Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya yükseltilmesini de içeren Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, TBMM Başkanlığına sunulduğunu anımsattı.
Söz konusu artışın tüm emeklilere yansımayacağını belirten Davutoğlu, "12 bin 500 lirayla bir emekli gerçekten onurlu bir hayat sürdürebilir mi? Bu maaşı yaşamak için değil, hayattan emekli etmek için verilen bir maaş olarak görürüz. Bu iktidar, bu maaşla yeterince beslenemeyen yaşlı, güçsüz emeklileri bir an önce dünyadan ahirete emekli etmek için bu maaşı veriyor. 12 bin 500 lira ile yaşlı bir çift ne alacak, hangi gıdayla beslenecek?" diye sordu.
Çiftçilerin de durumunun iyi olmadığını söyleyen Davutoğlu, buğdayın tonunun dünyadaki fiyatının 18 bin lira civarında, Türkiye'de ise bu rakamın desteklerle birlikte ortalama 11 bin lira civarında olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Çiftçiler geleceği göremiyorlar. Toprak sahipsiz kalacak, vatan dediğimiz toprak ekilemez hale gelecek. Çünkü çiftçilerimiz her geçen gün topraktan kopuyor." sözlerini sarf etti.
Ahmet Davutoğlu, Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini de eleştirdi.
Teklife göre, öğretmenlerin fakülteden mezun olduktan sonra KPSS'ye çalışacağını, daha sonra da iki yıl Milli Eğitim Akademisi'nde eğitime alınacaklarını aktaran Davutoğlu, "Sonra da üç yıl aday öğretmen olarak devam edecekler. Bu, bir öğretmenin yuva kurması, hayata atılması için ancak 28 ile 30 yaşları arası demek. Bu öğretmen o sırada ne yiyecek, ne içecek? Aday olarak aldığı, öğretmene verdiği, vereceği maaş da ne, 14 bin lira. Yani diyor ki 'sen velilere muhtaç ol, sosyal yardıma muhtaç ol ama öğretmenlik yap'. Böyle öğretmenlik olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Devletle millet arasındaki bağı parlamentonun kurduğunu, parlamentosu iyi çalışmayan ülkelerde milletle devlet arasındaki bağın koptuğunu dile getiren Davutoğlu, "Yazın ortasına gelmişisiniz, en temel 5 kanunu bir haftada çıkarmaya çalışıyorsunuz. Adaletle ilgili olan 9. Yargı Paketi, içinde birçok vergiyle ilgili düzenlemeler olan ve milletin ümüğünü sıkan Vergi Kanunu, aylardır tartışılan Hayvan Hakları Kanunu, ticaret kanunu ve Öğretmenlik Mesleği Kanunu parlamentoda görüşülecek. Böyle rezalet görülmedi. Bunun her biri geniş toplumsal kesimleri ilgilendiren yasalar." ifadesini kullandı.
Davutoğlu, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin 8'inci yılı olduğunu söyleyerek, 15 Temmuz şehitlerini rahmetle andı.
Darbe girişimiyle ilgili doğru düzgün bir muhasebe yapılmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Bir haftadır bana 'Yine bir tehlike mi görüyorsunuz?' diye soruluyor. Evet, devlet içinde ciddi bir tehlikenin var olduğunu görüyorum, hissediyorum. Çünkü 15 Temmuz'un hesabı görülmedi daha. 15 Temmuz'un hesabı görülmeden herhangi bir yeni devlet reformunun yapılması da çok zor." görüşünü paylaştı.
TBMM'de kurulan FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Raporu'nun yayımlanmadığına işaret eden Davutoğlu, "Darbe Araştırma Komisyonunun raporu yayımlanmadan 15 Temmuz'un hakkı verilemez." diye konuştu.
"Ne oldu da artık sessizleştik"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının hala devam ettiğine dikkati çekerek, "İsrail'in bombaları altında kalan sadece Gazze değil, maalesef 7 Ekim'den bu yana tüm insanlık bombalar altında kalmaya devam ediyor. Soykırım, katliam, ambargo bütün alçaklığıyla devam ederken, ülkemizdeki sessizliği ise kabul edilebilir olarak görmüyoruz. Ne oldu da artık sessizleştik?" sorusunu yöneltti.
Mağdur ve mazlum Filistinlilerin yanında durmaya devam edeceklerini ifade eden Kaya, iktidarın, İsrail'in saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten itibaren gereken diplomatik adımları atmakta geç kaldığı için sonuçların caydırıcı olmadığını; bugünden itibaren kınamak ve protesto etmek yerine daha etkili icraatların hayata geçirilmesini beklediklerini vurguladı.
Ülkede büyük bir kesimin yoksullukla mücadele ettiğini anlatan Kaya, "Bugün geldiğimiz nokta Adalet ve Kalkınma Partisinin özellikle son yıllarda uyguladığı, ekonomi bilimiyle alakası olmayan faiz politikalarının ve herhangi bir müktesebata dayanmayan 'faiz sebep enflasyon sonuç' politikalarının etkisidir." dedi.
Saadet Partili Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
İktidar, 'Nasıl olsa bu ülke dört yıl seçimsiz bir dönem geçirecek. Biz iki yıl bu yükü fakir fukaranın sırtına vuralım, iki yıl sonra makro göstergeler düzelmeye başlayacak. Millet bunları unutur' gibi bir gaflete düşebilirler. Ama dört yıl seçimsiz bir döneme güvenmeyin. Çünkü bu tencerenin nice iktidarları gönderdiğine bu millet şahittir. Şayet siz bu yükü fakir fukaranın sırtına yüklemeye çalışırsanız, değil dört yıl bir yıl dahi o koltuklarınıza oturamayacağınızı bu meclis kürsüsünden bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Independent Türkçe