Atalarımızın geçirdiği bulaşıcı hastalıklar modern kanserlere nasıl sebep oluyor?

Geçmişteki araştırmalara göre bu tür virüs DNA'ları, insan genomunun yaklaşık yüzde 8'ini oluşturuyor

(Unsplash)

Yeni bir araştırma, eski insan atalarımızı enfekte eden virüslerinden kalan DNA parçacıklarının aktif hale gelerek günümüz insanlarında kansere sebep olabileceğini gösteriyor.  

İnsan genomu, onlarca milyon yıl önce primat atalarımıza bulaşan virüslerden kalmış DNA parçaları da dahil olmak üzere yaşamın temel yapı taşları işlevi gören 20 binden fazla gene sahip.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçmişteki araştırmalara göre bu tür virüs DNA'ları, insan genomunun yaklaşık yüzde 8'ini oluşturuyor.

Bu DNA parçaları, atalarımızın içine girerek onların vücutlarını, kendi genetik materyallerini kopyalamaya ve taşımaya ikna eden eski virüslerin kalıntılarıymış.

Zamanla bu DNA parçaları insan spermi, yumurtaları ve embriyolarına sızarak vücudumuza gelecek nesiller için fosil kaydı olarak işlendi ve bu süreçte insan evrimini şekillendirmiş.

Örneğin bilim insanları yakın zamanda, bu eski viral DNA parçalarının, Kovid-19 pandemisine sebep olan koronavirüs gibi modern patojenlere verdiğimiz bağışıklık tepkilerine katkıda bulunduğunu keşfetmişti.

Fakat Science Advances adlı akademik dergide yayımlanan yeni çalışma, bu "atık DNA" parçacıklarının yeniden uyandıklarında kanserin canlı kalmasında ve güçlenmesinde önemli bir rol oynayabildiğini öne sürdü.

Boulder'da bulunan Colorado Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bu viral atık DNA kalıntısını susturmanın kanser tedavilerinin daha çok işe yaramasını sağlayabileceğini söylüyor.

Çalışmanın yazarlarından Edward Chuong "Çalışmamız, günümüzdeki hastalıkların şu zamana kadar çok az araştırmacının önem verdiği eski viral enfeksiyonlardan kayda değer bir şekilde etkilenebildiğini gösteriyor" dedi.  

Bu yeni çalışma özellikle, insanlardaki virüs DNA parçalarının etrafındaki genleri aktif hale getiren "düğmeler" gibi davranabildiğini ortaya çıkardı.

Dr. Chuong "Endojen retrovirüslerin bize yarar sağlayacak şekilde evcilleştirilebildiğini gösteren pek çok çalışma var ama bize nasıl zarar verebileceklerini ortaya koyan pek fazla çalışma yok" dedi.  

Araştırmacılar çalışmada, kamuya açık veri setlerindeki 21 insan kanseri türüne ait genomik veriyi değerlendirdi.

Yaklaşık 30 milyon yıl önce bazı primatları enfekte eden LTR10 diye bilinen belirli bir virüs soyunun, akciğer ve kolon kanseri gibi çeşitli kanser türlerinde de yüksek seviyede aktif olduğunu gösterdiğini keşfettiler.

Onlarca bağırsak kanseri hastası tümörünün analizi, bu LTR10 DNA'sının tümörlerin yaklaşık üçte birinde aktif halde bulunduğunu açığa çıkardı.

Çalışmanın yazarlarından bir diğeri Atma Ivancevic de ekledi:

Kanser hücrelerinde bu retrovirüsü susturduğunuzda yakınlardaki gen ifadesini de kapattığını gördük.

Araştırmacılar, tümör hücrelerinden LTR10 DNA'sı çıkarıldığında tümörleri küçültme tedavilerinin daha etkili olduğunu gözlemledi.

İnsanlar yaşlandıkça ve vücudun doğal savunmaları zayıfladıkça, genomlarında saklı eski virüslerin yeniden uyanarak sağlık sorunlarına neden olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Bilim insanları, bulguların kanserde yeni tedavi yaklaşımlarının önünü açabileceğini düşünüyor.

Dr. Chuong "Hastalıkların hücrede nasıl ortaya çıktığının kökenleri hep bir gizemdi. Endojen retrovirüsler hikayenin tamamı değil ama büyük bir parçası olabilir" dedi.


*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: İdil Barım

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU