Katrien Steenmans*
Atık sorununu çözmeyi amaçlayan "Geri Dönüşümlü Park Projesi" faaliyete geçti. Son beş yılda geliştirilen proje, plastik atıkları adalara dönüştürüyor.
Geri Dönüşümlü Ada Vakfı ve Whim Mimarlık firması, Geri Dönüşümlü Park Projesini plastik atıkları toplamak amacıyla Rotterdam’daki New Meuse nehrinin Kuzey Denizi’ne giriş bölgesinde 2014 yılında başlattı.
Gönüllüler tarafından toplanan plastik atıklar, nehrin içinde yüzen bir ada parkı inşa etmek için altıgen yapılara dönüştürülüyor.
Halka açık olan, bitkiler ve banklarla dolu proje insanlara şehrin kalbinde eğlenmeleri için yeni bir yeşil yaşam alanı sunuyor.
Projenin 140 metrekarelik prototipi Temmuz 2018'de hizmete girdi. Proje başarılı olursa dünyanın birçok yerinde uygulanabilir.
Plastik atıklara yönelik toplumsal yaklaşım
İnsanları daha fazla geri dönüşüme teşvik etmek için, atıkları toplumun ortak malı olarak görmemiz gerekiyor. Böylesi bir yaklaşım, atıklarla ilgili sorumluluk duygusunu teşvik eder ve halkın yüzen park gibi çözüm önerilerinden faydalanmasını sağlar.
Peki, bu toplumsal yaklaşımlar nasıl hayata geçirilebilir? Bu yaklaşımın gerçekleştirilmesi için atığın kamusal mala dönüştüğü net bir aşama olması gerekiyor. Bu aşama, örneğin belirli çöp kutularındaki atıkları insanların alması ve kullanması serbest hale getirerek yapılabilir. Şu anda İngiltere'de, bir çöp kutusunun içindekiler, belediye tarafından kaldırılıncaya kadar, kim tarafından atıldıysa ona aittir.
Atık yönetimi hizmetlerinin çalışanları dahil çöpleri başkalarının alması ve kullanması serbest değil. Bu kural hem çöplerin toplanması öncesinde, hem de toplanması anında veya sonrasında geçerli.
Konuyla ilgili bir davada, bir kurumun atık yönetimi çalışanları, görevleri esnasında çöp kovalarından topladıkları ürünleri çalmaktan mahkum edildi. Çöp, toplandıktan sonra atık yönetiminden sorumlu yerel makamın malı oluyor.
Toplumun önerdiği ortak çöp kovaları ise bu durumun aksine, atığın o bölgedeki topluluk içinde kalmasını gerektiren kurallarla birleştirildiğinde ek bir avantaj sağlıyor. Yerel atık alanları zaten var, ancak bu atıkların çoğu depolanması için başka bir yere götürülüyor veya başka ülkelere ihraç ediliyor.
Mevcut atık özelleştirme sistemi, atık krizini çözmede başarısız oluyor, fakat böylesi bir toplumsal bakış açısı ile insanlar kendi yaratıcı çözümlerini başlatma hakkına sahip olacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
*Katrien Steenmans, Coventry Üniversitesi'nde hukuk alanında öğretim görevlisidir. Bu makale ilk The Conversation’da yayınlandı.
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Kırkpınar
© The Independent