Türkiye'de köy ve mahalle arasında yapıldığı anlaşılan sünnet düğününde genç bir kadının 'twerk' ismi verilen dansı yaparken eteğini kaldırıp iç çamaşarıyla dans etmesi sosyal medyada tepkilere neden oldu.
Sosyal medya platformlarında hızla yayılan görüntülerde müzisyenin genç kadın için alkış istemesi dikkat çekiyor.
Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran görüntünün hangi ilde çekildiği ise bilinmiyor.
Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’nin haberine göre, Sosyal medyada tartışma konusu olan sünnet düğünü hakkında Avukat Osman Taşdemir ve Adem Barlas, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunda, işlenen suçlar arasında ‘Çocuğun cinsel istismarı’, ‘teşhircilik’, ‘cinsel taciz’ gibi bir dizi suç sıralandı.
"Çocuğa yönelik her türlü eylem cinsel istismar suçu"
Cinsel taciz kavramının yanlış anlaşılan bir kavram olduğunu söyleyen UCİM avukatı Aslı Karataş, kanunda cinsel taciz ve cinsel saldırı olmak üzere iki farklı suç kategorisi olduğunu belirtti.
Cinsel taciz suçunda hiçbir şekilde temas olmadığını ifade eden Karataş, cinsel taciz ve cinsel saldırı arasındaki farkı şu şekilde açıkladı:
Örneğin laf atmak, kişinin karşısında soyunmak, rızası dışında cinsel içerikli görüntü izletmek gibi suçlar cinsel tacizi oluşturur. Otobüste biri kalçanızı ellerse, taciz etmiş olmaz. Bu cinsel saldırıdır. Temas içeren cinsel eylem, daha ağır bir suç olan cinsel saldırı suçunu oluşturur. Bu suçun vücuda organ veya sair bir cisim sokulmasıyla işlenmesi halinde nitelikli cinsel saldırı suçu oluşur ki cezası daha ağırdır. Bu iki suçta da mağdur yetişkindir.
Mağdurun çocuk olduğu hallerde cinsel istismar suçu söz konusu olduğunu söyleyen Karataş, bu suçta taciz-saldırı ayrımı olmadığını, çocuğa yönelik her türlü cinsel eylemin cinsel istismar suçunu oluşturduğunu vurguladı.
"Twitter adaleti"
Sünnet düğününde yaşanan olay hakkında konuşan Karataş, şunları söyledi:
Çalışma alanım düşünüldüğünde bahsettiğiniz olayda çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından muhakkak iddianame düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Fakat burada suçun faili sadece dans eden kadın mıdır, bunun iyi değerlendirilmesi gerek. Büyük ihtimalle o kadın belli bir ücret karşılığında o çocuğun ebeveynleri tarafından o gösteriyi gerçekleştirdi. Dolayısıyla çocuğunu bu görüntülere maruz bırakan bir ebeveyn söz konusu, bu hususun göz ardı edilmemesi gerek.
Davanın ilerleyişi konusunda, iddianame düzenleneceğini öngördüğünü ifade eden Karataş, "Toplumda infial yaratan olaylara karşı biraz daha hızlı ilerliyor süreç maalesef. Biz buna aramızda Twitter adaleti diyoruz. Sosyal medyada tepki alan durumlar karşısında adalet görece daha hızlı tesis ediliyor" dedi. Karataş, dava sürecinin nasıl ilerleyeceğini öngörebilmek için dosyadaki diğer detayları bilmek gerektiğini söyledi.
"Verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan az olamaz"
Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişinin 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığı bilgisini veren Karataş, sözlerine şu şekilde devam etti:
Türk Ceza Kanunu madde 103 bu hususu ayrıntılarıyla düzenler. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması yani herhangi bir temas olmaması halinde hâlinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu olayda çocuğun 12 yaşından küçük olduğunu sanıyorum. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz.
"Cinsel istismar suçları daha çok artmıyor, daha çok haberdar oluyoruz"
Cinsel istismar olaylarının söylenildiğinin aksine daha çok artmadığını sadece artık daha çok haberdar olduğumuzu söyleyen Karataş, "Bir çocuk istismarı suçu medyaya yansıdığında derneğe ihbar yağıyor. Bir de Türkiye’nin her yerinden nüfusla orantılı şekilde aynı oranda suç işleniyor esasen. Doğuda, batıda, kırsalda, kentte daha az veya daha çok değil" ifadelerini kullandı.
"Çocukları mağdur etmemenin çözümü, gayri resmi evliliklerin gerçekleşmemesini sağlamak"
Karataş, çocuk cinsel istismar yasalarının yeterli olup olmadığı konusunda şu şekilde açıklama yaptı:
Kanundaki yasalar esasen yeterli idi. 2016’da bir düzenleme oldu ve biraz kırpıldığını söyleyebiliriz. 2016’daki değişiklikten önce 'Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.' hükmündeki 12 yaş, öncesinde 15 yaş idi. 15-18 yaş aralığındaki çocuğun rızasıyla cinsel ilişkiye girmiş olmasının ispat edilmesi halinde, cinsel istismar suçu oluşmaz, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur. Bu sebeple 15 yaşından küçük çocuğa işlenen istismar suçunun cezası bakımından ceza sınırı getirilmiş idi. Daha sonra 12-15 yaş aralığındaki gayri resmi evlilikler gerekçe gösterilerek bu düzenleme değiştirildi. Bence son derece sıkıntılı keza bu durumda çocukları mağdur etmemenin çözümü ceza yasasını değiştirmekten değil, bu gayri resmi evliliklerin gerçekleşmemesini sağlamaktan geçiyor.
Bir başka sıkıntının da bu suçların zamanında ihbar edilememiş olması olduğunu söyleyen Karataş, "Çoğu durumda suçun üstünden aylar hatta yıllar geçtikten sonra çocuk bunu anlatabiliyor. Bütün deliller ortadan kalkmış oluyor. Bu suçların zaten tanığı yok. Adli tıp raporu ile de tespit yapılamayacak kadar çok zaman geçmiş oluyor. Dolayısıyla masumiyet karinesi gereği çoğu dosyadan takipsizlik ya da beraat kararları verilebiliyor" ifadelerini kullandı.
Avukat Aslı Karataş kimdir?
Bu yılın başında açılımı “Sen bu kadınların avukatı mısın?” olan SEBUKA platformununun kurucusu olan Avukat Aslı Karataş, esasen toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışıyor.
Ayrıca UCİM | Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği’nde gönüllü avukatlık yapıyor.
© The Independentturkish