Bölgemizdeki tehlike döngüsünün, İsrail ve onunla birlikte ABD ve Batı ile İran ve grupları ve onlarla birlikte – çekingen bir şekilde- Rusya ve Çin arasındaki savaş makinesinin ne zaman ve nasıl sona ereceğini kimse bilmiyor. Başlangıç anının kavranamadığı ve şu sorunun cevabına ulaşılamadığı bir noktaya ulaşacağız; kıvılcım ne zaman başladı?
Dairesel bir ritme gireceğiz; dairenin çemberi üzerinde düz bir başlangıç ve bitiş noktası bulunmadığından her nokta başlangıç ve her nokta bitiş olacak.
Dileyen bizi 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e saldırdığı ana götürecek. Dileyen bizi İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna saldırdığı ana götürecek. Bir başkası da belki İsrail'in 1948'de kurulduğu ana dönmek isteyecek. Böylece herkes kendi yörüngesinde dönecek.
Hamas lideri İsmail Haniye'nin Tahran'ın göbeğinde Devrim Muhafızları'na ait güvenlikli bir misafirhanede öldürülmesi, İran güvenlik sisteminin iliklerine kadar hissettiği acı bir darbedir. Nasıl böyle olmasın ki; yeni ayrıntılar, Haniye suikastının odaya önceden- iki ay önce- yerleştirilen bir bomba ile gerçekleştiğini, bombada yapay zekâ kullanıldığını, İran topraklarında bulunan Mossad ajanları tarafından, Haniye'nin odada olduğu bilgisi alındıktan sonra uzaktan patlatıldığını açığa çıkardı.
Bu ağır bir askeri ve manevi darbe. İran için bunu kabullenmesi zor, tıpkı Lübnan'daki kolu Hizbullah’ın en üst düzey askeri ve güvenlik komutanı Fuad Şükür’ün banliyösünün kalbinde öldürülmesini kabullenmesinin zor olduğu gibi.
İran'ın daha önce 14 Nisan'da İsrail'e yönelik insansız hava aracı ve füzelerle düzenlediği, yaklaşık 5 saat süren saldırısı, Tahran'ın Tel Aviv'e yönelik bu türden ilk doğrudan saldırısı sayılmıştı. İran bu saldırıyı, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğunu bombalaması ve Suriye'de bir grup İran Devrim Muhafızları liderini öldürmesinden yaklaşık iki hafta sonra düzenledi. Bugün İsrail'in Beyrut ve Tahran ve aynı zamanda Irak’ta Haşdi Şabi’ye yönelik yakın zamanda gerçekleştirdiği yıldırım saldırılara ve ondan önce Hudeyde'de Husilere karşı saldırısına İran ve grupları sessiz mi kalacak!?
Dini Lider Hamaney, Haniye misafirleri olduğu için karşılık vermenin görevleri olduğunu söyledi!
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Tahran'ın kendisine bağlı gruplarla İsrail'e nasıl karşılık verileceğini değerlendirdiğini ve "İsrail'in yaptığından pişman olacağını" açıkladı.
İsrail hükümeti, İsrail'in her türlü senaryoya hazır olduğunu söylüyor ve "kolumuz bize saldıran herkese uzanır" diyor. Söz düellosunun savaşın silahlarının bir parçası olduğunu biliyoruz ama İran ve gruplarının Şam'daki konsolosluğa yapılan saldırının ardından yaptıklarının ötesine geçen bir şeye tanık olacak mıyız ve bu yeni ne olacak!?
Netanyahu İsraili'nin topyekûn bir savaşa daha hevesli, hazırlıklı ve istekli olduğunu düşünüyorum. Peki, İran ve ona bağlı güçler aynı arzuya ve en önemlisi aynı kudrete sahip mi?
© The Independentturkish