Sudan’da Hamas ve Hizbullah ofislerinin bulunduğuna ve Washington’ın şartları kapsamında Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması için geçiş hükümetinin bu ofisleri kapatma yönünde adımlar attığı hakkındaki doğrulanmış bilgilerin az olmasına rağmen kaynaklar, devrik lider Ömer el-Beşir rejiminin 1989’da gerçekleştirdiği askeri darbe ile iktidarı ele geçirmesinden bu yana başta Hamas ve el-Kaide olmak üzere çeşitli radikal örgütlerle güçlü bağlar kurduğunu doğruladılar. Bu durum, ABD tarafından Sudan’a bir dizi ekonomik yaptırım uygulanmasına ve Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesine eklenmesine yol açtı.
Bu sebeple, Başbakan Abdullah Hamduk’un kasım ayının başında Washington’a ziyarette bulunmasının öncesinde eski rejimin kurumlarının tasfiye edilmesi ve 28 gönüllü kuruluşun kapatılması gibi hükümet tarafından atılan adımlar, radikal örgütlerin önünün kesilmesi bağlamında değerlendirilebilir.
Fikri metodoloji
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) liderlerinden Mahmud Hac eş-Şeyh, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, önceki rejim döneminde Sudan’ın, Hamas, Hizbullah, el-Kaide ve diğer İran destekli örgütlerin merkezi haline geldiğini söyledi.
Örgütlerin Sudan’da resmi ofislerinin olduğunu belirten eş-Şeyh, bu örgütlere bağlı olan tarım, sanayi ve ticaret alanlarında çalışan yatırım şirketleri gibi kuruluşların da bulunduğunu kaydetti.
Bu örgütlerin Beşir rejimiyle olan ilişkilerinde birer ikizmiş gibi hareket ettiklerini söyleyen eş-Şeyh, öyle ki Hamas gibi bazı radikal örgütlerin Sudan hükümetinden aldıkları maddi desteği açıklama konusunda tereddüt etmediklerine dikkat çekti.
Mahmud eş-Şeyh, 1998 yılında Turabi ile Beşir arasında birtakım anlaşmazlıkların yaşanmasına ve et-Turabi’nin o sıra iktidardan uzaklaştırılmasına rağmen terör örgütleri ile el-Beşir hükümeti arasındaki ilişkilerin devam ettiğini belirtti.
Çünkü aslında Sudan’da fiilen iktidarda kim olursa olsun bu ilişkilerin temelde fikri bir metodolojiye dayandığına dikkat çeken eş-Şeyh, 2016 yılında İran ile Sudan arasındaki ilişkilerin kesilmesine rağmen taraflar arasındaki iletişim kanallarının açık olduğunu ve batıdaki büyük güce karşı ortak fikirlere ve hedeflere sahip olduklarını ifade etti.
Kurumların kapatılması
Sudan hükümeti kasım ayının sonunda hayır işleri adı altında faaliyet gösteren bir dizi örgütü kapatarak, hesaplarını doldurdu ve mallarına el koydu.
Gözlemcilerin ifadelerine göre bu kurumlar, hayır işleri ve gönüllü faaliyetler bahanesiyle Sudan toplumun içine sızmaya ve radikal fikirlerini çalışan Müslüman Kardeşler örgütünün birer koluydular.
Bu örgütler, 2006 yılında çıkarılan Gönüllü Çalışma Yasası'nın 14’üncü maddesi uyarınca kapatıldılar. Kanunda, gönüllü çalışmaları düzenleyen kanunun ihlal edilmesi durumunda ve kayıt sırasında yanlış bilgi verilmesi gibi hallerde örgütlerin kapatılacağı öngörülüyor.
Hamas ve İran
Hamas'ın Beşir rejimi ile iyi ilişkiler kurduğu ve eski Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'in Sudan'a birkaç ziyarette bulunduğu biliniyor.
Bununla birlikte Sudan’ın, Hamas başta olmak üzere Filistinli grupların desteklenmesi hususundaki rolü konusunda birtakım şüpheler var. Sudan’ın bu gruplara para, silah ve özellikle de uzun menzilli füzelerle destek olduğu söyleniyor.
Siyasi analistler daha önce, Beşir rejiminin Hamas hareketini uzun süredir desteklemekte olduğunu dile getirerek, bunun Sudan'ı olumsuz yönde etkileyeceği yönünde endişe duyduklarını belirttiler.
Ayrıca bu dönemdeki milletvekilleri, öncelikli olanın halkının sıkıntılarının giderilmesi olduğunu ifade ederek Beşir hükümetinin Hamas’a desteğini protesto ettiler.
Hizbullah da Beşir rejimi sırasında Sudan'da güçlü bir varlığa sahipti. İran bağlı olan bu örgüt tarafından oluşturulan bir heyet Hartum'u birkaç kez ziyaret etti.
Bu ziyaretlerin en önemlisi 2008 yılında yapılan ziyaretti. Bu ziyareti gerçekleştiren heyetin içerisinde Şeyh Hasan İzzuddin, Hüseyin Hac Hasan, Hasan Hubbullah ve Emin Şerri bulunuyordu.
Washington ile ilişkiler
ABD-Sudan ilişkilerinin bozulması, Sudan’da meydana gelen istikrarsızlık ve askeri darbelerle birlikte eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in ve İslamcı partisinin 1989’da iktidara gelmesine kadar uzanıyor.
Ancak Beşir rejiminin uygulamaları ve radikal gruplarla olan yakın bağları, Sudan’ın terörü finanse eden devletler listesine dahil edilmesine sebep oldu.
Sudan’ın el-Kaide lideri Usame bin Ladin başta olmak üzere diğer radikal İslamcı liderleri ağırlaması, bu listeye dahil edilmesinin temel sebepleri arasında yer alıyor.
ABD 1997 yılında Hartum'a bir dizi yaptırım uygulayarak, bunun ardından Darfur'da yaşanan çatışmalar sonrasında 2007 yılında bu yaptırımları daha da artırdı.
Sonuç olarak eski Sudan rejiminin aşırılık yanlısı gruplarla ve silahlı milislerle olan ilişkisi, Sudan'ın kendisini boğan bir ip oldu. Sudan bu gruplarla olan ilişkilerinden herhangi bir kazanım elde edemedi.
Nisan 2019’da Sudan’da gerçekleştirilen halk devriminin ardından Sudan’ın uluslararası arenadan tecrit halinin sonlandırılmasına ilişkin yoğun çalışmalar başladı.
Başbakan Abdullah Hamduk, ülkenin terörü finanse eden devletler listesinden çıkarılması amacıyla geçtiğimiz Kasım ayında Washington’u ziyaret etti.
Böylece 1985’ten bu yana ilk kez Sudanlı bir lider ABD’yi ziyaret etmiş oldu. Hamduk’un Washington ziyareti beş gün sürdü. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD ve Sudan’ın 23 yıllık bir aradan sonra tekrar yeniden büyükelçi atama niyetinde olduğunu açıkladı.
İsrail’in suçlamaları
İsrail, Beşir rejiminin Tahran'la olan bağlarını koparma kararına rağmen, Sudan hükümetini uzun süredir Hamas'a silah desteği sağlamakla suçluyor.
İsrailli savaşçılar 2009’da Gazze'ye doğru yola çıktıkları bahanesiyle silah taşıyan 17 kamyonu hedef aldılar.
2010’da Mısır, İsrail’in Sudan’dan silah kaçakçılığının önlenmesi için sınırdaki güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılması yönündeki talebini kabul etti.
2011 yılında İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Abdullatif el-Aşkar, Port Sudan'da arabasına yönelik gerçekleştirilen İsrail hava saldırısından kurtuldu.
2012'de İsrail savaşçıları, İran tarafından gönderilen bir silah konvoyuna engel olmak amacıyla Hartum'daki Yermuk askeri mühimmat fabrikasını bombaladı. Yapılan açıklamada bu mühimmatların Hamas'a gönderildiği iddia edildi. Bundan iki ay sonra İsrail resmen Sudan’ı Hamas’a silah kaçakçılığı yapmakla suçladı. O sıra iki İran gemisi Port Sudan limanında bulunuyordu.
2014’te İsrail donanması, Sudan ile Eritre arasındaki uluslararası sularda Gazze'ye malzeme taşıyan bir gemiye el koydu.
2015’te Sudan rejimi, İsrail’in Omdurman’daki bir fabrikaya düzenlediği hava saldırısından birkaç saat sonra bir İsrail insansız hava aracının (drone) düşürüldüğünü iddia etti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz