İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği, Silivri Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutukluluğunun gözden geçirilerek tahliye edilmesi talebi hakkında karar verdi.
30 Ekim sabaha karşı gözaltına alınıp gece yarısı tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında önceki gün 60 sayfalık kapsamlı bir savunma dilekçesi sunan avukatları Prof. Dr. Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz, yeni tahliye talebi içeren dilekçeyi savcılığa sunmuştu.
İstanbul Adliyesi önünde basın açıklama yapan avukatlar "Bizler, kanun hükümlerine uygun olarak bu tutuklama duruşmasında müdafilerin de yer alması gerektiğini ve soruşturma dosyasında kuvvetli bir suç şüphesini gösteren somut delillerin tartışılmasını talep ediyoruz. Ancak iki aydır, adeta tüm kapsamlı savunmalarımızı ayrıntılı olarak ortaya koymamıza rağmen, her seferinde bir duvara çarpmış gibi hissediyoruz" demişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Barış ve kardeşliği her koşulda savunmaya devam edeceğim"
Tutukluluğun yeniden değerlendirildiği duruşma İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'nde yapıldı. Duruşmaya SEGBİS ile Silivri Marmara Cezaevi'nden bağlanan Ahmet Özer, savunmasında belediye başkanı seçilmeden önce yaptığı kamu görevlerini anımsatarak, "... hayatım boyunca barış ve demokrasiden yana olan halk tarafından teveccüh gösterilmiş seçilmiş bir belediye başkanı olarak bu isnat edilen suçtan utanıyorum, barış ve insan haklarından yana olarak terör dahil her türlü şiddetin her zaman karşısında oldum, bugün bu fikirlerimden vazgeçmedim, barış ve kardeşliği her koşulda savunmaya devam edeceğim, tüm bu hususlara rağmen evime baskın yapılmasını, apar topar adliyeye getirilmeyi, tamamen soyut dayanıksız mesnetsiz iddialarla tutuklanmayı içime sindiremiyorum" dedi.
Özer savunmasına şöyle devam etti:
"Gizli tanık var ise bana neden sorulmadı?"
1.5 milyonluk bir ilçenin belediye başkanıyken, çağrıldığında gelebilecek iken, sabah şafakta yapılan baskınla alınmam nasıl siyasi bir operasyon olduğu ortadadır... 2016'da yayımlanmış ve halen internet üzerinden satın alınabilen kurmaca roman olan örgüt üyeliğine dayanak gösterilmeye çalışılmıştır. Kan davalarını konu alan gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi olmayan edebi eserlerdir, ben bir yazarım, 38 kitap yazmışım, 200 ulusal ve uluslararası makalem ve bildirim vardır. Bununla birlikte ne kolluk, ne savcılık ne de sorguda sonradan öğrendiğim kadarıyla gizli tanık ifadesine dayanak gösterilen şeyler şu ana kadar gizli tanık soruları bana sorulmamıştır, savunmam alınmadan ne söylendiği belli olmayan benim şu ana kadar bilmediğim bir iddiadan nasıl tutukluyum, gizli tanık var ise bana neden sorulmadı, bana sorulmuyorsa bana sorulmayan ifadelerden neden ben buradayım?
"Hayatım boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadım"
İçeriğine dair en ufak bilgim dahi olmayan, tek başıma tutuklanmaya sebebiyet verecek kadar önemli olduğu bu beyan hakkında bilgilendirilmeden tutuklanmam yargısız infazdır, hukuka aykırıdır. İfade ettiğim gibi hakkımda tutuklamaya gerekçe gösterilen delillerin hiçbirisi suç iddiasına dayanak yapılacak hususlar değildir, zorlama ve geçmiş dönem Balyoz, Ergenekon davalarını hatırlatan birtakım taktiklerle üzerinden dava yürütülüyor, halbuki hayatım boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadım, fikir ve yöntemlerini benimsemedim, her türlü şiddetim fikren dahi karşısında oldum. Davet edildiğim TBMM komisyonlarında hem Anayasa Komisyonu hem Çözüm Komisyonunun davetiyle hem de o dönemin AK Parti AR-GE başkan yardımcısının çatışmaların çözümüne dair sunum yaptım, 64 yaşına kadar herhangi bir terör örgütüne üye olmamışım da bu yaştan sonra mı üye olmuşum, bir hukuk mekanizması kendi Profesörüne, kendi belediye başkanına tuzak kurar mı?
"Kimseye irademi teslim etmedim, etmem"
Bu ülkede vicdanlı yürekli hakimlerin, yargıçların olduğuna inanmak istiyorum, bu çerçeve içerisinde her açıklamada dile getirdiğim gibi daima demokrasi ve barıştan yana görüşlerimi dile getirdim, bitmesi için yıllarca mücadele etmeme rağmen terör ile ilişkilendirilmeyi zul olarak görüyorum, CHP dışında hiçbir bağım bağlantım, hiçbir şekilde sempatizan olmadım, kimseye irademi teslim etmedim etmem, 40 yıldır bu ülkeye hizmet etmiş birisiyim, isnat edilen iddialarla tutulmayı hukuka, izaha, mantığa uygun görmüyorum, tutuklama kararının kaldırılmasını ve tahliyemi talep ederim.
Tutukluluğun devamına karar verildi
Özer'in savunmasının ardından mahkeme İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi doğrultusunda karar verdi. 'Atılı suçun katolog suçlardan oluşu nedeniyle tutuklama sebeplerinin varsayıldığı, mevcut delil durumu, delillerin henüz tamamının toplanmamış olduğu' gibi gerekçelerle tutukluluğun devamına hükmetti.
ANKA