Gine’den gelen Mamoud Diallo, bugünlerde Fransa’nın güneydoğusundaki Alpler bölgesinde yer alan Autrans’da aşçı çırağı olarak çalışıyor.
20 yaşındaki sığınmacı, başka bir çalışan tarafından saldırıya uğrayan genç bir kadını kurtardığı için övgü ve destek yağmuruna tutuldu.
Diallo’nun cesur müdahalesinin ardından olayın faili polis tarafından tutuklandı ve çarklar Diallo’nun sığınma talebine çözüm bulmak için hızla dönmeye başladı. Fransa’ya ilk kez 2018 yılında ayak basan Diallo, şimdilerde Mültecileri ve Vatansız İnsanları Koruma Bürosu’ndan 19 Şubat için randevu alabildi. Bu tarihteki görüşmenin ardından büro, genç adamın sığınma başvurusunu ya kabul edecek ya da geri çevirecek.
Daha iyi bir hayat için Fransa’ya gelen birinin gösterdiği cesur davranış nedeniyle manşetlere çıkmasıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Diallo’nun cesareti, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında küçük bir çocuğu kurtarmak için bir binaya tırmanarak insanüstü bir güç sergileyen Malili Mamoudou Gassama’yı akıllara getirdi. Bu olaydan sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gassama’ya Fransız vatandaşlığı ve itfaiye servisinde bir iş bulma sözü verdi. 2015 yılında da eski Cumhurbaşkanı François Hollande, Charlie Hebdo saldırısından iki gün sonra yaşanan terörist eylem sırasında kendi canını riske atma pahasına 6 kişiyi ölümden kurtaran bir diğer Malili Müslüman Lassana Bathily’yi Fransız vatandaşlığı ile ödüllendirmişti.
Diallo, Gassama ya da Bathily hakkında yazılan yazıları okurken, bu insanların cesaret hikayeleriyle moral bulmamak mümkün değil. Dünyanın daha tehlikeli ve daha adaletsiz göründüğü bir zamanda insana iyimserlik veriyorlar. Tişört ve blucin içindeki Gassama’nın Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmeye giderken Elysee Sarayı’nın avlusundan ilk kez girişi gözümün önünden gitmiyor. Bunlar, umut ve adaletin görüntüleri.
Fakat unutmayalım ki bu üç kahramanın dışında Fransa’ya gelebilmek için her gün canlarını tehlikeye atan insanlar da var. Bazıları Senegal, Fildişi Sahilleri, Mali ya da Gine’den geliyor ve yaşayacak ya da çalışacak bir yer bulmakta zorlanıyorlar. İçlerinden kimi inşaatçı, kimi temizlikçi, kimi de mutfak hamalı olarak iş bulabiliyor. Oysaki bu insanların çoğu, hala başkent Paris’te ya da Fransa’nın diğer şehirlerinde bulunan yoksul bölgelere gönderiliyor.
Çıktığı uzun yolculukta Çad ve Libya üzerinden hareket edip Akdeniz’i geçen Diallo, geçtiğimiz yıl Mart ayında Grenoble kasabına ulaştı. Onun gibi koyu bir ten rengine sahip sığınmacılar genellikle ırkçılığa ve haksız stereotiplere maruz kalıyor. Ülkede aşırı sağın ateşlediği tahrikten etkilenerek işlerinin çalınacağına inanan çok sayıda Fransız, bu insanlara karşı düşman kesilmeye başladı. Ancak gerçek şu ki her kesimden insanın gözlemlediği bir şey var: Fransa ekonomisi gelişmeye devam ediyor.
Halktan ve Fransız siyasetçilerden destek toplayan Diallo, Fransa’da kalmasını sağlayacak belgeleri alabilmeyi umuyor. Diallo, “Gine’den gelen genç bir adamın Fransız bir kadını korumuş olmasından dolayı gururluyum. Bu unutulmayacak. Aşçılık eğitimime devam etmek için burada kalmak istiyorum. Hedefim bir gün Gine’ye dönüp orada Fransız restoranı açmak” dedi. Fransa’da yaşıyor olmasına rağmen genç adamın “hayali” Fransız ordusuna katılmak.
Yukarıdaki hikaye her ne kadar ümit verici olsa da Fransa’da bir yabancı olarak itibar görmek, iyilik ya da cesaret konusunda insanüstü davranışlar sergileme yeteneğinize bağlı olmamalı. Bugünlerde Diallo gibi insanların kaderi, kimin katılacağına kurayla karar verilen Açlık Oyunları’na benziyor. Sığınmacılarla göçmenlerin haysiyete yakışır bir muamele görmeleri ve Fransa'da kalmalarına izin verilmesi için bu insanların kahraman olmaları gerekmez. Gineli gencin hayalinin gerçek olmasını yürekten diliyorum ancak onun hikayesi cesaret kadar biraz da şans işi. Diallo gibi insanlar için sistem değişmeli. Bu, televizyonda yayımlanan bir şov programı değil. Bu, hayatın ta kendisi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol
© The Independent