Libya'da uluslararası çözüm çabaları sonuçsuz kalıyor

UMH ve Devlet Yüksek Konseyi’nin katılımlarını askıya almasına neden olan sebepler, savaş alanında LUO Genel Komutanlığı ile devam eden tartışmada açıkça görülüyor

Libya devriminin yıldönümü münasebetiyle Bingazi’deki kutlamalar sırasında Libyalılar, ellerinde bayrak taşıyor / Fotoğraf: AFP

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı ve Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, "iki tarafın bir anlaşmaya ulaşması" hususunda iyimserliğini korurken, Berlin Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanması, Konferansın da diğer uluslararası girişimlerle aynı akıbete uğradığı şeklinde değerlendirildi.

Son zamanlarda Libya’daki çatışmanın tarafları, 19 Ocak’ta Libya krizine çözüm bulmak için düzenlenen Berlin Konferansı'ndan doğan üç süreçten biri olarak, siyasi süreç müzakerelerine katılımlarını askıya aldıklarını açıkladı.

Müzakerelerin geleceği

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Trablus merkezli Devlet Yüksek Konseyi, 24 Şubat’ta ortak askeri komite görüşmelerinin üçüncü turu sonlanana kadar, siyasi süreç müzakerelerine katılımlarını askıya aldığını duyurdu.

Libya, Trablus ve Tobruk merkezli olmak üzere iki meclisli bir bölünme yaşıyor. Bu bölünme, siyasi süreç görüşmelerinde Temsilciler Meclisi’ni temsil eden ortak bir komiteye ulaşılmasını engelleyen başlıca faktörlerden biri.

Siyasi süreç, Devlet Konseyi ve Temsilciler Meclisi’nden 13 üyeyle birlikte 40 Libyalı politikacıdan oluşan bir komite kurmayı hedefliyor. Aynı şekilde UNSMIL'in, bağımsız siyasi ve toplumsal taraflardan 13 isim seçmesi bekleniyor. Oturumlar ise, ‘bir ulusal birlik hükümeti kurmak ve seçim anayasası gibi önemli konumları ele almak üzere ‘26 Şubat’ta (bugün) Cenevre’de başlayacak.

UMH ve Devlet Yüksek Konseyi’nin katılımlarını askıya almasına neden olan sebepler, savaş alanında LUO Genel Komutanlığı ile devam eden tartışmada açıkça görülüyor. Öyle ki Konsey ve UMH, askeri görüşmelerin yeniden başlaması ve siyasi katılımları için şart olarak, ordu güçlerinin Trablus’taki güney cephelerinden geri çekilmesini istiyor.

LUO sözcüsüne göre Genel Komutanlık da Suriyeli paralı askerlerin ve Türk askerlerin Libya topraklarından geri çekilmesini talep ediyor.

12 şart

Öte yandan Temsilciler Meclisi de iç bölünmeyle karşı karşıya. Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi, 13 temsilciyi aday göstermesinden saatler sonra 12 şartla birlikte katılımını askıya aldığını belirtti. Ancak asıl şart, ‘BM misyonunu UNSMIL'in Trablus’ta toplanan milletvekillerinin meşruiyetini tanımaması ve Trablus milletvekilleri tarafından aday gösterilen beş temsilcinin, siyasi süreç müzakerelerinde olmaması’ olarak değerlendirilebilir.

Siyaset bilimci araştırmacı yazar Abdulkadir Emşali, görüşmeler çerçevesinde "2015 yılında Fas’ın Suheyrat kentinin ev sahipliği yaptığı siyasi diyalog oturumlarının yeniden başlatılması dışında" başka engelin görülmediğini belirtti.

Abdulkadir Emşali, "Kutuplaşmanın ana nedeni, tarafların uzlaşma isteksizliğine dayanıyor. Tarafların ulaştığı siyasi çözüm süreci, içsel bir istek olmaksızın uluslararası baskı altında yürütülmeye çalışılıyor" ifadelerini kullandı.

Yeni bir değişiklik

Fakat güç dengesinin değişmesi ve LUO'nun ülkenin yüzde 95’iden fazlasını kontrol etmesi sonrasında Trablus kapılarına dayanması, dengeleri değiştirdi.

LUO, ister Temsilciler Meclisi, ister devlet veya hükümet olsun tutarlı olan, amaçları ve talepleri değişmeyen tek taraf. Rus haber ajanslarının aktardığına göre General Halife Hafter, açıkça “Cenevre görüşmelerinin, ülkenin barış ve güvenliğini sağlamaması, paralı askerlerin geldikleri yerlere geri dönmemesi halinde silahlı kuvvetler, ülkeyi, Osmanlı Türk işgalcilerinden korumak için anayasal görevlerini yerine getirecektir” dedi.

Müzakerelerin geleceği hakkında da değerlendirmede bulunan araştırmacı Abdulkadir Emşali, “Askeri ve siyasi süreç, en önemli ve en yakın olan süreçlerdir. Askeri müzakerelerin ikinci turunun misyon üzerindeki mevcut baskılar nedeniyle hızlı sonuçlar verdiğinde şüphe yok. Çünkü sonuçlar, siyasi süreci gerçekleştirmede başarı sağlayacaktır” dedi.

UNSMIL, misyon ve her iki taraftan ortak askeri komite tarafından yürütülen ortak ateşkes takip mekanizmasına ilişkin bir taslak önerisinde de bulundu. Taslağın, ilerleyen günlerde düzenlenecek bir toplantıda ele alınacağı ifade edildi.

Çözüm arayışı

Emşali, siyasi süreç görüşmelerine paralel olarak düzenlenecek askeri görüşmelerin yeniden başlatılması için, taraflara Cenevre’ye dönme baskısı yapıldığına dikkati çekti. Siyasi araştırmacı, tüm süreçlerin sonuçlarının, ‘bir çözüm veya uzlaşıya ulaşmak için dahili bir istek olmadıkça sıfır düzeyinde olacağını’ vurguladı.

BM misyonu UNSMIL, geçen pazartesi günü Cenevre’deki askeri görüşme taraflarının, sürdürülebilir bir ateşkes anlaşmasına ulaştığını ilan etti. Ancak hemen ardından, çatışma tarafları ‘aynı gün ölü ve yaralılara yol açan, Trablus’taki Ebu Selim mahallesine yönelik saldırı’ hakkında karşılıklı suçlamalarda bulundu. Durum, saatler önce ilan edilen ateşkesin kırılgan olduğunu gösterdi.

UMH İçişleri Bakanı Fethi Baş Agha’nın LUO'ya karşı savaşan UMH güçleri saflarında ‘destek kuvvetleri ve Trablus’ta varlığıyla bilinen milisler’ ayrımı yapılması çağrısına rağmen Trablus, milisler arasında büyük güvenlik kaosundan ve bölünme belirtilerinden mustarip.

Derin farklılıklar

Trablus’taki gelişmelerden haberdar olan bir hükümet kaynağı, Fayiz es-Serrac hükümetine yakın Trablus milisleri ve Misrata’dan gelen milisler arasında derin farklılıklar olduğunu açıkladı. Bu eski farklılık, hükümetin Trablus’a girip orada milisleri silahlandırdığı ve Genel Ulusal Kongre hükümeti ve Misrata milislerinin kovulduğu 2016 yılına dayanıyor.

Baş Agha, geçen pazar günü Trablus’ta düzenlediği bir basın toplantısının ardından Twitter üzerinden açıklamada bulundu. İçişleri Bakanı, Trablus’taki en güçlü dört silahlı kuvvetten biri olan en-Nevasi milislerinin, yasaların dışına çıktığını ve hükümet yetkililerine silah güç ile şantaj yaptığını belirterek, silahlıların, hükümetteki Maliye Bakanı’nın ofisine baskın düzenlediğini ve bakanı tehdit ettiğini vurguladı.

Olası çatışmalar

Ancak hükümet başkanına yakın bir kaynak, “hükümet içerisindeki Misrata paktına katılan ve Maliye Bakanlığı’na baskı uygulayan Serrac, Trablus’taki milislere yöneldi ve Merkez Bankası başkanına, Maliye Bakanı ile ilgili mali uygulamaları askıya alma emri verdi” dedi.

Baş Agha’nın ifadelerinin etkisi ve milis olarak tanımladığı öfkeli Trablus gruplarıyla yüzleşmesine dair endişe duyulduğu açık. Zira bazı taraflar, Misrata’daki silahlı kuvvetleri ‘meşru’ olarak nitelendiriyor. Açıklamanın geldiği gece ve ertesi sabah, Ceza Soruşturma Dairesi’ne bağlı birimler, geniş çaplı şekilde bölgeye konuşlandı.

Bu çerçevede araştırmacı Abdulkadir Emşali de Trablus’taki milislerin yakın bir zamanda dağılmasının ve aralarında büyük bir iç çatışmanın başlamasının muhtemel olduğunu ifade etti. Ancak Emşali’ye göre en önemli durum, bu farklılıkların geçmişte birçok gözlemcinin, ‘LUO'nun Trablus’u kurtarma operasyonunun, milislerin ilgi ve yönelimlerindeki farklılıklar nedeniyle Trablus’u bir kan gölüne dönüştüreceği’ yorumlarına binaen ortaya çıkan korkuları haklı çıkarıyor olması.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

independentarabia.com/node/97511

DAHA FAZLA HABER OKU