Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölücü örgütün kendini tasfiye etme dışında bir seçeneği kalmadı

Erdoğan, “Emperyalist oyunun son halkasını da Allah'ın izniyle bozma aşamasındayız” dedi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 8. Olağan Şanlıurfa İl Kongresi'ne katıldı.

Sahneye gelen Erdoğan'ı, şarkıcı İbrahim Tatlıses "Haydi Söyle" şarkısıyla karşıladı. Tatlıses, 'Haydi Söyle' şarkısından bir bölümü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kongrede bulunanlarla birlikte seslendirdi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün Şanlıurfa'da çok farkı bir coşku ve heyecan gördüm. Bugün burada aydınlık geleceğine sahip çıkan bir Urfa gördüm. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Zaza'sıyla, Alevi'siyle, Sünni'siyle kardeşliğin şehir Urfa'da dalga dalga büyüyen bir umut gördüm" diyen Erdoğan, "Urfalı kardeşlerimizle aramızda farklı bir bağ var. Bizim Urfa'yla aramızda muhabbetten örülü bir köprü var. Çeyrek asırdır bu bağ asla kopmadı, sarsılmadı ve zayıflamadı. Buna ne Urfalı kardeşlerim ne de biz izin verdik. Bundan sonra da böyle bir şeye kesinlikle izin vermeyeceğiz.

Bizde muhalefetin yaptığı gibi millete kırılma, darılma, küsme olmaz. Biz, gönüller kazanmaya çalışan bir hareketiz. Biz milletiyle çıkar birlikteliği değil, kader birlikteliği yapan bir partiyiz. Şunu kimse unutmasın: AK Parti 85 milyonun partisidir. AK Parti hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona hizmet üreten bir partidir. AK Parti siyasi kimliğine, sandıktaki tercihine bakmadan 81 vilayetimizin hepsine adil hizmeti götüren partidir.

Tam 22 yıldır Türkiye'nin kaptan köşkündeyiz. Siyasi mücadele açısından yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Bu süreçte sayısız iftiraya, sayısız hakarete muhatap olduk. Okuduğumuz bir şiir sebebiyle hapse atıldığımız karanlık günler oldu. Kendi öz yurdumuzda garip hissettiğimiz, haksızlığa uğradığımız, hukuksuzluğun en nobran biçimini yaşadığımız dönemler oldu. Bir kardeşiniz olarak, içinizden biri olarak benim Urfalı vatandaşım hangi zorluklarla, engellerle karşılaştıysa biz de aynısını yaşadık.

Kız evlatlarını başörtüsünden dolayı yurt dışında okutmak zorunda kalan bir kardeşinizim. "Muhtar bile olamaz" manşetleriyle siyasi hayatı bitirilmek istenen bir siyasetçiyim. Burada saymak istesek saatler alacak pek çok hukuk cinayetine maruz kalmış bir vatan evladıyım. Kardeşlerim, göreve gelirken bir şey söyledik, biz adaleti ve kalkınmayı tüm unsurlarıyla hayata geçireceğiz, dedik. Baskıların, yasakların  hüküm sürdüğü değil özgürlüklerin hakim olduğu Türkiye'yi inşa edeceğiz dedik. Ayrımcılığı iliklerimize kadar teneffüs etmemize rağmen bulunduğumuz makamlarda hiç kimsenin diline, inancına, etnik kimliğine bakmadık.

"Suriyeli muhacirleri tehdit ettiler"

CHP'nin milletin fertleri arasına nifak tohumları saçan siyaseti karşısında biz her zaman birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı olduk. Bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimize kasteden her türlü dışlayıcı tavrı elimizin tersiyle ittik. Ayrıştırıcı, ötekileştirici yaklaşımların hiçbiri siyasetimizde kendisine yer bulamadı.

14-28 Mayıs seçimleri sürecinde her türlü rezilliği, ırkçılığı, fitneyi körükleyenlere rağmen kuşatıcı tavrımızı muhafaza ettik. Kaybetsek de mazlumun yanında duracağız dedik. Türkiye'ye sığınmış Suriyeli muhacirleri zorla göndermekle tehdit ettiler. Kim? CHP. Ne dedi "Biz sizi tekrar Suriye'ye göndereceğiz" dedi. Biz ne dedik: "Siyasi geleceğimize dahi mal olsa onları koruyacağız" dedik. Sırf 3-5 oy daha fazla alabilmek uğruna kimlerin kimlerle gizli anlaşmalar yaptığını inanıyorum ki sizler de unutmadınız. Suriyeli mazlumları hedef gösterenleri, ırkçı-faşist söylemlerle milletin fertleri arasına nifak sokanları, kimlik siyasetinin en pervasız biçimine sarılanları hiçbirimiz unutmadık ve unutmayacağız. Hitler özentisi siyaset yapanlara önce millet sandıkta dersini verdi, sonra da kendi partileri siyasetten bir daha geri gelmemek üzere def etti.

Karşımızda kaybettikleri 13 seçime rağmen yenildiklerini kabul edip onurluca çekilmeyi bilmiyorlar. Sosyal medyadan arsızca ve ahlaksızca milleti kutuplaştırmaya, siyasi iklimi zehirlemeye ne yazık ki devam ediyorlar. Türk siyasetinde artık hiçbir karşılıklarının olmadığını, itibarlarının kalmadığını ne düşündüklerini artık hiç kimsenin umursamadığını bir türlü anlayamıyorlar.

Biz bugüne kadar hep kardeşliği savunduk, yine kardeşliği savunacağız. Bizi birbirimizle hasım eylemeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Bir kere şunu herkesin bilmesini istiyorum: Köken üzerine milletin ayrıştırılmasını reddediyoruz. İnançlar üzerinden insanımızın bölünmesini, hayat tarzı üzerinden vatandaşlarımızın ötekileştirilmesini reddediyoruz. Hiç kimseyi dışlamadan, ihmal etmeden, kırmadan 85 milyonun tamamını aynı ortak paydada buluşturmaya çalışıyoruz. Muhalefetin bizi de içine çekmek istediği yapay gündemleriyle vakit kaybetmeden Türkiye Yüzyılı hedefimize ulaşmak için koşturuyoruz. Bizim yolumuz kardeşlik yoludur. Bizim yolumuz ileri demokrasi yoludur.

"Halep'in sevinci, Şanlıurfa'nın sevinci"

Bulunduğumuz makam, koltuk, mevkilerin hepsi bu hedefleri gerçekleştirmek için birer vasıta, araçtır, bize verilmiş birer emanettir. Milletimizin yüzlerce yıllık değerlerine sırt çevirenler bunu idrak edemezler. Zihinlerini Batı'ya köle edenler, kiralayanlar, iradelerini Batı'ya peşkeş çekenler bizim insan ve siyaset tasavvurumuzu kavrayamaz. Sırf Türkiye'ye zarar veriyor diye terör örgütlerini besleyenler, bunun için bölgeye dair planlarlar yapanlar Şanlıurfa'nın şanının nereden geldiğini hesaba katmıyorlar. Bu şan sıradan sıradan bir unvan değil istiklal beratıdır. Şanlıurfa şanının nereden geldiğini gayet iyi bilir. Şanlıurfa bölgemizdeki hiçbir zulüm, acı, adaletsizliğe bugüne kadar bigane kalmadığı gibi bundan sonra da kalmayacaktır.

Şanlıurfa bugün Suriye'nin özgürlük hareketlerine karşı çıkanların aynı çanaktan beslendiğini çok iyi bilir. Bugün Halep'in sevinci Şanlıurfa'nın sevincidir. Hama'nın, Humus'un, Şam'ın zaferi Şanlıurfa'nın da zaferidir. Baas mezaliminin bitmesine sevinemeyenler, bir türlü kabullenemeseler de Suriyeli kardeşlerimizin zaferi komşuları olarak bizim de zaferimizdir. Şunu artık herkes anlasın ve kabullensin: Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler olarak hepimiz biriz, beraberiz. Hepimiz aynı toprağın, aynı tarihin, aynı geleceğin evlatlarıyız. Hepimiz aynı çınarın dalları, aynı sevdanın yolcularıyız.

"Terörle varılabilecek hiçbir şey yok"

 40 yıldır bölücü terör örgütü üzerinden kirli oyun kurdular. Kardeşlerim bu kirli oyunun artık raf ömrü tükenmiştir. Terör örgütleri eliyle bölgemizi sömürenlerin işi bitmiştir. Bölücü terör örgütü bu topraklara kandan, acıdan başka bir şey getirmedi. Ayrımcılıktan, ırkçılıktan başka bir şey getirmedi.

Şunu çok açık söylemek isterim, terörle varılabilecek hiçbir şey yoktur. Şiddetle elde edilebilecek hiçbir şey yoktur. Terörle sonuç alınamayacağı ayan beyan görülmüştür, bölücü örgütün kendini tasfiye etme dışında hiçbir seçeneği kalmamıştır. Ya namlusu ülkemize dönük o silahlar gömülecek ya da Türkiye’ye silah doğrultanlar gömülecek. Bunun haricinde üçüncü bir yol yoktur. Artık terör ülkemizin etrafından çekilsin istiyoruz.

Diyarbakır'da kongreye katılmıştı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulunuyor.

“Diyarbakır'ın huzuru, unutmayın Türkiye'nin huzurudur. Diyarbakır'ın kaderi, Türkiye'nin kaderidir. Bizim kardeşliğimiz unutmayın İslam kardeşliğidir, bizim kardeşliğimiz kader kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz, orduları Diyarbakır'ı fetheden, dönemin gavurlarına karşı gaza eden, adalet timsali Hz. Ömer kardeşliğidir. Bizim yoldaşlığımız Hz. Ebubekir yoldaşlığıdır, bizim gönüldaşlığımız Hz. Ali gönüldaşlığıdır. Bizim cömertliğimiz ve konukseverliğimiz, Hz. Osman misalidir. Bizim kardeşliğimiz daha dün işgalcileri denize dökerken omuz omuza mücadele ettiğimiz istiklal ve istikbal kardeşliğidiBizim kardeşliğimiz Diyarbakır surlarından daha görkemlidir” diyen Erdoğan özetle şunları söyledi:  

Dicle ve Fırat nasıl tabi ve tazeyse, bizim kardeşliğimiz de bu ırmakları kıskandıracak tazelikte ve güzelliktedir. Bizim kardeşliğimiz Diyarbakır surlarından daha muhkem, daha sağlam, daha aşılmaz ve daha görkemlidir.

Diyarbakır'ı sadece sevmekle kalmadık. Yatırımlardan, hak ve özgürlüklere kadar her alanda eşi benzeri görülmemiş hizmetlere, eserlere kavuşturduk. Biz işte böyle bir aşkla Diyarbakır'a hizmet ederken birileri ne yapıyordu? İdeolojilerine uygun, suni bir tarih icat etmeye çalışıyorlardı. Milletimizi inancından ve kültüründen uzaklaştırma peşinde koşuyorlardı. Mayası Müslümanlıkla yoğrulan yurdu bölmek için uğraşıyorlardı.

Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı. Bu gayretlerinin gerisindeki sinsi niyetleri gayet iyi biliyoruz. Kim desteklerse desteklesin. Küçük çıkarlar uğruna bu tür ihanet projelerine payandalık edenlerin sonu hüsran olacaktır. Selahaddin Eyyubi'nin gaza arkadaşlarını, emperyalist emellerine alet etmeye çalışanlar, hepimizin ortak hasmıdır.

"Emperyalist oyunun son halkasını da Allah'ın izniyle bozma aşamasındayız"

Biz Diyarbakır'la kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz.  Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebet müddet gücünü Ahmed Arif'in ifadesiyle bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz. Neredeyse yarım asırdır bu millete acılar yaşatan, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını da Allah'ın izniyle bozma aşamasındayız.

Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi kendi köhne düzenlerini sürdürebilecekleri bir ortam oluşturabilmektir.  Diyarbakır'sız bir Türkiye yetim kalır. Türkiye'siz bir Diyarbakır öksüz kalır. Son 1,5 asırdır, bilhassa son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık 'dur' deme vaktidir, artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Bölücü örgütün zorla dağa çıkardığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz.

"Yeni bir fırsat penceresi açılmıştır"

Terör örgütü hamdolsun sınırlarımız içerisinde eylem yapamaz hale geldi. Terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti karşısında herhangi bir şansının olmadığını biliyor. Biz meseleye kalıcı çözüm bulma çabamızdan da vazgeçmedik.

Terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni bir fırsat penceresi açılmıştır. Son dönemde gerçekleşen çabanın tek amacı vardır terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahların bırakılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla Türkiye partisi olamayan partiye bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi. Yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılmasıdır. Bu sadece büyük ve güçlü Türkiye’nin önündeki en büyük engellerden birinin önünden çıkarılmasıdır.

Kürt ile Türk'ün arasına ayrımcılık sokan hem Kürt'ün düşmanıdır hem Türk'ün düşmanıdır, en çok da Müslümanın düşmanıdır. Son dönemdeki ekonomik sıkıntıları, yılın ikinci yarısından itibaren bertaraf ederek sorun olmaktan çıkartacağız.

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU