Keşfin arkasındaki bilim insanları, yeni tekniğin Ay'ın yüzeyine dair önemli bakış açıları sağlayabileceğini söyledi.
Araştırmacıların (yaklaşık 50 yaşındaki Ay taşının parçalarında yapılacak tamamen yeni keşiflere olanak tanıması beklenen) yaklaşımı, Ay'ı öğrenme umuduyla taşların en ayrıntılı düzeyde analiz edilmesini içeriyor.
Yaklaşım, NASA'nın gelecekte Ay'ın yüzeyindeki bir üste yaşayabileceğini umduğu astronotların zemindeki önemli malzemeleri bulmasına da yardımcı olabilir.
1972'de Ay'a giden son astronotlar, kendilerinden öncekiler gibi, Ay'dan önemli örneklerle döndüler. İnsanlık o zamandan beri neredeyse 50 yıldır Ay'a tekrar gitmediği için bunlar, Ay yüzeyinden Dünya'ya gelen son parçalar oldu.
Yani kalan bu örnekler sınırlı oldukları ve yerlerine kolayca yenisi konamayacağı için özellikle değerli. Tamamen başka bir alemden alınmış bir kayaya yakından bakmamız için tek şansımız olan örnekler aynı zamanda son derece aydınlatıcı.
Şimdi araştırmacılar, bu sınırlı örneklerden en iyi şekilde yararlanabilecekleri ve arayışlarına tek bir toz parçasıyla ışık tutabilecek yeni bir yaklaşım geliştirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Field Müzesi ile Chicago Üniversitesi'nde doktora öğrencisi ve makalenin baş yazarı Jennika Greer, "Uzaydan gelen taşları atom atom analiz ediyoruz" dedi: “Ay'a ait bir örnek ilk kez bu şekilde çalışıldı. Kullandığımız tekniği birçok jeolog henüz duymadı bile.
Araştırmacılar yeni tekniği kullandıkça, Ay yüzeyi hakkında çok sayıda yeni bilgi bulmayı bekliyor.
Chicago Üniversitesi doçenti, Field Müzesi küratörü ve makalenin ortak yazarı Philipp Heck, "Bu tekniği hiç kimsenin çalışmadığı örneklere uygulayabiliriz" dedi ve ekledi:
Yeni veya beklenmedik bir şey bulmanız neredeyse garanti.
Bu teknik yüksek hassasiyete ve çözünürlüğe sahip; onun sayesinde başka türlü bulamayacağınız şeyleri buluyorsunuz ve bunu yaparken örneğin sadece küçük bir kısmını kullanıyorsunuz.
Bu teknik atom prob tomografisi olarak adlandırılıyor ve tekil taneciklerin inanılmaz derecede hassas biçimde işlenmesini sağlıyor. Teknik, daha önce de endüstriyel süreçlerde kullanılmıştı ancak bu yeni keşif, ilk kez Ay örnekleri için kullanılmasını sağladı.
Profesör Heck, bunun bir çeşit "nano marangozluk" gibi çalıştığını söyledi:
Bir marangozun ahşabı şekillendirdiği gibi biz de biz nano ölçekteki mineralleri işliyoruz.
Örnek, özel bir sondaya yerleştiriliyor. Ardından lazer demetleri gönderiliyor. Böylece iyonize olan atomlar harekete geçiyor özel bir tabakaya çarpıyor. Araştırmacılar, bu unsurların tabakaya çarpma süresine göre atom türünü çözümleyebiliyor. Çünkü daha ağır olanların dedektöre ulaşması daha uzun sürüyor.
Bu da araştırmacıların Ay toprağının içinde bulunan malzemeleri ve bunların değişimini görmesini sağlıyor. Bu keşif, gelecekteki astronotların Ay'a yaşamak üzere gitmesine olanak tanıyabilir. Çünkü astronotların, Ay toprağından çıkardıkları kaynaklarla hayatta kalabileceği düşünülüyor.
Araştırmacılar şimdi, bizi çevreleyen dünyaların yapısını daha iyi anlayabilmek için Ay'ın veya uzayın başka bir yerinden örnek alabileceklerini umuyor. Araştırmacılar, şu anki yöntemlerimizi tek bir sıradağa bakarak Dünya'yı analiz etmeye benzetiyor. Bu yüzden daha geniş bir açıya ulaşmak için Güneş Sistemi'ndeki çeşitli arazileri incelemeleri gerekecek.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/life-style
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent