Bir insan hakları örgütü, Iraklı güvenli güçlerinin kafataslarını parçalayabilen ordu tipi göz yaşartıcı gaz kapsüllerini kullandığı uyarısında bulunurken, bu bombaların son 5 günde en az 5 protestocunun ölmesine neden olduğunu kaydetti.
Irak'ta hükümet yolsuzluğuna ve altyapının çökmesine tepki için düzenlenen gösteriler sırasında toplumsal olaylara müdahale polisinin açtığı ateş sonucu bu ay toplamda 250'den fazla kişi öldürüldü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uluslararası Af Örgütü perşembe günü yaptığı açıklamada, Irak'ta polisin Bulgaristan ve Sırbistan menşeli, standart kapsüllerden 10 kat daha ağır ve doğrudan protestoculara ateşlendiğinde "korkunç yaralanmalara ve ölüme" sebep olan iki farklı göz yaşartıcı gaz kullandığına dair uyarılarda bulundu.
Örgüt, 25-29 Ekim tarihlerinde başkent Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda kayda alınan ve göz yaşartıcı gazla yapılan saldırıları içeren birkaç dehşet verici video olduğunu doğruladı.
Cumhuriyet Köprüsü'nde kaydedilen görüntülerden birinde, erkek bir protestocu kafatasına saplanmış bir gaz kapsülüyle beraber bilinci kapalı vaziyette yerde yatarken görülüyor. Yaradan kalın bir duman ve gaz bulutu yükseliyor.
Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu Araştırma Direktörü Lynn Maalouf şu değerlendirmede bulundu:
Bütün kanıtlar, Irak güvenlik güçlerinin Bağdat'taki protestoculara karşı bu ordu tipi bombaları kullandığına ve görünüşe bakılırsa eylemcilerin başlarını ya da vücutlarını çok yakın mesafeden nişan aldıklarına işaret ediyor (...) Bunun yıkıcı sonuçları oldu. Birçok vakada kurbanlar, kafataslarını korkunç bir yara açarak delen ve başlarının içine sıkışan gaz bombaları nedeniyle yaşamlarını yitirdi (...) Yetkililer polisleri dizginlemeli, hızlı, tarafsız ve etkili soruşturmalar yürüterek sorumluları kovuşturma açmalıdır.
Giderek artan bir baskıyla karşı karşıya kalan Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih perşembe günü yaptığı ve göstericilerin taleplerine boyun eğmiş izlenimi veren açıklamasında, yeni seçim kanunu taslağı hazırlanır hazırlanmaz erken seçimlere gidilmesini onaylayacağını söyledi.
Ne var ki Salih, işi Başbakan Adil Abdulmehdi'nin istifa etmesini desteklemeye kadar götürmedi ve siyasi gruplar Abdulmehdi'nin yerini bir başkasına devretmeye karar verinceye kadar başbakanın görevinde kalacağını belirtti.
Abdulmehdi, reform ve kabinede geniş çaplı değişiklik sözü vermiş olsa da protestocuların taleplerini karşılamakta zorlandı; bunlara eski ana destekçisi popülist din adamı Mukteda Sadr tarafından dile getirilen erken seçim çağrısını reddetmek de dahil.
Cumhurbaşkanı Salih ana haber saatinde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, "Başbakan daha önce, siyasi bloklar anayasal ve hukuki çerçevelere bağlı kalmak için kabul edilebilir bir isim değişikliği üzerinde anlaşabilirse istifasını sunmayı kabul etmişti" dedi.
Fakat giderek artan bir şiddetle karşılık verilmesine rağmen perşembe günü de devam eden protestoların parçaladığı ülkede bunun gitgide yükselen öfkeyi dindirmesi epey güç.
Bağdat’ın sağlam biçimde takviye edilmiş Yeşil Bölge’sine çıkan ikinci bir köprüde göstericilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmada en az bir kişi öldü, 60’dan fazla kişi de yaralandı.
On binlerce gösterici, son derece yozlaşmış olduğu düşünülen siyasi seçkinlere dair yaşadıkları hayal kırıklığını göstermek için protestolara katıldı.
Eylemler Şiilerin çoğunluğu oluşturduğu bölgelerde yoğunlaşmış ve Şiilerin baskın olduğu hükümete karşı yönelmiş durumda.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) üyesi Irak, dünya genelinde kanıtlanmış en büyük 4. petrol rezervine sahip olmasına rağmen işsizlik artışından ve kamu hizmetlerinin yetersizliğinden muzdarip.
Af Örgütü'ne konuşan protestocular, ordu tipi göz yaşartıcı gaz kapsüllerinin doğrudan göstericileri nişan alarak kullanılması nedeniyle birden fazla ölüme tanık olduklarını söyledi.
İnsan hakları grubu, 37 mm'lik polis tipi göz yaşartıcı gaz bombalarının genelde 25-50 gram ağırlığında olduğunu ve bir bölgeye dağılıp yayılan küçük kapsüllerden oluştuğunu kaydetti.
Buna karşın Bağdat'ta kullanılan Sırp ve Bulgar yapımı, 40 mm ordu tipi gaz bombaları, tek ve ağır bir fişekten oluşuyor ve 5-10 kat daha ağır, yani 220-250 gram ağırlığında.
Uluslararası Af Örgütü'nün Silah ve Askeri Operasyonlar Üst Düzey Kriz Danışmanı Brian Castner, “Hem polis tipi hem de ordu tipi gaz bombaları benzer namlu çıkış hızına sahip ve bu aynı hızla uçtukları anlamına geliyor, yani 10 kat daha ağır olan bir kapsül, protestoculara 10 kat daha büyük bir güçle çarpıyor” dedi.
Castner, "Tam da bu yüzden bu kadar korkunç yaralanmalara neden oluyorlar” diye ekledi.
Af Örgütü'ne konuşan protestocular, gaz bombalarını doğrudan insanlara ateşledikleri için güvenlik güçlerinin kalabalığı dağıtmaya değil, öldürmeye çalıştığını ifade etti.
Gönüllü bir sağlık görevlisi, "Doğrudan kalabalığın içine ateş ediyorlar. Havaya değil. Doğrudan insanlara. Barbarlık" dedi.
Görgü tanıkları, güvenlik güçlerinin kalabalıklara karşı "gazcı" adı verilen, farklı bir koku ve daha güçlü bir gaz yayan başka kapsüller kullandığını da iddia etti.
İnsan hakları grubuna konuşan bir kadın protestocu, “gazcı” yakınlarına düştüğünde zar zor nefes alabildiğini söyledi.
Eylemci yaşadıklarını anlatırken, "Göğsüm parçalanmış gibiydi. Tıbbi gönüllüler bana suni solunum cihazı taktı. Öyle sanıyorum ki şu an hayatta olmayabilirdim. Daha önce göz yaşartıcı gaza maruz kalmıştım ve böyle hissettirmemişti" ifadelerini kullandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk
© The Independent