1858-1947 yıllar arasında süren Hindistan’daki "Britanya Hindistanı" döneminin başlarında, İngiliz yetkilileri, Delhi bölgesinin ekolojik sistemi nedeniyle ciddi bir sorun yaşadı. Bu süre zarfında zehirli kobralar şehrin her tarafına yayılıp İngiliz yerleşimcilerin büyük kâbusu olmuştu.
Kobra yılanları sorunundan kurtulmak için Delhi’deki İngiliz yetkililer, benzersiz bir karar verdi.
Buna göre kobra öldürül derisini yetkililere teslim eden her Hintliye para ödülü verilecekti.
Başlangıçta bu fikir büyük ölçüde başarılı oldu. Para ödülü, Delhi halkını adeta kobra avcısına çevirmişti.
Fakat zaman geçtikçe daha fazla kazanç elde etmek isteyen Hintler, sistemden yararlanıp evlerinde kobra yılanı yetiştirmeye başladı. Bu ticaret sayesinde Delhi halkı büyük kazançlar elde etti.
Durumu fark eden yetkililer ödül sisteminden vazgeçme kararı aldı. Böylece Hintler, değersiz hale gelen kobralarla birlikte aynı evin içinde yaşamak zorunda kaldı.
'Kobra etkisi' kavramının türeyişi
Ödüllerin iptal edilmesi kararı üzerine birçok 'ödül avcısı', evlerinde yetiştirdikleri kobraları sokağa saldı. Bunun sonucunda Delhi sokaklarındaki kobra yılanlarının sayısı, ödül sisteminden önceki sayının bile üstüne çıktı.
'Kobra etkisi' kavramı da bu olaydan türedi. Bu kavram, bir sorunu çözmeye çalışırken işleri daha kötü hale getirmek anlamında kullanılıyor.
Ayrıca 1987 yılında Fransız Sömürge İmparatorluğu'nun Güneydoğu Asya'daki bir parçası olan Hindiçin’de de buna benzer bir olay yaşandı.
Fransız Vali Paul Doumer, Vietnam’ın Hanoi kentine yerleşip burayı Paris ve Londra’ya benzer çağdaş ve gelişmiş bir şehre dönüştürme görevini üstlendi.
Şehirde reform programının uygulanmaya başlamasıyla Doumer, onlarca kilometreye ulaşan drenaj kanallarının inşasını emretti.
Fakat 1902 yılında Paul Doumer programı başaramayıp büyük bir felaket getirdi. Drenaj kanalları sıçanlarla dolup taştı, Hanoi mahallelerini sıçanlar işgal etti.
Başlangıçta Vali Doumer, sıçanlar ortadan kaldırmak için özel bir ekip oluşturdu fakat bu ekipten fayda görmeyince Hanoi’nin fakir insanlarından yardım istedi.
Onların öldürdükleri her sıçan karşısına para vereceğine söz verdi. Öldüklerini ispat etmek için de sıçanın kuyruğunu şehrin yetkililerine vermeleri gerekiyordu.
Kısa bir süre içinde, Hanoi yetkilileri çok büyük sayıda sıçan kuyruğu topladı. Bu sorunun ortadan kalkacağına inanan Genel Vali Doumer çok mutlu oldu. Ancak bu mutluluk çok uzun sürmedi. Sıçan kuyruklar birikmesine rağmen, Fransız yetkililer sıçanların çoğaldığını fark etti. Üstelik yeni bir tür kuyruksuz sıçan ortaya çıktı.
Sadece kazanç elde etmek isteyen Hanoi halkı, kasıtlı olarak sıçanların kuyruklarını kesip tekrar serbest bırakıyordu ve böylece üremelerine sebep oldu.
Bu hilenin farkına varan Fransız Genel vali Paul Doumer, bu ödül programı bitirmesine emir verdi. Ancak Hanoi şehrinde sıçan sayısı gittikçe artıyordu ve 1906 yılına gelindiğinde veba salgının ortaya çıkmasına neden oldu.
Böylece çözümü olmayan sıçan ve kobra sorunu tarihin en ilginç sorunları olarak kayıtlara geçti.
Al Arabiya'dan Independent Türkçe için çeviren: Gülbahar İbeş