Havada değişim kokusu var: 2019 Oscar adaylıkları hem yenilikçi hem geleneksel

"Roma" en iyi film ödülünü alırsa bu kategoride kazanın ilk yabancı dilde film olacak

Clarisse Loughrey - The Independent

Eğer bu yılın Oscar adaylıkları bir şeyi kanıtladıysa, o da değişimin yavaş gerçekleştiğidir; dayanılmaz bir yavaşlıkta. Bu, bir kayayı tepeye doğru itmekten daha çok kayayı uçurumdan yukarı doğru itmeye benziyor. En İyi Film için Black Panther! En İyi Kadın Oyuncu için Roma filminden Yalitza Aparicio! gibi kutlamaya değer her adaylık için, film endüstrisinin sadece çok konuşup icraatta bulunmadığına dair geçmişe bakıldığında koyu örnekler olduğu görülüyor. En iyi Yönetmen ya da En İyi Film kategorilerinde kabul görmüş kadın yönetmen eksikliği ise belki de en üzücüsü.

Eğer ödül töreninin yakın geçmişini dikkate alırsanız bizi bu noktaya getiren şeyleri görebilirsiniz. Akademi, 2015’deki #OscarsSoWhite (Oscarlar çok beyaz) tartışmasına karşılık olarak bir yıl sonra çeşitliliğinin çevremizdeki dünyayı daha iyi yansıttığından emin olmak için üyelik yelpazesini genişletti.

Tabii ki bu durumun kimin kazandığını ve kimin aday olduğunu ne kadar etkilediğinin tam olarak göstermesi zor. Ancak 2017’de Moonlight’ın çarpıcı galibiyetinden 2018’de Greta Gerwig’in Lady Bird ile En İyi Yönetmen adaylığına dek bir ilerleme kaydedildi.

Akademi’nin daha yeni üyelerinin daha çeşitli seçimleri ile eski üyelerinden beklediğimiz geleneksel seçimleri arasında bir uçurum ortaya koyan adaylıklarla 2019’da da bu akım devam ediyor.

Diğer taraftan Black Panther’in bu seneki yedi adaylığının etkisi küçümsenmemeli. Akademi organizatörleri nihayet bir süper kahraman filminin En İyi Film ödülü için yarışmasından kesinlikle çok memnun olacaklar. Bu tören TV reytinglerini bile arttırabilir, En Popüler Film kategorisi şeklindeki küçümsenen öneri hakkında bir daha asla konuşmak zorunda kalmamamızı sağlayabilir.

Diğer süper kahraman filmlerinin değil de Black Panther’in aday olduğunu düşünürsek, bu adaylık daha da önemli bir hale geliyor. Gerçekten de film, türünün çok ötesinde bir etkiye sahipti. Yalnızca ustaca hikaye anlatımı ve görsel bir ihtişam parçası olarak değil aynı zamanda tam bir kültürel fenomen olarak nam saldı.

Bu durum izleyicilerin gişe rekortmeni filmleri yarışa zorla dahil etme konusundaki umutsuz girişimleri olmadan da, Oscarların gerçekten çok iyi gişe rekortmenlerini ödüllendirebildiğinin kanıtı. Ayrıca BlacKkKlansman filminin altı kategoride aday olmasıyla Spike Lee’ye En İyi Yönetmen kategorisinde çok geç kalınmış bir adaylık kazandırıldı.

 

 

Bu yılki adaylıkların bir diğer ana fikri de, İngilizce dilinde olmayan iyi filmlerin nasıl Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinin sınırlarının dışına çıktığıydı. Bu, film yapmanın (arada sırada İngiliz yapımlar da dahil edilerek) tamamen Hollywood eksenli bir iş olduğuna dair anlayışı yıkmak için olumlu bir adım. Dilerim gelecekte “Oscar adaylığı kazanma amaçlı film” (mesela Green Book?) yapmaya dair geleneksel eğilimin azaldığını görürüz. Roma, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un İngilizce dilindeki filmi The Favourite ile, on adaylıkla ödüllerin çoğuna talip.     

Oyunculuk kategorilerinde zoru başaran Roma, Marina de Tavira ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday oldu. Yalitza Aparicio’nun En İyi Kadın Oyuncu adaylığı onu Lady Gaga ve Glenn Close’un karşısına koydu. Roma’nın kazanma şansı yüksek. Eğer kazanırsa bu En İyi Film kategorisinde kazanan ilk yabancı dilde film olacak.

 

 

Bu önemli gelişmeleri görmek cesaret verici ancak çok sayıda hayal kırıklığı karşısında buna sevinmek zor. Kameranın ardındaki kadınlar halen ödül sezonunun dışında bırakılıyor. Bu noktada durum gerçekten utanç verici. Film endüstrisinin değişim için verdiği söz hakkında geçtiğimiz 12 ay boyunca yapılan tüm konuşmalara rağmen, akademi kadınların bir dizi yüksek profilli ve eleştirmenler tarafından övülen işlerini görmezden geldi. Bu işlerin hepsi ödül alabilecek nitelikte.

Bu yıl Lynne Ramsay’in You Were Never Really Here, Chloe Zhao’nun The Rider ve Debra Granik’in Leave No Trace filmlerinin hepsi uygun şartlara sahipti ve ödül almamak için herhangi bir bahane gösterilemez. Hepsinden daha kötü olanı ise, Marielle Heller’ın Can You Ever Forgive Me? filmi, En İyi Uyarlama Senaryo da dahil birçok diğer kategoride aday oldu ama sadece iki büyük kategorinin açıkça dışında kalmış olması. Ek olarak, akademi tek bir kadın görüntü yönetmeni, kurgucu ya da besteci aday göstermedi.

Her ne kadar bu eksiklikler kadınlara, ödül almalarını sağlayabilecek yüksek profilli işlerin nadiren verildiği gerçeğinin bir yansıması olsa da, akademinin burada daha az bilinen işleri kabul etmek, kadın yeteneğini yüceltmek ve kadınlara gelecekte daha yüksek profilli işler elde edebilmeleri için gerekli imkânları verme gibi bir sorumluluğu var. Döngüyü sadece onlar kırabilir.

Bu arada bu yılki adayların birkaçı daha önce gördüğümüz türden bir tartışmaya saplanmış durumda. Örneğin Green Book senaristi Nick Vallelonga, yıllar önce Müslümanlık karşıtı bir tweet atması nedeniyle eleştirildi. Filmin yönetmeni Peter Farrelly ise sette cinsel istismar suçlamaları nedeniyle özür dilemek zorunda kaldı.

Öte yandan Bohemian Rhapsody yapım aşamasından bu yana bir tartışma konusu oldu. Bryan Singer’ın yönetmen olarak seçilmesi kararı, Singer’a yönelik cinsel istismar suçlamaları nedeniyle çokça eleştirilmişti. Projeden “güvenilmez davranış” nedeniyle kovulduğunda işler daha karmaşık hale geldi ve filmi tamamlaması için yapıma Dexter Fletcher dahil oldu.

 

 

Film, Freddie Mercury’nin cinselliğini hatalı kullanmakla da eleştirildi. Barry Jenkins’in If Beale Street Could Talk filmi varken, her iki filmi de En İyi Film kategorisinde aday olarak görmek, Oscar gecesinde pek de hoş karşılanmayacak.     

Akademi Ödülleri açısından havada değişim kokusu olsa da bu halen çok yavaş gerçekleşiyor. Elbette burada yapılabilecek daha çok şey var, değil mi?

 

https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/films/features/oscars-2019-nominations-women-directors-diversity-black-panther-roma-green-book-bohemian-rhapsody-a8741116.html

 

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU