İmamoğlu'ndan "İBB'ye kayyum atanacağı" iddiası ile ilgili açıklama

"Bir insan, makamını korumak için memleketine, milletine bu kadar zulmeder mi?"

Fotoğraf: ANKA

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek ve Sevgi Kılıç, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek ile birlikte, İBB Esenyurt Bütünleşik Tıp Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

İmamoğlu, inceleme gezisinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Akın Gürlek" açıklaması: Temsil ettiğimiz kültür ve ahlak bunu gerektirdiği için onu yaptık

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Akın Gürlek ile görüşmesinin iptal edilmesi ile ilgili konuşan İmamoğlu şunları kaydetti:

Sayın Başsavcı bu göreve atandıktan bir süre sonra, bu görüşme talebimizle ilgili iletişim kuruldu ve görüşme talebine olumlu dönüş yaptı. Sonra, bir ertelemeyle… Aslında ilk görüşmemiz, bir önceki perşembe günüydü. Pazartesi bu görüşme ertelendi. Malum, zaten perşembe günü yaşadığımız bu ilçemizdeki kayyum süreci oluştu. Bir sonraki perşembeye, yani bugüne randevu verildi. Ama dün itibarıyla akşam yanılmıyorsam 20.00’yi geçe beni arkadaşlarım bilgilendirdi. Arayıp, bir bakanlık ziyareti olmak zorunda olduğunu ve o kapsamda randevuyu iptal ettiklerini ifade etmişler. Ama herhangi bir tarih ya da takvim yinelemesi konusunda istişare etmemişler. Ben de bu sabah, ‘Tekrar arayın ve tekrar talep edin’ dedim. İstanbul'a yeni atanan Başsavcı; hukukun, yargının en öndeki ismi, Büyükşehir Belediyesi tarafından ziyaret edilir, sohbet edilir, konuşulur. Keza aynı şekilde başka kurumlar da bu anlamda Büyükşehir Belediyesi’nin konuşacağı, görüşeceği yerlerdir. İstişareyle o da görevini daha sağlıklı yapar; istişareyle biz de görevimizi daha sağlıklı yaparız. Kurumların birbirlerinden beklentileri vardır. Birbirleri ile kurdukları kurumsal ahlak ve hem hukuka, yargıya yakışan ahlak hem de kamuya yakışan, bizlerin temsil ettiği kurumlara yakışan ahlakla birbirleriyle diyalog kurarlar. Görüşmenin amacı bu kapsamdaydı. Şu anda da hala o kapsamı içermektedir. Dediğim gibi; bugün tekrar ettik. Ama yani sonuçta biz tabii ki karşılaşırız törenlerde, şurada, burada da konuşuruz ama ayak üstü konuşmaktan tartışmaktan, sohbet etmekten, tanışmaktan daha iyidir makamda tanışmak. Bu, bazen iade-i ziyarette de devam eder. Temsil ettiğimiz kültür ve ahlak bunu gerektirdiği için, onu yaptık. Şu anda da ortaya konan kültürü de takip ediyorum.

 “16 milyon İstanbullunun öyle bir senaryosu yok"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanacağı iddiası ile ilgili soruya yanıt veren İmamoğlu, “Hiç öyle bir senaryosu 16 milyon İstanbullunun yok. 16 milyon İstanbullunun, iş birliği içerisinde bu şehrin sıkıntılarına çözüm bulmak, dertlerine çözüm bulmak, paylaşmak, eleştirmek, önermek ve iş birliği içerisinde bu şehri ayağa kaldırmak. Yani soru veya cevap veya programın akışı… İzleyemedim açıkçası. Akşam farklı bir heyetle, sanat ve kültür yaşamına dair uzun süren bir toplantının içerisindeydim. Dolayısıyla ben, Sayın Genel Başkan'ın sadece bu kesitte konuştuğunu zannetmiyorum. Yoksa Sayın Genel Başkanımız da öyle ‘İstanbul’ ve ‘kayyum’ lafını yan yana getirmez ve düşünmez bile. Belki sorunun gereği orada böyle bir cevap çıkmıştır. Bu saatten sonra biz, memleketin açıkçası demokrasi tesisi ile ilgili, hukukun üstünlüğünü, kurumların, kamu kurumlarının hassasiyetini, onların itibarını koruma konusunda kalıcı adımlar atmayla ilgili adımlar atıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Gündemimizde şu anda bu memlekette uygulanan hukuksuzluğu, adaletsizliği ortadan kaldırmak var”

Adaylık tartışmaları ile ilgili bir soruya ise İmamoğlu şu yanıtı verdi:

Gündemimizde bile değil. Bizim gündemimizde şu anda bu memlekette uygulanan hukuksuzluğu, adaletsizliği ortadan kaldırmak var. Bu konuda en sorumlu parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. En sorumlu kişi Cumhuriyet Halk Partili yöneticilerdir. Dolayısıyla partimiz sorumluluğunu bilecek, partimizin yöneticileri sorumluluğunu bilecek. Ben kendimi en sorumlu kişilerden biri olarak görüyorum. Ben sorumluluğumu bileceğim. Gece-gündüz işimizi iyi yapacağız. Kötülerle mücadele edeceğiz, kötü akıllarla mücadele edeceğiz. Dolayısıyla bu, bir iddiadır ve bir yola çıkıştır. Bunun 3 sene sonraki, 2 sene sonraki veya 4 sene sonraki adaylık vesaire… Bunlar detay. Ben, o işlerle uğraşacak kişi hayatımda hiç olmadım. Ama ideallerim için büyük mücadele etmiş bir insanım. Hala da o mücadelenin bir parçasıyım. Öbürü detay. Onu millet belirleyecek günü geldiğinde. Ve millet, inşallah bu ülkenin geleceği için en doğru kararı verip, yeni cumhurbaşkanını seçer.

“Yani bir insan, makamını korumak için bu kadar memleketine, milletine zulmeder mi?”

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve belediye yönetimine kayyum atanması sonrası yaşanan süreçle ilgili konuşan İmamoğlu şunları kaydetti:

Bakın İl Başkanımız, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, belediye meclis üyelerimizin belediyesine girmesi için mücadele veriyorlar. Utanç verici bir durum. Utanç verici. Bırakın girmeyi, o meclis şu anda geçici olarak başkan ya da başkan vekilini seçmeye yetkili. Varsayalım Sayın Hocamızı, Prof. Dr. Ahmet Özer'i tutukladınız, hukuksuz yere tutukladınız. Yani dün, serbest kalması için verilen dilekçeyi, apar topar, 3-5 saat içinde karara bağlıyorsunuz, akşam 17.30’da duyuruyorsunuz. UYAP'ta, niçin reddettiğinize dair bilgiye avukatları ulaşamıyor, bugün basından dinliyor. Daha da kötüsü; bu memleket daha yeni, daha dün… Uydurma gizli tanık hikayeleri ve ne yazık ki sefillikleri, rezillikleri diyeceğim… Ben yargının işine karışmam. Ama böyle rezillikleri yaşadı. Bütün bu yaşanan rezilliklerden sonra, hala ölü insanlar üzerinden gizli tanık üretme çabasını okuduğumda, ben bir şey anlamadım. Dün yazılan talebi reddeden hakimin ne yazdığını ben bir şey anlamadım, açık ve net söyleyeyim. Bir ‘gizli tanık’ diyor ama diyor ‘o görüştüğü kişi ölmüştür’ diyor, bir şeyler anlatıyor… Yazık. Takip ediyoruz.

İnsanlar hapiste. Bu insanların hesabını kim verecek? Yani bir insan, makamını korumak için bu kadar memleketine, milletine zulüm eder mi? Makam nedir? E şimdi ne oldu yani? Bu milletin iradesine ne olacak buralarda? Bir vali yardımcısı yarat. Oradan getir koy oraya. Adam ne yapacağını bilmiyor. Böyle garip bir durum yani. Garip bir durum. Esenyurt halkının ve hocamız Prof. Dr. Ahmet Özer'in burada yürüttüğü güzel işlerin yapılıp yapılmadığını örgütümüz takip ediyor. İBB olarak da biz, buradaki hizmetlerimizi aksamadan yerine getiriyoruz. Bugün biz, hakkı ve hukuku koruyoruz. Yarın bu hakka, hukuka ihtiyacı olacak olanlar olacak. Onların bile hakkını, hukukunu biz koruyacağız. Bu kardeşiniz koruyacak, göreceksiniz. Haksız ve hukuksuz yere, kimsenin saçının teline dahi zarar gelmesini bu memlekette istemiyoruz. O zaman bu millet ne de biliyor musunuz? ‘Evet, ben, bu ülkede güvenle yaşıyorum, bana kimse dokunamaz. Çünkü bu memleketin hakkı ve hukuku vardır’ der. Tek sağlamak istediğimiz husus odur. Üzülerek takip ediyoruz. Ama dediğim gibi; heyecanımızı, mücadele azmimizi, kararlılığımızı bu işin peşinde koşanlar tahmin bile edemez. Tahmin bile edemez yani. Göreceğiz bunu.

“Mansur Bey'in de yanındayız”

İmamoğlu, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a MİT soruşturması” iddiası hakkında ise “Uydurma hangi iş var ise, uydurma hangi kavram var ise; ister benim yol arkadaşım Mansur Yavaş olsun, ister Mardin'deki Ahmet Türk olsun… Gideceğiz, mücadelenin en büyüğünü vereceğiz. Ne Mansur Yavaş'a ne diğer arkadaşlarımıza ne diğer partinin belediye başkanlarına, milletin iradesiyle seçilmiş kim var ise partisine bakmaksızın mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Mansur Bey'in de yanındayız” ifadelerini kullandı.

 

Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU