28 Şubat’ın yıl dönümü nedeniyle yazar Abdurrahman Dilipak ve sosyalist bir insan hakları savunucusu olan Şanar Yurdatapan bir araya geldi.
O dönemde birlikte hareket eden iki isim Tükenmez Haber'e konuştu.
‘Bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat’ın, uzun bir ön hazırlığı olan ordu içinde örgütlenen Fethullah kanadı ve Batı Çalışma Grubu (BÇG) kanadı arasındaki kapışmanın, uluslararası aktörlerin de dahil olduğu bir senaryonun sonucu olduğunu ifade eden Dilipak, “Darbeci zihniyetler, kıyamete kadar varlığını sürdürecek” dedi.
28 Şubat'ın hedeflerini gerçekleştiremediğini düşünen Yurdatapan ise "İnsanlara benim istediğim kişilikte olacaksın' derseniz içlerine kin tohumları ekersiniz" diye konuştu.
“Fethullah Gülen projesi İslam'a havuç projesiydi”
Fethullah Gülen projesinin, İslam’a havuç projesi olduğunu ifade eden Dilipak, şunları kaydetti:
NATO, FETÖ’yü radikal İslam’a karşı sopa, ılımlı İslam’a karşı havuç politikasına dönüştürdü. Fethullah Gülen hareketi CIA’nin, Rand Corporation üzerinden Graham Fuller üzerinden örgütlediği bir hareket olarak emniyet, istihbarat, belli makamlar, adalet gibi stratejik kurumlarda önemli ölçüde yerleştiler. Bu defa BÇG kanadı bunlardan rahatsız oldu ve bunların tasfiye edilmesini istedi. O zaman Brezinski kanadıyla Fuller kanadı da ayrıştı; Yani İslam’a karşı hangi yöntem uygulanacak noktasında. BÇG kanadı, ulusalcı, Kemalist kanat ‘eğer bir tarikat gerekiyorsa onun da bizim kontrolümüzde kurulması gerek, ılımlı İslamcıların rejimin dışına itilmesi lazım’ dedi.
'Kalkancı tarikatını batı çalışma grubu örgütledi'
O dönem, Kalkancı tarikatının BÇG’nin örgütlediği bir hareket olduğunu ifade eden Dilipak, BÇG kanadı dinci gördüklerini kendilerine göre tasfiye etmeye başladı. FETÖ’cüler kendilerini gizledi. Refah Yol hükümetinin örgütlenme sebebi de ordu içindeki BÇG kanadını tasfiye etmekti. Fakat BÇG kanadı buna karşı ayrı bir senaryo hazırladı” dedi.
Dilipak sözlerini şöyle sürdürdü:
Çatlı olayı da bu senaryonun içinde bir yere oturuyordu. Erbakan’ın harekete geçmesini sağlamak için bir kaset operasyonu yapıldı. Bu da yayınlandı. Askeri bir birlikte paşanın arkadaşlarıyla konuştuğu kaydı yayınladılar. Bu ordunun içindeki BÇG kanadına karşı Erbakan’ı harekete yöneltmek içindi. BÇG kanadı tasfiye edilip, FETÖ için de dikensiz gül bahçesine gideceklerdi. Senaryo böyle kurgulanmıştı.
'Tansu Çiller de Meral Akşener de sütten çıkmış ak kaşık değildi'
Tansu Çiller ve Meral Akşener’in de sütten çıkmış ak kaşık olmadığını ve onların da senaryonun bir parçası olduğunu vurgulayan Dilipak, O günkü üst yönetimde bir sürü kilit isim var. Erbakan’ın ekonomiyle uğraşmaması için havuz sistemi de Osman Altuğ tarafından götürüldü Erbakan’a. Tezgah tam kurulmuştu ama Erbakan’ın harekete geçmesi için yapılanlar karşılıksız kaldı. Erbakan harekete geçerse diye de bir toplantı yapıldı. O toplantının ses kaydı da basına sızdırıldı.” dedi.
“İnsanlara 'Sen benim istediğim gibi olacaksın' derseniz içine kin tohumları ekersiniz”
28 Şubat başarılı olup olmadığıyla ilgili Yurdatapan, “Hayır, başarılı olmadı, daha beter... Bir takım insanlara 'sen benim istediğim kişilikte olacaksın mecbursun buna' dediğin vakit, kafasını kırarak, çok korkutarak belki bir süre şey yaparsın, ama içine öyle bir kin tohumu ekiyorsun ki. 'Sen ben nasıl istersem öyle olacaksın öyle davranacaksın öyle giyineceksin…' bunun ektiği tohumlarla baş edemezsiniz. Kürt meselesi de aynıdır.” diye konuştu.
'Büyük güçler her zaman teoriler yapar ama her zaman başarılı olamaz'
Yurdatapan şunları kaydetti:
Bütün bunları 'nasılsa büyük güçler yapıyor' diyerek bu teorilerin içine insan dalarsa pek bir yere de çıkamaz. Büyük güçler her zaman için teoriler yaparlar dünyaya hükmederken mutlaka, her zaman başarılı olurlar mı güçlerine rağmen? Olsalardı Amerika Vietnam’da Sovyetler Birliği de Afganistan’da mağlup olmazdı. Bas baya mağlup oldular. Ama mağlubiyetlerini gördükleri zaman onlar çok çabuk taktik değiştiriyor, bu olmadı başka ne yapayım? Bu durumda insan hakları, temel hak ve özgürlükler için mücadele veriyorsan senin doğruların insanlığın bugüne kadar getirdiği; çok şükür ki uluslararası belgelere de geçirdiği ilkelerdir. Bu ilkelere göre davranmaya devam et. Kafamızı kırabilirler ne yapalım...
'AK Parti Ergenekon, Balyoz dedikleriyle kol kola girdi'
AK Parti’nin hala 28 Şubat’la tam olarak yüzleşmediğinin altını çizen Dilipak, “Son gelinen noktada o Ergenekon, Balyoz dedikleriyle, dün şikayet ettikleriyle kol kola girdi. Yani yola çıktıklarıyla yolda buldukları arasında… Dün Devlet Bahçeli ne diyordu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birbirlerine ne diyorlardı? Ya da Ak Parti içindeki, yakın çevresindeki isimler dün ne diyordu, bu gün ne diyorlar? Bundan çok rahatsızım.” dedi.
'Suçuna iştirak edip yargılandığımız kişi Erdoğan'dı, bugün insan hakları savunucuları o zaman neredeydi diyor'
Recep Tayyip Erdoğan’ın suçuna iştirak ettiği için yargılandığını belirten Şanar Yurdatapan şunları kaydetti:
Ve şimdi utanmadan kalkıp diyor ki; 'Bu sözde insan hakları savunucuları ben hapsedilirken neredeydiler?' Eğer bununla Uluslararası Af Örgütü'nü, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü filan kastediyorsa, hepsi ona destek veren beyanlarda bulundu. Susmadı hiç birisi. Yok bizi kastediyorsa biz o esnada Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıyorduk onun sözünü tekrar ettiğimiz için. Bunu bilmiyor mu? Biliyor. Bir defa onunla karşılaştım, Küçük Millet Meclisleri'nin başlangıcında. Bir defa randevu alıp gitmiştik onda da hatıra olarak bunu kendisine verdim. Biliyor, bilerek de bunu söylüyor.
Independent Türkçe, Tükenmez Haber