muvaffak Tarif’in tutumunu destekledi. Bu fotoğraf, Dürzilerin ‘Araplığının’ sorgulandığı yeni tartışmaları alevlendirdi. İsrail’de yaşayan Dürzilerin ordu içinde aktif görevlerde yer alması, uzun süredir eleştirilerin odak noktasını teşkil ediyordu.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, Celil bölgesinde yer alan Dürzi köyü Culus’u ziyaret etti. Beraberindeki heyette Likud Partisindeki Arap kontenjanından, milletvekili adayı Fatin Mulla vardı ve bu ziyarette Dürzi Dini Konseyi Başkanı Muvaffak Tarif ile bir görüşme gerçekleştirildi. İsrail Parlamentosu Knesset'te hâlihazırda üç Dürzi milletvekili bulunuyor. Cabir Asakale Ortak Liste’den, Gadir Murih Mavi-Beyaz İttifakı’ndan ve Hamed Ammar ise İsrail Evimiz Partisi’nden seçilmişti. İsrail’deki Dürzi nüfusunun 140 bin olması hasebiyle, üç milletvekilinin yüksek bir temsil gücü olduğu belirtiliyor. 2 Mart Pazartesi günü yapılan genel seçimlerde, Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu ve Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz arasındaki düşük oy oranı farkı, Dürzilerin seçim sonuçlarına etkisini daha da önemli hale getirmişti. Independent Arabia, 1948 Arapları içindeki Dürzi oylarının İsrail’deki seçim sonuçlarına etkisini araştırdı.
İç politikada etkinler
Eski bir diplomat olan Şeyh Zeydan Atşe, 1972-1976 yılları arasında İsrail’in ABD’deki konsolosluk görevini yürüttü. 1977 ve 1981 yılları ve 1984-1988 yılları arasında da milletvekili olarak görev yaptı. Hafya kenti yakınlarındaki Cebel Kermel’de yer alan Asfiya kasabasında doğdu. Zeydan Atşe, İsrail’de yaşayan Dürzilerin, İsrail’in dış politikalarında bir etkisi olmadığını, ancak iç politikada önemli etkilerinin olduğunu söyledi. Dürzilerin Yahudiler gibi zorunlu askerlik yaptığını hatırlatan Atşe, ‘’Hristiyanlar, Müslümanlar ve bedeviler sadece gönüllü askerlik yapabiliyorlar, karşılığında da maaş alıyorlar. Ancak Dürziler zorunlu askerlik yapıyor ve bunun dışında da güvenlik kurumlarında aktif olarak görev alıyorlar, bu da etkilerini arttırıyor’’ dedi. Yahudi olmayan İsraillileri ikinci sınıf vatandaş statüsüne düşüren ‘ırkçı vatandaşlık yasasını’ değerlendiren Atşe: ‘’Bu tasarı yasalaşmış durumda, protestocular bu eylemleriyle yasayı değiştirebileceklerini ya da ilga edebileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar’’ diye konuştu.
Son seçimlere de değinen Dürzi diplomat: ‘’Binyamin Netanyahu son seçimlerde iki sandalye kaybetti, şu an Likud Partisi’nin 35 sandalyesi, Mavi-Beyaz İttifakı’nın ise 32 sandalyesi var, iki partinin koalisyon hükümeti kuracağına ihtimal vermiyorum’ dedi.
Sosyal bağları güçlü
Şeyh Zeydan Atşe, Netanyahu’nun Dürzi dini lider Muvaffak Tarif’le fotoğrafı ile ilgili şunları söyledi: “Dürzi toplumu, Dürzilerle Yahudilerin evlenmesini kabul etmiyor, evlenenler Dürzi toplumundan dışlanıyor. Netanyahu’nun Dürzi kanaat liderleri ziyareti siyasi hedefleriyle ilgili, Muvaffak Tarif’le fotoğraf verdiğinde cennete Dürzi oylarıyla ulaşabileceğini düşünmüş olmalı. Ancak bu sadece basit bir konukseverlik meselesi, Dürzilerin Netanyahu ile bir anlaşması yok.’’
Filistinli Arap Yazarlar Birliği’nin eski başkanı Avukat Sami Muhanna, İsrail’de yaşayan Dürzilerin sayısının 120 binin biraz üstünde olduğunu, yani İsrail’deki Arap toplumunun yüzde 20’sinden daha az olduklarını söyledi. Dürzi oylarının ise birçok partide dağılmış olmasına rağmen, sayısal yetersizliğe rağmen garip bir şekilde Knesset’te üç milletvekili ile temsil edildiklerini kaydetti. Dürzilerin ideolojik olarak farklı siyasi partileri tercih ettiğini belirten Muhanna, Dürzi milletvekillerinin İsrail’deki Dürzilerin haklarını aktif bir şekilde savunduğunu ifade etti. İsrail ordusunda zorunlu görev yapan Dürzilerle ilgili ise şunları söyledi: ‘’Herzliya Araştırma Merkezi ve Hayfa Üniversitesinin çalışmalarına göre, İsrail ordusunun verileri gerçekleri yansıtmıyor. İsrail’deki Dürziler ve Çerkesler zorunlu askerliğe tabi, ancak bu iki grup içinde askerlik yapmayı reddedenlerin sayısı yüzde 45 civarında ve bu oran gün geçtikçe artıyor. Son çıkan ‘ırkçı vatandaşlık yasasından’ sonra bu oranın daha da yükselmesi bekleniyor.’’
Ortak Arap Bloku listesinden bir milletvekilinin, İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett’in yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesi doğrultusunda şu açıklama yapılmıştı. Her ne kadar zorunlu askerlik yasası sadece Dürzi ve Çerkezleri kapsasa da, İsrail ordusunda gönüllü olarak hizmet veren Arapların sayısı, Dürzi askerlerin sayısından daha fazladır.
Avukat Sami Muhanna, İsrail’in Dürzilerin azınlık olmalarından kaynaklanan ötekileştirilmelerini kullandığını belirterek şunları söyledi:
"Dürziler içinde ulusal bir damar var, ancak bazı Dürzi liderler ve İsrail devleti ‘zorunlu askerlik yasasının’ Dürzileri kapsaması için işbirliği yaptı. Bu şekilde Dürziler İsrail güvenlik güçleri içinde etkin olma fırsatını yakaladı. Ancak son dönemlerde ‘ulusal damarın’ yükselişte olduğunu söyleyebilirim"
Dürzi oyları
Muhanna, İsrail yönetiminin ayrıca, Dürzilerin eğitim müfredatını değiştirerek ve Dürzi belediyeleri diğer Arap belediyelerden ayırarak, Arap toplumundan uzaklaşmalarını sağlamayı hedeflediğini belirtti. Son seçimlerle ilgili de şu ifadeleri kullandı:
"Netanyahu son seçim kampanyasında, önceki iki seçimden farklı bir tutum sergiledi. Önceki seçimlerde genel olarak Araplara yönelik kullandığı sert üslubu değiştirmeyi tercih etti. Çünkü Netanyahu’nun nefret içeren söylemleri, Arapların seçime katılma oranlarını etkiledi, dolayısıyla Ortak Arap Bloku güçlenirken, Likud Partisi zayıfladı. Bunun farkına varan Netanyahu, ırkçı politikalarını yumuşattı, sadece Dürzileri değil, Tumra ve Ablin gibi Arap bölgelerine de ziyaretler gerçekleştirdi ve Arap basınına röportajlar verdi. Şeyh Muvaffak Tarif’le görüşmesini de bu çerçevede değerlendirmekte fayda var.’’İsrail toplumu ile Filistin İletişim Komitesi üyesi ve Dürzi Yardımlaşma Vakfı direktörü Hatem Hassun: ‘’Son seçimler önceki seçimlerden farklıydı, ‘ırkçı vatandaşlık yasasının’ iptal edilmemesi Dürzi toplumunda derin bir kırgınlığa neden oldu. Dürziler onlarca yıl İsrail devletine verdikleri desteğin bu şekilde nankörce karşılık bulmasından rahatsız oldular. Tel Aviv’de düzenledikleri protesto gösterileri de bunu kanıtlıyor. Dürzilerin oyları sağ ve sol arasında yayılmış durumda, kendi kazanımlarını korumak için oy vermeyi sürdürüyorlar"
Dürzilerin İsrail’deki Arap nüfusunun yaklaşık yüzde onunu teşkil ettiğini ileri süren Hassun, "Ordu içindeki oranları da bu civarda seyrediyor, askerlik zorunlu olmasaydı bu oran daha düşük olabilirdi. İsrail Dürzilere azınlıklara yönelik politikaları çerçevesinde yaklaşıyor. Bu sadece İsrail’deki Dürzilerle ilgili değil, Lübnan ve Suriye’deki Dürzileri kapsayacak şekilde politika belirliyor. Son zamanlarda Hristiyanların da zorunlu askerlik yasası kapsamına girmesi konuşuluyor" ifadelerini kullandı.
Hassun, Netanyahu’nun Muvaffak Tarif’i ziyareti hakkında ise şunları söyledi:
"Muvaffak Tarif Dürzi Dini Konseyi Başkanıdır, seçilmiş değildir. İsrail Dürzilere yönelik siyasetlerini bu kişi üzerinden yürütüyor. Bunu herkes biliyor, dolayısıyla Netanyahu’nun seçim öncesinde Tarif’i ziyaret etmesinin, Dürzi seçmen üzerinde çok da etkili olduğunu düşünmüyorum"
Independent Arabi olarak Suriye’nin Suveyda ilinde yaşayan Dürzilerle konuşmak istesek de, Suriye savaşı esnasında Filistin’deki Dürzilerin kendilerine destek verdiğini ifade eden Suriyeli Dürziler, yorum yapmaktan kaçındılar. Bazıları da telefonlarının dinlendiği gerekçesiyle konuşmamayı tercih etti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Mustafa Yıldız