Dünya genelinde sperm sayısının düştüğü varsayılırken yeni bir araştırmada buna dair bir kanıt bulunmadığı öne sürüldü. 

Son yıllarda yapılan çalışmalar, özellikle sanayileşmiş toplumlarda yaşayan erkeklerin sperm sayısında azalma olduğuna işaret ediyor. Geçen yıl yapılan kapsamlı bir araştırmada dünya genelinde sperm sayısının son 50 yılda yarı yarıya azaldığı ve düşüş hızının 2000'den beri iki kat arttığı sonucuna varılmıştı. Sperm sayısındaki düşüş, üreme ve erkek sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. 

Human Reproduction adlı hakemli dergide salı günü yayımlanan bir çalışmayı yürüten ekip, sperm sayılarının düştüğüne dair kayda değer bir bulgu edinemediklerini söyledi. Öte yandan araştırmayı yürüten ekip niceliğe değil, niteliğe odaklanılması gerektiğini vurguluyor. 

2017-2022 dönemini kapsayan araştırmada Danimarka'nın 4 şehrinden Cryos International adlı sperm bankasına bağış yapan 6 bin 758 kişinin verisi incelendi. Yaşları 18'le 45 arasında değişen katılımcıların hepsinin spermi aynı şekilde analiz edildi. 

Bilim insanları bu dönemde sperm yoğunluğunun, yani bir mililitre semen başına düşen sperm sayısının değişmediğini kaydetti. Makalenin ortak yazarı Allan Pacey, IFL Science'a yaptığı açıklamda "Erkeklerde sperm sayısının düştüğüne dair yaygın bir inanış var" diyor:

Biz böyle bir değişiklik görmedik ve bu da Danimarka'nın bu 4 şehrinde sperm donörü başvurusunda bulunan bu popülasyonda sperm yoğunluğunun 2017'yle 2022 arasında değişmediğini gösteriyor.

Ancak araştırmacılar şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştı: 2019 ila 2022'de, test için sağlanan hareketli sperm yoğunluğunun yüzde 16, toplam hareketli sperm sayısınınsa yüzde 22 oranında azaldığı saptandı.

Bu veri nitelikte yaşanan bir düşüşe işaret ederken, bilim insanları bunun arkasında Kovid-19 pandemisinin yarattığı koşulların yatabileceği görüşünde. Araştırmanın bir diğer yazarı Robert Montgomerie "Bu düşüş kabaca dünya çapındaki Kovid-19 pandemisinin başlangıcına denk geliyor" diyerek şöyle ekliyor:

SARS-CoV-2 virüsünün spermi doğrudan etkilediğini gösteren hiçbir kanıt yok fakat geniş çaplı karantinaların çalışma düzeni, beslenme ve fiziksel aktivite seviyelerinde değişikliklere yol açmış olabileceğini düşünüyoruz. Bunların sperm hareketliliğini etkileyebileceğini zaten biliyoruz.

Araştırmacılar yine de yürüttükleri çalışmanın bunu doğrudan belirleyecek bir veri içermediğinin altını çiziyor. 

Üreme tıbbı profesörü Chris Barratt, içinde yer almadığı araştırma hakkında "Bugüne kadar yapılan çalışmalarda sperm hareketliliği yeterince araştırılmamıştı ancak bu çalışma iyi bir iş çıkarmış" diyor.

Prof. Barratt, verilerin sperm sayısından ziyade kalitesine odaklanılması gerektiğini gösterdiğini belirtiyor. 

Araştırmacılar bu sperm donörü grubunun yaşam tarzı hakkında daha fazla bilgi edinerek kalitedeki düşüşün nedenini öğrenmeyi umuyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Evening Standard, Human Reproduction, Euronews

Derleyen: Büşra Ağaç