CHP, Reyap Hastanesi önünde toplandı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı istifaya çağırdı

CHP Genel Başkan Yardımcıları Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ve Gamze Taşcıer, İstanbul İl Başkanı Özgür Çevik, milletvekilleri ve parti yöneticileri, Esenyurt Reyap Hastanesi önünde “yenidoğan çetesi”ne ilişkin açıklama yaptı

Fotoğraf: AA

CHP İstanbul İl Örgütü, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen "yenidoğan çetesi"ne ilişkin basın açıklaması düzenledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Soruşturma kapsamında ruhsatı iptal edilen Esenyurt'taki Özel Reyap Hastanesi önünde toplanan grupta CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeliha Aksaz Şahbaz ile Gamze Taşcıer'in yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı parti yöneticileri yer aldı.

"Çocuk istismarına son" yazılı pankart açan gruptakiler, "Her çocuk güven içinde büyümeli" ve "Çocuk susar sen susma" yazılı dövizler taşıdı.

Şahbaz, grup adına yaptığı açıklamada, sağlığın kamusal bir hizmet olduğunu söyledi. Tüm halkın ulaşılabilir, nitelikli ve eşit sağlık hizmetine sahip olacağı kamucu bir sağlık sisteminin kurulmasının zorunlu olduğunu savunan Şahbaz, bebeklerin en iyi şekilde tedavi edilmeye ihtiyacı olduğunu vurguladı. Şahbaz, "Biz CHP olarak bu sistemi kamucu bir şekilde tekrar kurmaya söz veriyoruz. Genel başkanımızın söylediği gibi bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız." dedi. Şahbaz şöyle konuştu:

2023 yılına kadar Sağlık Müdürlüğü tarafından Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir şey tespit edilmemiş midir? Bu CİMER ihbarına kadar herhangi bir aksaklık bu sistemde bu çocukların tedavisinde herhangi bir sıkıntı görülmemiş mı? Bu CİMER ihbarıyla mı böyle bir noktaya gelmiştir? Bunu sorguluyoruz. Sayın Sağlık Bakanı İstanbul İl Sağlık Müdürü’yken yaklaşık 2016'dan 2024 yılına kadar bu sağlık sistemini yönetirken bu uygulamalardan haberi yok mudur? Özel hastaneler yönetmeliğine aykırı bir şekilde yoğun bakım servisleri bir takım şirketler tarafından kiralanarak işletilirken Sayın Sağlık Müdürü'nün ve AKP yöneticilerinin, Sayın Sağlık Bakanlarının hiç haberi olmamış mıdır? Bu olayın sorumlusu şu anki Sağlık Bakanı'dır. Dönemin Sağlık Bakanı'dır ve sağlık sistemimizi özelleştirerek ticari meta haline getiren AKP'dir. AKP'nin dönüşümcü, özelleştirmeci, sağlık politikalarıdır.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşcıer ise Türkiye'de ilk kez "yenidoğan çetesi"nin görüldüğünü söyledi.

"CHP olarak bu işin içinde kim varsa görevi, konumu, makamı ne olursa olsun en ağır cezayı alması için elimizden geleni yapacağız." diyen Taşçıer, Erdoğan'a istifa çağrısı yaptı:

Hepimizi derinden sarsan, kanımızı donduran, hatta insanlığımızdan utandıran bir olayla karşı karşıyayız. Türkiye çetelerin racon kestiği, devleti tehdit ettiği, savcıları tehdit edebilme cesareti gösterdiği ve insan yaşamına meydan okuduğu bir düzen haline getirildi. Türkiye'de uyuşturucu çetelerini gördük, ihale çetelerini gördük. Türkiye'de ilk kez yeni doğan çetelerini gördük. Çok sayıda yenidoğanın aralarında doktorların, sağlık çalışanlarının olduğu ve sırf sosyal güvenlik kurumundan daha fazla kar edebilmek için hayatlarını hiçe sayıldığı bir süreçle karşı karşıyayız. Yazılan iddianamelerden anlıyoruz ki soygunun yöntemi belliymiş. Çete üyeleri bilindikmiş. Yapılan sahtekarlık aleniymiş. Ancak bütün bunların üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen ne hikmetse kamu görevlileri, bakanlıklar tek bir işlem dahi yapma ihtiyacı hissetmemiş. Peki neden göz göre göre gelen bu cinayete bugüne kadar devleti yönetenler ses çıkartmadı?

Türkiye maalesef her alanda güven duygusunun azaldığı bir süreçle karşı karşıya. Hiçbirimiz kendimizi evde, sokakta, okulda, hatta hastanede güvenli hissetmiyoruz. Aslında bugün yaşadığımız yenidoğan çetesi vakası AKP'nin 20 yıllık ülkeyi getirdiği çürümüşlüğün en vahim örneğidir. Peki bugün yaşanan bu olay sadece çete üyeleri olan bazı kötü insanların sorumluluğu mudur? Mesela bir yıl boyunca, bir buçuk yıl boyunca olayı bilmelerine rağmen denetimlerde sorunları tespit etmelerine rağmen CİMER'den şikayet gelene kadar ya da bu olay kamuoyuna mal edilene kadar tek bir açıklama yapmayan yöneticilerin hiç mi suçu yok? O dönemin İl Sağlık Müdürü olan bugünün Sağlık Bakanı'nın hiç mi suçu yok? Uyarılar yapılmasına rağmen Sağlık Bakanı'nın kendi ifadesinde biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bu durumu bildirdik demesine rağmen tek bir kalem oynatmayan Çalışma Bakanı’nın hiç mi suçu yok? O dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın hiç mi suç yok?

Bu ülkede çocuklarımız üzerine, kadınlarımız üzerine bir duvar örülüyor. Biz buradan bu ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz. Bu tuğlayı çekin oradan. Kim altında kalırsa kalsın. Yeter ki çocuklarımız yaşasın, kadınlarımız yaşasın, gençlerimiz yaşasın. Bir çağrıyı da Adalet Bakanına, Sağlık Bakanına ve Çalışma Bakanı'na yapmak istiyorum. Bir kez vicdanınızla hareket edin. Bir kez onurunuzla hareket edin ve yapamadığınız, yönetemediğiniz süreci istifayla onurlandırın. Elbette ki onların istifası yetmez. Bu bakanları kim atadı? Sağlık Bakanını Adalet Bakanını,Çalışma Bakanını atayan tek adamın istifa etmesi lazım. Bütün bu yaşananların sorumlusu bu ülkeyi yöneten bütün kararları, liyakatsizliği, adam kayırmacılığı kolay para kazanmayı bu ülkeye gelenek haline getirmeye çalışan toplumsal çürümenin sorumlusu olan AK Parti iktidarı ve onun Genel Başkanıdır.

Biz algı yönetimlerine karşı kamuoyunu farklı yönlendirip algıyı başka yöne çekmek  isteyenlere karşı dimdik bir şekilde her konuda olduğu gibi şunu ifade etmeye devam edeceğiz. Kim olursa olsun bu sorumluluğun arkasında kim varsa gereğini yapıp ama bu ülkede adaleti yeniden tesis edene kadar bu ülkede toplumun devlete olan güvenini yeniden tesis edene kadar liyakatçi yöneticileri, kamucu anlayışı yeniden hayata geçirene kadar enselerinde bizi hissetmeye devam edecekler. Bu günün sonunda biz suçluların ortaya çıkması için sürecin takipçisi olacağız. Hem hukuki süreci hem de siyasi sorumluların bürokraside bu işin içinde kim varsa bu kişilere cesaretlendiren, yargıda, bakanlıklarda, cesaret veren kim varsa eninde sonunda ortaya çıkması için de sürecin takipçisi olacağız.
 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU