“FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmasında hedefteki isim Sadullah Ergin”

FETÖ'nün siyasi ayağı tartışması, 26 Haziran 2009'da çıkarılan kanunla devam ediyor

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Partili vekillere “dava açın” talimatı vermesiyle alevlenen FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmasında hedefteki ismin eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin olduğu ifade edildi.

Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, 26 Haziran 2009’da çıkartılan kanunla ilgili olarak “Hedefteki isim Sadullah Ergin” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Uğuroğlu, askerlere sivil yargılama getiren kanunla ilgili eski Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin’in yazdığı şu yazıyı paylaştı:

"Yasa tasarısı için Adalet Bakanı Sadullah Ergin, öğlen CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'la görüştü, "9'uncu maddeyi çıkarın, tamam. Üzerinde konuşmayız dahi" denmesi üzerine uzlaşmaya varıldı.

Akşam 20.30'da ise Ergin, yeniden Okay ve MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır görüşüp, "Önergelerimiz var" dedi.

Önergeler sorulunca Ergin, "İlkiyle, siviller sivil yargıya, askerler askeri yargıya gidecek; askerin de mutabakatı var" dedi.

Ergin, sonra 2'nci önergeyi okudu; askerin mutabakatından söz etmedi; çünkü bırakın mutabakatı, askerin maddeden bilgisi dahi yoktu.

10 satırlık gerekçenin son 4 satırındaki, "Asker kişilerin BARIŞ zamanında ağır cezalık suç işlemesi halinde, ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları için bu önerge verilmiştir" ifade açık değil mi?

Okay dışında, gerekçeyi başka CHP'li hukukçu milletvekilleri de okuduktan sonra, düzenleme itirazsız TBMM'den geçti."

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Uğuroğlu, teklifte imzası olan AK Partili Mustafa Elitaş’ın kendisine "Kimin istediğini bilemem, ancak Adalet Bakanı Sadullah Ergin getirdi, CHP ve MHP ile mutabakat görüşmelerini de o yaptı" dediğini aktarırken şu ifadeleri kullandı:

Küçükşahin'in yazısından da teyidini aldım.

O tarihte meclis adalet komisyonu başkanı olan Köksal Toptan bu yasa değişikliği için, "haberim yok" demişti.

Başbuğ'un sorduğu ilk Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin ise parti kurma çalışmalarını yürüten Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın yakın çalışma ekibinde yer alıyor.

 

26 Haziran gecesi

Haziran’ın 25’ini 26’sına bağlayan gece saat 00.59’da başlayan TBMM’nin 110. Bileşiminin dokuzuncu oturumu 13 dakika sürmüştü. Oturumda Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi görüşüldü.

Görüşme sırasında Türkiye’de askerlerin TCK’nın 250. maddesine giren suçları işlemesi durumunda sivil savcılıklar tarafından kovuşturulmaları ve sivil mahkemelerce yargılanmaları ilkesini getiren değişiklik onaylandı.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen fıkrada, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askerî mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirâk halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adlî yargı mahkemeleri tarafından” yapılacağı belirtildi. Bu değişiklikle sivillerin askerî suç işlemeleri durumunda bile askerî mahkemede yargılanmalarına son veriliyordu.

“Kozmik Oda’ya rahat girilmesini sağladı”

O dönem Akşam gazetesinde bulunan Sözcü yazarı Çiğdem Toker, 30 Aralık 2009’da kanun teklifiyle ilgili olarak şunları yazmıştı:

AKP milletvekilleri Bekir Bozdağ ile Mustafa Elitaş tasarıda olmayan bir düzenleme için 'yeni madde ihdası' önergesi veriyor. Madde eski. Ne var ki, ülkeyi ayağa kaldıracak  sistem değişikliği doğurması için, tek bir sözcük değişikliği yeterli.

Vekiller, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesindeki 'hali dahil' ifadesinin 'halinde'ye dönüşmesini talep ediyor.
Oylama yapılıyor, eller kalkıyor.
Altı ay sonra gündemi altüst edecek 'kozmik oda' aramasının hukuki zemini güçlendiriliyor.

Evet; Seferberlik Bölge Başkanlığı araması, CMK'nın 'devlet sırrı'nı düzenleyen 125. maddesine göre gerçekleşiyor. Ama bu; aramanın, tek kelimeyle değiştirilen maddeden de hukuki dayanak aldığı gerçeğini değiştirmiyor. 

Çünkü maddenin yeni hali, suçun askeri mahalde işlenmesi durumundaki yetkiyi, askeri mahkemeden alıp sivil mahkemeye veriyor.

Fikrini sorduğumuz kıdemli hukukçular, sivil hakim ve savcıların; bir askeri mahal olan 'kozmik oda'da bu değişiklik sayesinde arama yapabildiği görüşünde: 'Tek başına CMK madde 125, sivil hakim ve savcıların kozmik odaya bu kadar rahat girmesini sağlasaydı, bugüne kadar neden hiç girilmedi? Eğer kozmik oda araması, madde 250 değişikliği yapılmadan gerçekleşseydi, (askeri mahaldi, değildi, askeri suçtu) tartışma ve tereddütleri bitmezdi. Madde 250, bu tereddütleri ortadan kaldırdı' diyorlar.

27 Haziran 2009 tarihinde Askeri Yargıtay Onursal Üyesi emekli Hava Hakim Albay Avukat Fahir Kayacan şu yorumu yapmıştı:

Yürürlükteki düzenlemeye göre, suç askeri mahalde işlenmişse veya askerlik göreviyle ilintili işlenmişse, askeri suç olmasa dahi mercii askeri mahkemelerdir. Bu düzenleme bu durumu ortadan kaldırıyor. Suç askeri mahalde işlenmiş veya askerlik göreviyle ilintili olarak işlenmiş olsa dahi yargılama sivil mahkemelerde yapılacak.

Independent Türkçe, Yeniçağ

DAHA FAZLA HABER OKU