Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği iddiasıyla 16 kişinin yargılandığı dava dün sonuçlandı.
Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın arasında olduğu 9 kişi hakkında beraat kararı verilirken, yurt dışındaki 7 sanığın hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararı kaldırılarak, dosyaları tefrik edildi.
Beraat kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararı verip "Derhal tahliye edilmeli" demesine rağmen önceki iki duruşmada tahliye edilmeyen Osman Kavala'nın da özgürlüğüne kavuşması demekti. Duruşmadan sonra, son dönemde siyasi davalarda çıkan tahliyelerin beklendiği yer olan Silivri Cezaevi yakınlarındaki Karbey Dinlenme Tesisleri'nde bir araya gelen yüzlerce kişi Kavala'yı karşılamayı bekliyordu.
Bekleyiş sırasında, kimileri halay çekti, kimileri ise sohbet ederek vakit geçirdi. Kavala'nın iş insanı kimliği ve Gezi Parkı eylemlerini finanse ettiği iddiasıyla yargılanması tahliyeyi bekleyenler arasında espri konusu da oldu:
Kavala gelince burada bekleyen herkesin hesap numarasını isteyip 200'er Euro gönderecekmiş.
Video: Gamze Elvan
Karbey'deki keyifli bekleyiş, ajansların servis ettiği "Savcılık, mahkemenin Gezi Davası kararı için süre tutum talep etti" haberiyle yerini tedirginliğe bıraktı. Ama kısa sürede, süre tutum talebinin tahliyeye engel olmadığı bilgisi avukatlar tarafından verilince gergin ortam dağıldı. Bir süre sonra ise televizyondan geçen son dakika bilgisi, Karbey'de Kavala'yı karşılamak isteyenlerin beklentilerini boşa çıkarıyordu:
Gezi Parkı eylemleri davasında beraat edip tahliye kararı verilen Osman Kavala hakkında, 15 Temmuz soruşturması kapsamında gözaltı kararı...
Stresli geçen duruşma, önce neşeli sonra gergin geçen bekleyişten sonra yapılacak bir şey kalmadığı için Karbey'dekiler evinin, Osman Kavala ise Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı polislerle birlikte Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yolunu tutuyordu.
Gözaltı kararının ardından Osman Kavala'nın eşi Prof. Ayşe Buğra, hayal kırıklığıyla evinin yolunu tuttu / Video: Gamze Elvan
Osman Kavala, 840 günlük tutukluluktan sonra özgürlüğüne bir adım kala yeniden gözaltına alındı. Henüz savcılığa sevk edilmeyen Kavala hakkında verilecek karar bekleniyor.
Peki, 2013 yılında 31 Mayıs'ta başlayan Gezi Parkı eylemleriyle ilgili 2019 yılında açılan davada neler oldu?
1- Soruşturma nasıl başlatıldı?
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili, şu anda FETÖ üyeliğinden yargılanan firari savcı Muammer Akkaş tarafından başlatılan soruşturma sonucunda, elde edilen delillerle, 4 Mart 2019'da iddianame hazırlandı. 657 sayfalık iddianamede, FETÖ'cü savcının soruşturmayı başlatmış olmasının tepki çekeceği öngörülerek, delillerin 'yeniden kıymetlendirildiği' belirtiliyor ve şu açıklama yapılıyordu:
İddianamemizin tanzim edildiği dönemde şüpheliler, şüpheliler vekilleri ve bazı basın organlarında bu soruşturma evrakı ile ilgili olarak olayların yaşandığı dönemde devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma safahatı sonunda ve özellikle 2016 yılı sonrasında soruşturmaya konu tüm delillerin ve özellikle de tapelerin tamamının yeniden kıymetlendirilmesinin yaptırıldığı, bu nedenle de iddia edildiğinin aksine dosyanın dış etkilerden ve bahsi geçen örgüt militanlarının dosya üzerindeki tüm etkilerinin ortadan kaldırıldığı hususunun da izahı zaruret arz etmiştir.
2- Osman Kavala neden tutuklandı?
18 Ekim 2017'de gözaltına alınan Osman Kavala, 1 Kasım 2017'de Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Tutuklanma gerekçesinde, "Hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanma olan ve FETÖ/PDY, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP gibi terör örgütlerinin aktif olarak katıldığı Gezi olayları olarak bilinen eylemlerin yöneticisi ve organizatörü olmak" iddiası yer alıyordu.
3- İddianame ne zaman hazırlandı, iddialar nelerdi?
16 Kasım 2018'de Osman Kavala'nın sahibi olduğu Anadolu Kültür A.Ş.'nin bazı çalışanları, akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin aralarında yer aldığı 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan Yiğit Aksakoğlu tutuklandı, 12 kişi ise serbest bırakıldı. Gözaltıların, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde binbaşı olarak görev yaparken psikolojik problemleri nedeniyle malulen emekli edilen Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi Murat Papuç'un ifadeleriyle ilişkili olduğu öğrenildi. TKP, Papuç'un partiyle ilişiğinin kesildiğini söyledi. Papuç ise savcılığa dilekçe vererek, "Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki görevine psikiyatrik uygunsuzluğu gerekçe gösterilerek son verilmiş bir subayın 'Askerlik yapmak için uygun görülmeyen' psikolojik özelliklere sahip olduğum saptanmış ve ordudan uzaklaştırılmıştım. Şimdi bu niteliklere sahip olan benim bir soruşturmada kaynak/dayanak yapılmasını anlayabilmiş değilim" dedi.
Ardından, 4 Mart 2019'da Gezi Parkı eylemleriyle ilgili iddianame mahkemeye sunuldu. 657 sayfalık iddianamedeki sanıklar arasında, 1 Kasım 2017'den itibaren 477 gündür tutuklu bulunan ancak hakkında iddiaları öğrenemeyen Osman Kavala da yer alıyordu. Kavala'nın yanı sıra 16 Kasım 2018'deki operasyonda tutuklanan Yiğit Aksakoğlu, Taksim Dayanışması'ndan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay, gazeteci Can Dündar, oyuncu Mehmet Ali Alabora gibi isimlerinde arasında olduğu 16 kişi Gezi Parkı eylemlerini organize etmek ve finanse etmekle suçlanıyordu.
4- AİHM'in hak ihlali kararı nasıl boşa düşürüldü?
Sanıklar, ilk kez 24 - 25 Haziran 2019'da hakim karşısına çıktı. İlk duruşmada, dosyanın iki tutuklu sanığından biri olan Yiğit Aksakoğlu tahliye edildi. Osman Kavala'nın ise tutukluluğunun devamına karar verildi.
Davanın 24 Aralık 2019'daki dördüncü duruşmasından önce ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararı vererek "Derhal tahliye edilmeli" dediği Osman Kavala hakkında, mahkemenin tahliye kararı bekleniyordu. Ancak dördüncü duruşmada mahkeme, AİHM kararının henüz kesinleşmediğini gerekçe göstererek, Kavala'nın tutukluluğunun devamına hükmetti.
Türkiye'nin AİHM'in kararına itiraz için 10 Mart'a kadar süresi vardı. Bu sürede, 28 Ocak'ta Kavala ve diğer sanıklar bir kez daha hakim karşısına çıktı. 28 Ocak'taki duruşmada da Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Gerekçe, yine AİHM kararının kesinleşmemesiydi. 6 Şubat'ta, savcılık Gezi Parkı eylemlerinin organizasyonu ve finansmanıyla ilgili davada mütalaasını verdi. Savcılık, Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve Mücella Yapıcı'nın ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması, diğer sanıklara ise 15-20 yıl arasında hapis cezası verilmesi talep ediliyordu.
Türkiye'nin AİHM'in Kavala kararına itirazına sayılı günler kala, 18 Şubat'ta görülen ve tansiyonu yüksek geçen duruşmada mahkeme heyeti verilen kısa bir aradan sonra kürsüye gelerek kararı okudu:
Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Yiğit Ali Ekmekçi ve Hakan Altınay'ın beraatine, tutuklu olan Osman Kavala'nın tahliyesine, yurt dışında olan sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, İnanç Ekmekçi ve Gökçe Yılmaz'ın hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının kaldırılarak dosyalarının tefrik edilmesine...
Beraat ve tahliye kararıyla birlikte Osman Kavala hakkındaki AİHM kararına 10 Mart'a kadar yapması gereken itiraza gerek kalmadı. Yani Türkiye, Kavala/Gezi başvurusunda AİHM düzeyinde bir yaptırımla karşılaşmayacak. Başka bir dosya olan 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili gözaltı işlemi ve olası bir yeniden tutukluluk da, AİHM'e yapılan başvurunun kapsamında değil. Böylece, AİHM ile Karbey Dinlenme Tesisleri'nde Kavala'yı bekleyenler, sürecin kuralına uygun bir şekilde nasıl işletildiğini görmüş oldu.
© The Independentturkish