Gezi davasının beşinci duruşmasında, tutuklu sanık Osman Kavala'nın ve tutuksuz sanık avukatlarının en çok bahsettiği isim Murat Papuç'tu.
Zira Papuç, tanık olarak dinlenmek üzere çağrıldığı önceki duruşmaya 'can güvenliği' gerekçesiyle gelmemiş, mahkeme 24 Aralık 2019'daki duruşmadan 2 gün sonra, sanık avukatlarının da alınmadığı kapalı duruşmayla ifadesini almıştı.
Emekli bir asker olan Murat Papuç, geçmişte terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili görüşüne başvurulan bir isim olarak biliniyordu.
2018 yılının kasım ayında, aralarında Prof. Turgut Tarhanlı, Prof. Betül Tanbay, Yiğit Aksakoğlu gibi isimlerin de olduğu 14 kişi, bir sabaha karşı yapılan operasyonla gözaltına alındı. Emniyetteki ifadelerin ardından 13 kişi serbest bırakılırken, Aksakoğlu'nun tutuklanmasına karar verildi.
Operasyondan sonra, Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, 28 Mart 2016'da Türkiye Komünist Partili (TKP) emekli bir askerin hiçbir çağrı olmadan emniyete giderek verdiği ifade verdiğini, Osman Kavala ve gözaltına alınan isimlerden bazıları ve şu anda Gezi davasında sanık olan isimleri Gezi Parkı eylemlerini organize etmekle suçladığını yazdı. O asker, terörle mücadele operasyonlarında görüşüne başvurulan Papuç'tu.
Oğur'un yazısından hemen sonra, TKP bir açıklama yayınlıyor ve Papuç'un 2015 yılı itibarıyla partiyle ilişiğinin kesildiğini duyuruyordu.
Murat Papuç da 22 Kasım 2018'de savcılığa bir dilekçe yazıp, "Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki görevine psikiyatrik uygunsuzluğu gerekçe gösterilerek son verilmiş bir subayın 'Askerlik yapmak için uygun görülmeyen' psikolojik özelliklere sahip olduğum saptanmış ve ordudan uzaklaştırılmıştım. Şimdi bu niteliklere sahip olan benim bir soruşturmada kaynak/dayanak yapılmasını anlayabilmiş değilim" diyor ve ekliyordu:
2013 Haziran'ında memleket sathına yayılmış olayların yabancı ülkelerin gerçekleştirdiği bir operasyon olarak gösterilmesini kabul etmiyorum. Buna şahsımın tanık olarak gösterilmesini ise kişilik haklarıma saldırı olarak değerlendiriyorum. Yürüttüğünüz soruşturma çerçevesinde bu uyarılarımın dikkate alınmasını ve şahsıma atfedilen görüşlerin bir dayanak olarak kullanılmasının sona ermesini talep ediyorum.
Bu dilekçenin sonrasında tartışma sönümlendi.
Ta ki 4 Mart 2019'da, tutuklu olan Osman Kavala ile Yiğit Aksakoğlu'nun yanı sıra, Memet Ali Alabora, Mücella Yapıcı, Can Dündar, Ayşe Pınar Alabora, Meltem Arıkan, Hanzade Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mine Özerden, Hakan Altınay, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın da isimlerinin yer aldığı Gezi davasının iddianamesi yayınlanana kadar...
İddianamede, savcılığa başvurup "Psikolojik durumu nedeniyle ordudan uzaklaştırıldım. Görüşlerimin dayanak olarak gösterilmesini anlayamadım" diyen Murat Papuç'un ismi, 'Soruşturma İle İlgili İhbar ve İfadeler' kısmında geçiyor, 28 Mart 2016'da kendiliğinden emniyete giderek verdiği ifade yer alıyordu.
4 Mart 2019'da iddianamenin yayımlanmasının ardından Gezi davasının ilk duruşması için 24-25 Haziran 2019 tarihi verildi. İlk duruşmada, 2018 yılının kasım ayındaki operasyonda tutuklanan Aksakoğlu tahliye edildi.
18-19 Temmuz ve 8-9 Ekim'deki duruşmalardan sonra, Papuç 24 Aralık'taki dördüncü duruşmaya tanık olarak dinlenmek üzere çağrıldı.
Ancak Papuç, 'can güvenliği' gerekçesiyle duruşmaya gelmedi ve ayrı bir duruşmayla ifade vermek istediğini mahkemeye iletti.
Mahkeme, Papuç'un talebini kabul ederek sanık avukatlarının da yer almayacağı kapalı bir duruşmayla ifadesinin alınmasını kararlaştırdı. 28 Ocak'taki duruşmada, avukat Turgut Kazan, Papuç'un sanık avukatlarından Aslı Kazan ve Evren İşler'e, sosyal medya hesabından arkadaşlık isteği gönderdiğini söyledi. Yani, can güvenliği gerekçesiyle avukatların olmadığı bir duruşmada ifadesi alınan Papuç, bir arada olunca endişelendiği sanık avukatlarıyla sosyal medyada arkadaş olmak istemişti.
26 Aralık'ta Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde ifade veren Papuç, 22 Kasım 2018'de savcılığa verdiği dilekçeyi unutmuş görünüyordu.
Çünkü Papuç, 2016 yılının Mart ayında emniyete verdiği ifadenin ortaya çıkmasından sonra savcılığa başvurup 'psikolojik durumundan dolayı görüşlerinin dayanak olarak gösterilmesini anlayamadığını' söylüyordu ancak, 26 Aralık 2019'daki ifadesinde, tıpkı 2016'daki emniyet ifadesindeki gibi, Gezi davasının sanıkları hakkında suçlamalar yöneltiyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Papuç, 26 Aralık 2019'daki ifadesinde, Kavala'ya ait Cezayir Restoran'da Türkiye'de tedarik edilmeyen gaz maskelerinin dağıtıldığını söylüyor, ayrıca aynı restoranda toplumsal kalkışmaların yanı sıra FETÖ'cülerin ve uluslararası istihbaratçıların toplantılarının da organize edildiğini belirtiyor.
İfadesine Artı Gerçek'ten Rıfat Doğan ulaşmış ve Papuç'un şunları söylediğini aktarmıştı:
Gezi olayları, toplumsal kalkışma, bu infial gittiği zaman bu güvenlik şirketleri toplantısını nerede yapıyor efendim. ISIS diye uluslararası vakıf toplantısını Cezayir Lokantısı’nda yapıyor. MOSSAD’lı eski istihbarat çalışanları özel güvenlik şirketindeyiz diyorlar, gelip Türkiye’deki özel güvenlik şirketleriyle toplantılarını Cezayir Lokantısı’nda yapıyorlar. FETÖ’cüler orada...
Dün Silivri'de görülen duruşmada, Papuç'un ifadesinin kapalı oturumla alınması, sanık avukatları tarafından kıyasıya eleştirildi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 58. maddesine aykırı olduğu belirtildi. Duruşmada, Papuç'la ilgili bir detay daha ortaya çıktı.
Sanık avukatlarından Aynur Tuncel Yazgan, Papuç tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki anılarını anlattığı Boyalı Bank Nöbeti'ni Terk Etmek kitabından bir bölüm okudu:
Bütün zamanımı doktora eğitimine ve kitap okumaya veriyordum. Tekrardan, Haydarpaşa Askeri Hastanesi Psikiyatri Kliniği'ne sevk edildim. Klinik heyeti ile konuşma süresi azdı. Ben de uzunca bir yazı sundum heyete. Sonrasında 'paranoid kişilik' teşhisi ile iki defa daha uzun süreli rapor verildi. Nihai kararın verilmesi için Ankara'ya sevk edildim. Üç defa da bu klinik tarafından 'borderline kişilik' kararı ile istirahat ettirildim ve malulen emekli edildim.
Murat Papuç, kaleme aldığı bu satırlarla binbaşı rütbesindeyken malulen emekli edilmesini anlatıyor.
Hayatına TSK'dan malulen emekli edilmiş subay ve Türkiye Komünist Partisi üyesi ünvanlarını sığdıran Papuç'un, şimdi Gezi davasındaki tanıklığıyla tartışma yaratıyor.
© The Independentturkish