ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz 26 Mart'ta hakim karşısına çıkacak

FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Metin Topuz hakkındaki iddianame kabul edildi

Metin Topuz Ekim 2017'den bu yana tutuklu

FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. 

İddianamede Topuz hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 35 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 

Metin Topuz’un tutukluluğunun devamına karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ilk duruşmanın da 26 Mart tarihinde yapılmasını kararlaştırdı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ şüphelisi eski polisler ve eski firari savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilen ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlamasıyla tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz hakkında yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamenin, gönderildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince inceleme işlemi tamamlandı.

İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme, savcılığın 17 Aralık Kumpas davasıyla birleştirme talebini ise, söz konusu davada sanık savunmaları ve tanık beyanlarının alınması ve dosyanın mütalaa aşamasına gelmesi nedeniyle reddine karar vererek, bu dava dosyasının ayrı bir esas kaydedilerek görülmesine hükmetti.

Davaya ilişkin hazırlanan tensip zabtında mahkeme heyeti, sanık Topuz'un tutukluluğunun devamına, ilk duruşmanın 26 Mart'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapılmasına karar verdi. Heyet, duruşmaların 27 ve 28 Mart'ta da sürdürülmesini de kararlaştırdı.

İddianameden ve süreç

Tek şüpheli olarak Metin Topuz'un yer aldığı, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 30 kişinin ise müşteki-mağdur sıfatıyla yer aldığı iddianamede, Topuz hakkında ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme'', ''Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme'',  ''Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek'', "Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme'' ve ''Gizliliğin İhlali'' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 20 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

İddianamede Metin Topuz'un 17-25 Aralık sürecinde aktif olarak görev alan ve FETÖ iltisakı nedeniyle meslekten atılan eski polis müdürleri ile görevi kapsamında açıklanamayacak şekilde çok yoğun irtibatının olduğu vurgulandı.

Topuz'un örgütün kumpas soruşturmalarında kendisine iletilen bilgiler ışığında soruşturmaları yönlendirmede aktif rol aldığı öne sürülen iddianamede, örgütün hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik girişimine iştirak ettiği iddia edildi.

Adil Öksüz ile bağlantısı

İddianamede, şüpheli Topuz'un 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde yakalanan firari Adil Öksüz'le de irtibatlı olduğu iddia edilerek, söz konusu irtibatın soruşturma kapsamında ifadesi alınan Nizamettin Çelikbilek'in beyanlarında yer aldığı kaydedildi.

Çelikbilek'in, ''İstanbul İl Jandarma KOM Müdürü Asım Sürer'le tanıştırıldım. O da beni Metin Topuz'la irtibatlandırdı. 2007-2008 yıllarında bir alışveriş merkezinde otururken Metin Topuz'a bir telefon geldi. Yanımdan kalkarak konuşmaya başladı. Telefonda karşısındakine, 'Bu isteğiniz beni aşar hocam, beni direkt arasın. Başka türlü bu isteğinizi gerçekleştiremem. Adil bey arasın' şeklinde beyanda bulundu. Bu konuşma içeriğini Komutan Asım Sürer'e aktararak konuşmada geçen Adil'in kim olduğunu sordum. Kendisi bana 'Adil Öksüz'ü duymadın mı?' şeklinde beyanda bulunarak, 'Metin Topuz'un paşası da, Allah'ı da, efendisi de odur' şeklinde beyanda bulundu" ifadeleri iddianamede yer aldı.

Bir dönem ABD'nin Uyuşturucu ile Mücadele Birimi'ne (DEA) birimine muhbir olarak çalışan Feyyaz Öztürk'ün "tanık" sıfatıyla alınan ifadesine yer verilen iddianamede, 2008 yılında çeşitli belgeler ve bir adet telefon verdiği Topuz'un, kendisine "Amerika ile ne hesabın varsa gör ama bu işe hizmet erlerini karıştırma" dediği belirtildi.

Topuz'un Ergenekon teklifi iddiası

Tanık Feyyaz Öztürk'ün Metin Topuz’un kendisini 2008 Mart ayında Zekeriya Öz ile tanıştırdığını ve Ergenekon operasyonları için gizli tanık olarak kullanılmak istendiğini belirterek, kendisinin bunu kabul etmediğini söylediği aktarıldı.

İddianamede Topuz'un FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz ile 23 Eylül 2013-4 Ekim 2013 arasında yapılan 4 ayrı telefon görüşmesinin bulunduğu, bu görüşmelerin 17-25 Aralık soruşturmalarından kısa süre önce yapıldığı, görüşmelerin amacının ise casusluk ve operasyonlarının sürecinin denetimi olduğu öne sürüldü.

Metin Topuz’un 17-25 Aralık operasyonları öncesi eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı (17 ve 25 Aralık davalarının sanığı) ve diğer polislerle telefon trafiğinin sıklığı ve Topuz’un operasyonlar öncesi Mali Şube Müdürlüğü’ne ziyaretlerinin görüntülerine de yer verilen iddianamede, Metin Topuz’un WhatsApp gruplarındaki FETÖ operasyonları ve FETÖ’cülerle ilgili yorumları, Mehmet Hakan Atilla ile Rıza Sarraf'ın yakalanması ile ilgili değerlendirmeleri de yer aldı.

İddianamede Metin Topuz'un, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde darbe girişimini yöneten FETÖ'nün TSK imamı olduğu belirtilen firari Adil Öksüz'ün bacanağı olan ve 6 yıl 3 ay hapis cezası alan Erdal Şen'le 25 Eylül 2006 tarihinde telefon irtibatı olduğu da belirtildi.

Metin Topuz'un, Adil Öksüz'ün kayınbiraderi olan Ali Sami Yıldırım'ın telefon hattı ile 2015 yılı içerisinde iletişim sağladığı tespit edilen Muhittin Özbaşı adına kayıtlı telefon hattı ile 54 kez irtibat kurduğu kaydedildi.

17-25 Aralık operasyonları 

İddianamede, FETÖ sanığı eski emniyet müdürü Yakup Saygılı'nın, 20 Eylül-1 Ekim 2012 tarihleri arasında Amerika'ya gittiği uçakta, 17-25 Aralık soruşturmasını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdür Yardımcısı Yasin Topçu, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri İbrahim Şener ile ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un da bulunduğunun tespit edildiği belirtildi.

Metin Topuz, Yakup Saygılı, Yasin Topçu ve İbrahim Şener'in, 20 Eylül-1 Ekim 2012 tarihlerinde Newyork Güney Bölgesi Başsavcılığı'nda mali suçlar ve uyuşturucu suçlarıyla görevli savcılarla görüşmeler yaptıklarının tespit edildiği kaydedilen iddianamede, bu toplantıdan yaklaşık 1 yıl sonra soruşturmaların operasyona dönüştürüldüğü vurgulandı.

İddianamede 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2017 yılında ABD New York eyaleti Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında 17 Aralık operasyonu olarak anılan soruşturma evrakının fezlekesinin bire bir kopyası kullanılarak ve aynı suçlamalar ileri sürülerek dava açıldığı anımsatıldı.

Yakub Saygılı'nın ise söz konusu seyahat sırasında (Topuz'un da iştirak ettiği) bilgisayarını kaybettiğini iddia ettiği ancak kaybolan tablet bilgisayarın ziyarette ilgili muhataplara teslim edildiği iddia edilerek, ''Bu suretle de daha sonra ABD ülkesinde açılan davaya da esas teşkil etmek suretiyle o tarihe kadar ele geçen usulsüz deliller ve tespitlerin yurt dışına kaçırıldığı anlaşılmıştır. Bu suretle de Metin Topuz'un casusluk eylemlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır" denildi.

Süreç

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yabancı uyruklu ve misyon görevlilerinin 17-25 Aralık operasyonları ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davalarda yargılanan eski polis müdürleri ve askerler ile firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatlarına ilişkin soruşturma başlatmıştı.

Bu çalışma sonucunda ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz, eski polis müdürleri ve eski savcı Öz ile de irtibatının ortaya çıkması üzerine gözaltına alınmıştı. 

Topuz, emniyetteki işlemlerinin ardından 4 Ekim 2017'de İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'', ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' suçlamasıyla tutuklanmıştı.

DAHA FAZLA HABER OKU