Libya'nın yeniden inşası ve önündeki engeller

Fotoğraf: AA

2011'den sonra sivilleri korumak için alındığı iddia edilen ama Libya devletinin devrilmesi ve Libya ordusunun yok edilmesi ile onları DEAŞ’ın merhametine bırakan bir BM kararıyla savaşlar, yerinden edilmeler ve göçler ile dolu kara bir on yıl yaşayan Libya, bugün büyük bir yeniden inşaat kalkınmasına sahne oluyor. Atlanamayacak ve göz ardı edilemeyecek kadar geniş ve çok büyük bir yeniden imar kalkınması yaşanıyor. Düzinelerce devasa köprü, okul, savaşlar nedeniyle yıkılan üniversite, cami ve yol yeniden inşa ediliyor. Hastanelerin, konut projelerinin ve gökdelenlerin temeli atılıyor. Dubai'deki Burç Halife'yi inşa eden BAE şirketi “Emaar” gibi büyük yatırımcıların Libya’yı ziyareti, yeni Bingazi “Şehir Merkezi” projesi ve Kuzey Afrika'nın en büyük ticari limanı ve serbest bölgesi olacak el-Merisa Serbest Bölgesi için sözleşmelerin imzalanması, Libya ve özellikle de Bingazi'de yeniden inşa konusundaki ciddiyetin kanıtıdır. Ayrıca büyük ve uluslararası şirketlerin, Libya ordusunun kontrolü altında olan, ordunun güven ve emniyeti sağladığı Bingazi ve çevresindeki bölgelerde istikrarlı güvenlik durumu nedeniyle kendilerini güvende hissettiklerinin ispatıdır.

Libya, İtalyan faşist yerleşimciliğinin inşaat projelerinden ulusal imar hamlesine kadar, çoğu savaşlardan veya siyasi değişimlerden sonra gelen birçok yeniden imar kalkınması aşamasına ve dönemine tanık oldu. İtalyan faşizmi döneminde Mareşal Italo Balbo, İtalya'nın Libya'daki savaşının ardından Batı Libya'da bir imar projesi başlattı. İtalyan yönetici, o dönemde Libya'yı harika bir mimari şaheser haline getiren birçok şehir ve yol inşa etti. Ancak Balbo’nun projeleri Libyalılar için değil, İtalya'nın Libya'daki yerleşimci projesinin bir parçasıydı. İtalyan’ın faşist lideri Benito Mussolini, Libyalıları Holokost kamplarına benzer şekilde dikenli tellerin ardındaki gözaltı merkezlerine tıkacak kadar tasfiye etmek konusunda katil Graziani'ye büyük bir yetki vermişti. Libya'nın İtalya'nın dördüncü sahili olduğuna dair yanlış inancı nedeniyle Balbo’ya ise inşaat ve imar konusunda büyük bir yetki verdi. İtalyanlar Libya’ya dördüncü sahil anlamına gelen La Quarta Spond adını vermişlerdi. Dolayısıyla İtalya'nın Libya'ya yönelik savaşı bir yerleşimci, toprak gasp etme ve bir halkın yerine başka bir halkı yerleştirme savaşıydı.

Ardından modern Libya'nın kurucusu salih Kral İdris'in geçen yüzyılın altmışlı yıllarının başındaki imar projesi geldi. Libya topraklarından çıkarılan ilk petrol varili ile yüzde 60'ı iç bölgelerde olan 100 bin konut inşa etmeyi hedefleyen proje hayata geçirildi. 2 bin kilometrelik sahil yolu inşa edildi. Bütün tesisleri ve fakülteleri ile iki üniversite ve dönemin (altmışlı yıllar) en büyük iki futbol stadyumu inşa edildi. Bunlar salih Kral İdris es-Senusi'nin (Allah rahmet eylesin) saltanatı sırasındaki imar projeleriydi.

Libya'nın imarının, Kaddafi yönetiminin başlangıcında devam ettiği doğru; bunlar arasında başkent Trablus'taki en büyük gecekondu mahallesinin yıkılması, bir iç yol ağının inşası ve Yeşil Dağ ile Caffara Ovası’ndaki büyük tarımsal ıslah yer alıyor. Kaddafi döneminde yapılan ve en önemli başarı sayılan suni nehir projesi de var. Ancak Kaddafi daha sonra çadırına çekilerek kendisini halktan izole etti, böylece imar çarkı ve ardından altyapının ihmal edilmesine neden olan yanlış politikalar nedeniyle tüm imar projeleri durdu.

Bugün Libya, terörle mücadelenin ardından yeniden inşa alanında büyük ve niteliksel bir kalkınmaya tanık oluyor. Libya Arap Silahlı Kuvvetleri, bir zamanlar Bağdadi'nin örgütünün kontrolü altında ve insanların başlarının kesildiği bir şehir olan Derne'de büyük bir yeniden inşa projesini başlatmayı başardı. Günümüzde çökmüş şehrin çehresinin bile değiştiği imar ve yapı projeleri yürütülüyor. Köprüler görülüyor ve altyapı onarılıyor. Derne’den başlayan imar hamlesi bugün Libya'nın en güneyindeki Sebha, Gat ve Kufra'ya kadar ulaştı. Silahların susması, DEAŞ ve kardeşlerinin yenilgiye uğratılıp defedilmesinin ardından imar ve inşaat elleri doğdu, Libya’nın en uç kesimlerine de ulaştı.

DEAŞ’ın işgali ve siyasal İslamcı milislerin kontrolü altındaki Doğu Libya'nın en büyük bölgesi ve Libya’nın ikinci büyük şehri Bingazi, bugün büyük bir yeniden inşa atılımına tanık oluyor. Gökdelenler, Afrika'nın en büyük serbest ticaret bölgesi ve modern bir uluslararası havaalanı inşaatı projeleri, Allah'ın lütfu ile Libya ordusunun terör ve karanlık güçlere karşı kazandığı zafer olmasaydı mümkün olamazdı. Bu karanlık ve terörist güçler Libya'yı karanlık bir on yıl boyunca radikal örgütlerin ortak toprağı ve terörist unsurların üreme merkezi haline getirmişti. Bugün Bingazi'yi görenler, onun, her gün onlarca subay ve askerin mürted diktatörün takipçileri ve eski dönemin subayları oldukları bahanesiyle suikasta uğradığı Bingazi olduğuna inanmayacaktır. Sivilleri Kaddafi'nin kurşunlarından koruma bahanesiyle başlatılan ve rejimi değil devleti deviren, insanları yıllarca DEAŞ’ın bıçaklarının merhametine bırakan NATO saldırılarının ardından Libya, kara birkaç yıl boyunca böyle bir kayboluş yaşadı. Ta ki Libya ordusu yeniden ayağa kalkıp, pusulasını yeniden bularak ülkenin rotasını kontrol edene ve insanları, boyunlarına dayalı DEAŞ bıçağından kurtarana kadar.

Siyasi çekişmelere rağmen, yeniden inşa, sahibi kim olursa olsun ve maliyetli faturası ne kadar olursa olsun, Libya'nın başarısızlık ve çöküşten kurtarılmasında bir umut ışığı olmaya devam edecek. Pek çok kişinin Libya’nın parçalanacağı yönünde bahis oynamasına rağmen, işte Mareşal Hafter liderliğindeki Libya ordusu onu yeniden bir araya getiriyor. Yıkılanları yeniden inşa etmek için onu tek bir bayrak altında topluyor. Yeniden imar edenlere selam olsun ve keşke geri kalan taraflar da anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp, ülke çapında kapsamlı bir kalkınma başlatmaya yönelseler.

 

Şarkul Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU