İran Cumhurbaşkanı: ABD ile ilişki ve çatışmayı kendimiz yönetmeliyiz

Hükümet Sözcüsü, Tahran'ın ‘kendi çıkarları doğrultusunda’ hareket edeceğini söyledi

Pezeşkiyan'ın başkanlık ettiği ve yanında stratejik işlerden sorumlu yardımcısı Zarif'in bulunduğu toplantıdan / Fotoğraf: İran Cumhurbaşkanlığı

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan dün yaptığı açıklamada, Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasından bir hafta sonra Tahran ve Washington arasındaki gergin ilişkilerin ‘yönetilmesi’ çağrısında bulunarak, ‘düşmanlarla sabırla başa çıkılması’ gerektiğini vurguladı.

Devlet medyasının aktardığına göre Pezeşkiyan, diplomatik kurumlardaki mevcut ve eski üst düzey yetkililere, ülkesinin ezeli düşmanı ABD'yi görmezden gelemeyeceğini söyledi.

Pezeşkiyan, “Hoşumuza gitse de gitmese de bölgesel ve uluslararası arenada ABD ile uğraşmak zorunda kalacağız. Dolayısıyla bu ilişkiyi ve çatışmayı kendimiz yönetmemiz daha iyi olacaktır” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan, İran'ın eski dışişleri bakanları ve bazı yönetim yetkilileriyle dış politika konusunda yaptığı istişare toplantısında konuştu. Toplantıya İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti, İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi ve eski dışişleri bakanı ve İran Atom Enerjisi Kurumu eski Başkanı Ali Ekber Salihi katıldı.

İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde Pezeşkiyan'ın, Dini Lider Ali Hamaney'e üstü kapalı bir gönderme yaparak, hükümetin dış politikaya yaklaşımının ‘egemen sistemin stratejisi ve genel yönelimleri çerçevesinde’ olacağını söylediği belirtildi.

“Dostlarımıza cömert, düşmanlarımıza ise sabırlı davranmalıyız” diyen reformist Cumhurbaşkanı, iç meseleler ve kalkınma için dış ilişkilerin düzenlenmesi ve uluslararası gerginliklerin çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Pezeşkiyan hükümetindeki bazı yetkililer ve hükümet yanlısı gazeteler, Trump yönetimiyle en üst düzeyde müzakere olasılığının görüşüldüğüne dair sinyaller verdi.

Hükümet Sözcüsü Fatıma Muhacirani, dün erken saatlerde Trump yönetimiyle doğrudan görüşme olasılığıyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, İran'ın ‘çıkarları’ neyi gerektiriyorsa onun peşinden gideceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan (ISNA) aktardığına göre Muhacirani, “Hükümet, ülkenin çıkarlarını ve devrimin değerlerini sağlayan her şeyi elde etmek için çaba gösterecektir” dedi.

Muhacirani görüşmelerle ilgili nihai kararın Dini Lider Ali Hamaney ve ona bağlı olan Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi tarafından verileceğini vurguladı.

Muhacirani, “Trump'ın maksimum baskı kampanyası halka yük olsa da başarısız oldu. Önemli olan sözler değil eylemlerdir, ancak Trump'a önceki politikalarının başarısızlığını dikkate almasını tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Trump'ın seçim zaferinin açıklanmasıyla birlikte İran kayıtsızlığını ortaya koydu ve özellikle yaptırımlar ya da Ortadoğu savaşları konusunda ABD politikasında önemli bir değişiklik beklemediğini resmen açıkladı.

Muhacirani geçen hafta Trump'ın zaferini yorumlarken “İran İslam Cumhuriyeti'nin genel politikaları sabittir” dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı da ilk yorumunda Trump'ın seçim zaferini ABD'nin ‘önceki hatalı yaklaşımlarını gözden geçirmesi’ için bir fırsat olarak değerlendirdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, perşembe günü IRNA tarafından aktarılan açıklamalarında, “Farklı ABD yönetimlerinin önceki politikaları ve yönelimleriyle ilgili çok acı deneyimlerimiz var” ifadesini kullandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bekayi, ABD Adalet Bakanlığı'nın cuma günü İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) emriyle Trump'a suikast düzenlemeyi planlayan bir kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıklamasının ardından Tahran ile Washington arasındaki çetrefilli ilişki hakkında yorum yapmak üzere geri döndü.

Bekayi haftalık basın toplantısında, suçlamaların zamanlamasının ‘şüphe uyandırdığını’ söyledi ve suikast girişiminin ifşa edilmesini ‘ilişkileri engelleyen mayınlar’ olarak niteledi.

Tahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin basılması ve diplomatların ilk İran lideri Humeyni'nin destekçileri tarafından rehin alınmasından 45 yıl sonra İran ile ABD arasında diplomatik ilişki bulunmuyor.

Trump 2018 yılında, Tahran'ın dünya güçleriyle 2015 yılında imzaladığı nükleer anlaşmadan vazgeçti ve İran'a yönelik ‘maksimum baskı’ stratejisinin bir parçası olarak sert yaptırımları yeniden uygulamaya koydu.

2020'nin başlarında DMO’nun dış operasyonlarının başındaki General Kasım Süleymani Bağdat Havaalanı yakınlarında bir ABD saldırısında öldürüldü. Trump saldırının emrini verdiğini iddia etmekte gecikmedi.

İran resmi olarak anlaşmanın bir parçası olmaya devam ediyor, ancak yaptırımlara yanıt olarak anlaşma kapsamındaki temel yükümlülüklerini önemli ölçüde azalttı. Nükleer anlaşmayı kabul eden 2231 sayılı kararın süresi önümüzdeki yıl ekim ayında doluyor.

İran halihazırda uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştirerek nükleer silah üretmek için gerekli olan yüzde 90 seviyesine yaklaştırıyor.

Temmuz ayında göreve gelen Pezeşkiyan, ülkesinin izolasyonuna son verilmesi çağrısında bulunarak, anlaşmanın yeniden canlandırılmasını desteklediğini ifade etti.

Geçtiğimiz ay Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Umman üzerinden ABD ile yapılan dolaylı nükleer görüşmelerin bölgesel gerilimler nedeniyle durduğunu söyledi.

Trump yönetiminin ocak ayında göreve geldikten sonra Tahran'la görüşmeler yapmayı planladığına dair herhangi bir haber gelmedi, ancak Trump seçim kampanyası sırasında şöyle demişti: “İran'a zarar vermek istemiyorum ama nükleer silah sahibi olamazlar.”

Washington ve Tahran arasında nükleer anlaşmayı canlandırmaya yönelik dolaylı görüşmeler ABD Başkanı Joe Biden döneminde başlamış ancak tıkanmıştı. İran resmi olarak halen anlaşmanın bir parçası, ancak ABD tarafından yeniden uygulanan yaptırımlar nedeniyle taahhütlerini azalttı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU