Özel'den Kılıçdaroğlu'na: Bu partide kimsede hançer yok

Eski başkan Kılıçdaroğlu'nun "hançerlendim" sözlerine yanıt veren Özel, “Biz hançer bahsini sayın genel başkanla kurultayda kapattık" dedi

Fotoğraf: AA (Arşiv)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı canlı yayında “hançlerlendim” sözlerine ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.

Özel, "O değerlendirmelerin çok önemli bir kısmını hiç üstüme almadım, hançer mançer. Biz hançer bahsini sayın genel başkanla kurultayda kapattık" dedi.

Sözcü'den İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Özel'in yanıtlarından bir kısmı şöyle: 

Sayın Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Haziran’dan sonra CHP’ye iade-i ziyaretini gerçekleştireceğini söyledi. Gelene kadar Erdoğan’dan birkaç rahatlatıcı hamle bekliyor musunuz?

Sorunuzdan bağımsız Türkiye’nin normalleşmesi ve Türkiye’deki insanların biraz daha mutlu olabilmeleri için Vera’nın babasına, Mine Özerden’in yaşlı annesine, Gezi’deki herkesin sevdiklerine, sevdiklerinin onlara kavuşmasını inanılmaz önemsiyorum. Buna vesile olabilirsek çok mutlu olurum ama bunun dışında Türkiye için şöyle bir önemi de var: Gezi’deki arkadaşlarımız burada tutuklu, AKP-MHP Türk heyeti de Avrupa Konseyi’nde tutuklu. Odasından çıkıyor, dolaşıyor, görüşüyorlar ama her seferinde önlerine Kavala davası geliyor. Çünkü Strazburg’daki bir diğer binada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var ve o binada alınan kararlara Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi Türkiye uymuyor. Bu kabul edilecek bir şey değil. Ve bu Türkiye’nin hem dış politikada, hem ekonomide fevkalade önünü kapatan bir durum. Bu konuda Türkiye’nin hızla demokratikleşmesi lazım.

Osman Kavala ile ilgili bir gelişme bekliyor musunuz?

Bekliyorum. UYAP’ta yazıyor zaten. Dosya Adalet Bakanlığı’na çekildi diye. Kanun yararına bozma yönünden inceleniyor.

Yakın zamanda bir sonuç alınır mı?

Hem bekliyorum, ümit ediyorum. Bu konu Sayın Erdoğan’la yaptığım görüşmelerde gündemim arasındaydı, bu konuda bir adım atılmasını, harekete geçilmesini, Türkiye’nin çıkarları ve Gezi’de bulunan insanların aileleri açısından ayrı ayrı çok önemsiyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu uzun bir aradan sonra televizyon programına çıktı ve “Boşuna hançerlendiğimi söylemiyorum” dedi. İzlediniz mi programı?

İzlemedim, dökümünü okudum. Çünkü o sırada Ankara Kent Konseyi’yle toplantı halindeydim. Şöyle söyleyeyim: O değerlendirmelerin çok önemli bir kısmını hiç üstüme almadım, hançer mançer. Biz hançer bahsini sayın genel başkanla kurultayda kapattık. Ben bu partide kimsede hançer olmadığını ifade etmiştim. Ve sayın genel başkana yönelik olarak da ne kendime ne siyasi bir arkadaşıma bunu yakıştırmam. Ama şöyle bir gerçek var: Tabii çok farklı değerlendirmeler oluyor. Hz. Ali filan, hançeri de bazı siyasetçiler üzerinden değerlendiriliyor. Ben genel başkanın böyle bir kastı olmadığını düşünüyorum. Ve CHP’de ne genel başkan ne herhangi birimiz meseleye bu boyutuyla bakmıyor, sosyal demokrat bir partide. Hançer demokrasiye ait bir enstrüman değil. Demokraside itiraz edersiniz, kabul olmazsa daha kuvvetli itiraz edersiniz. Ayrılıklar olabilir, yarışlar olabilir ama en sonunda biz Atatürk’ün kurduğu bir partide aynı partinin evlatlarıyız. O yüzden kimsenin kimseye böyle demokrasi dışında bir şey yapmasına geçmişte genel başkan izin vermezdi, bugün de ben izin vermem. CHP genel başkanlarının böyle bir sorumluluğu var. Ben izlemedim, ama Kemal Bey çok gergin ve sinirliydi gibi değerlendirmeler geldi.

“Kavgayı beraber verdiğiniz, illa sen cumhurbaşkanı adayı ol diyen arkadaşlar sonra dönüp size tam tersini yaparlarsa ne dersiniz” diye sordu…

Burada da beni kastetmediği çok açık. Bunu en iyi genel başkan bilir. Ama kimi kastettiği konusunda bir fikrim yok. Bu Kemal Bey’in açıklığa kavuşturması gereken bir husus.

Siz Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olma isteğini okudunuz mu peki orada?

Okuduklarım arasında öyle bir şey yoktu ama sonradan böyle çok değerlendirmeler okudum. Kemal Bey partiyi güvenli bir limana götürmek istiyordu, o limanın kurultay olduğunu, o kurultaydan sonra da partinin farklı bir limana doğru...

Araya gireyim, parti şu anda güvenli bir limanda mı?

Parti şu anda başka bir limana doğru, iktidar limanına doğru hareket etmiş durumda. 47 yıl sonra Atatürk’ün partisini birinci parti yaptık, şimdi iktidara, bir başka limana hareket halindeyiz. Ve o da iktidar limanı. Bu sefer Atatürk’ün partisini ikinci yüzyılın ilk genel seçiminde iktidar yapacağız.

Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz

Özgür: Kemal Bey açıklığa kavuşturmalı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HalkTV’de İsmail Küçükkaya’ya açıklamalarda bulundu.

Emekli, Gezi, ekonomi, yeni müfredat ve Anayasa konularına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Özel, kurultay sürecine ilişkin Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına da yanıt verdi. 

Özel, şunları söyledi:

Sorunuzdan bağımsız Türkiye’nin normalleşmesi ve Türkiye’deki insanların biraz daha mutlu olabilmeleri için Vera’nın babasına, Mine Özerden’in yaşlı annesine, Gezi’deki herkesin sevdiklerine, sevdiklerinin onlara kavuşmasını inanılmaz önemsiyorum. Buna vesile olabilirsek çok mutlu olurum ama bunun dışında Türkiye için şöyle bir önemi de var: Gezi’deki arkadaşlarımız burada tutuklu, AKP-MHP Türk heyeti de Avrupa Konseyi’nde tutuklu. Odasından çıkıyor, dolaşıyor, görüşüyorlar ama her seferinde önlerine Kavala davası geliyor. Çünkü Strazburg’daki bir diğer binada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var ve o binada alınan kararlara Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi Türkiye uymuyor. Bu kabul edilecek bir şey değil. Ve bu Türkiye’nin hem dış politikada, hem ekonomide fevkalade önünü kapatan bir durum. Bu konuda Türkiye’nin hızla demokratikleşmesi lazım.

"Beni kastetmediği çok açık"

O değerlendirmelerin çok önemli bir kısmını hiç üstüme almadım, hançer mançer. Biz hançer bahsini sayın genel başkanla kurultayda kapattık. Ben bu partide kimsede hançer olmadığını ifade etmiştim. Ve sayın genel başkana yönelik olarak da ne kendime ne siyasi bir arkadaşıma bunu yakıştırmam. Ama şöyle bir gerçek var: Tabii çok farklı değerlendirmeler oluyor. Hz. Ali filan, hançeri de bazı siyasetçiler üzerinden değerlendiriliyor. Ben genel başkanın böyle bir kastı olmadığını düşünüyorum. Ve CHP’de ne genel başkan ne herhangi birimiz meseleye bu boyutuyla bakmıyor, sosyal demokrat bir partide. Hançer demokrasiye ait bir enstrüman değil. Demokraside itiraz edersiniz, kabul olmazsa daha kuvvetli itiraz edersiniz. Ayrılıklar olabilir, yarışlar olabilir ama en sonunda biz Atatürk’ün kurduğu bir partide aynı partinin evlatlarıyız. O yüzden kimsenin kimseye böyle demokrasi dışında bir şey yapmasına geçmişte genel başkan izin vermezdi, bugün de ben izin vermem. CHP genel başkanlarının böyle bir sorumluluğu var. Ben izlemedim, ama Kemal Bey çok gergin ve sinirliydi gibi değerlendirmeler geldi. Burada da beni kastetmediği çok açık. Bunu en iyi genel başkan bilir. Ama kimi kastettiği konusunda bir fikrim yok. Bu Kemal Bey’in açıklığa kavuşturması gereken bir husus.

Müfredat tepkisi

Bu eğitim sistemiyle bu ülke hiçbir yere gitmez. Milli Eğitim’e müfredat yapmak ülkeye anayasa yapmaktan daha kritik tek iştir. Çünkü o müfredatla yetişen gençler gelecekte anayasaya sahip çıkacaklar ya da yeni bir anayasa yapacaklar veya anayasayı kaldırıp atıp anayasaya karşı suç işleyecekler. Ülkenin geleceğini yetiştiriyorsunuz ve burada bir mutabakat aramıyorsunuz. Almanların en büyük başarıları, eğitim sistemleri üzerindeki ulusal mutabakattır. Ben altı yıl Alman hocalarla büyüdüm. Onlardan ders aldım, Bornova Anadolu Lisesi’nde. Ve Alman eğitim sistemini gayet yakından tanırım. Alman eğitim sistemi yıllardır üzerinde tam bir mutabakat olan ve sağcısıyla solcusuyla, Hıristiyan demokratıyla, sosyal demokratıyla üzerinde mutabık olmadan değişiklik yapılmayan ve hep iyiye evrilen bir eğitim sistemleri var. Ve ihtiyaca göre eğitim sistemleri var. Böyle bir eğitim sistemini bir siyasi parti bir siyasi perspektifle oluşturamaz. Eğer bizimki gibi eğitim sistemi yaparsan ülkenin geliri 10 bin dolar olur. Senin ülkenin başbakanı, dünyanın en pahalı limuzin Mercedes’inden on tane üretilmiş, ikisini alır biner. Öbür tarafın milli geliri 60 bin olur, o Mercedes’i de onlar üretir sana satar. Aradaki fark bu. Bindiğim Mercedes’i Almanlar üretsin, ben bineyim, halkım fakir olsun diyorsan bu eğitim sistemi. Yok Mercedes’i, bu arabaları biz üretelim, dünyaya satalım; cep telefonlarını biz üretelim dünyaya satalım ve biz bugünkünden altı kat zengin olalım diye düşünüyorsak o zaman eğitim sistemini hep birlikte ve çağdaş, bilimsel bir eğitim sistemine kavuşturmamız lazım.

CHP hala anketlerde birinci

Sokakta olan duygu CHP’ye güç veriyor. CHP eğer yüzde 38’i doğru okumaz, genel başkanın zaferi ya da iyi adayların zaferi diye yorumlarsa yüzde 25’e geri döneriz. Oysa şu anda bize yüzde 38 oy veren Türkiye ittifakında CHP’nin kemik oylarının çok ötesinde, hatta kemik oyların yarısı kadar daha oy var. Oradaki duygu, “İyi ki oy vermişiz, şımarmadılar, küstahlık yapmadılar, zafer sarhoşluğuna kapılmadılar ve çok dikkatliler” şeklinde. Bu duygu bize verilen kredinin sürmesini sağlıyor. O yüzden bir yerel seçim sonrası bütün anketlerde hâlâ CHP birinci parti.

"AYM'ye uymayan iktidar çılgınlığı var"

"Türkiye’de yürürlükte bir anayasa var. Beğenelim, beğenmeyelim. Bu anayasanın bir maddesine sen, bir maddesine ben, bir maddesine öbürü uymazsa devlet düzeni ortadan kalkar. Ve siz devletin başı olarak anayasayı çiğnemeye başlarsanız insanların anayasaya sadık olmasını ve anayasadan kaynaklı sizin yetkilerinize saygı duymasını bekleyemezsiniz. Bu yüzden benim temel beklentim anayasaya uyum. Bunun içinde Gezi de var, Can Atalay’ın Meclis’e yeniden dönmesi de var, Taksim’in açılması da var, AYM ve AİHM kararına uyulması da var. Anayasa mahkemesi üyelerinin biri hariç Erdoğan tarafından atandı. Buna rağmen AYM dur dediğinde durmayan bir iktidar çılgınlığı var. Bu olabilecek şey değil.

"Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapamazsam o gece buraya çıkıp istifa edeceğiz, siyaseti o gün bırakacağım"

Seçimin ertesi günü aday konuşmak; bu potansiyel adayları küstürecek mevcut adayları başka bir psikolojiye sokacak ve milleti boşu boşuna meşgul edecek bir şey. Benim canıma tak etti geçtiğimiz seçimdeki bu hatayı yeniden yaptırmak isteyen bir tuhaf kafa var. Hep  aday tartışması açılıyor. Arkadaşlara dedim. Soru gelsin gelmesin ne beni övmek için olsun olmasın… Benim cumhurbaşkanı adayı olmak gibi bir hedefim bir niyetim yok.  Benim bir niyetim var, bulunduğunuz yerden bu seçim akşamı olduğu gibi Atatürk’ün partisi Cuhmuriyet’in ikinci yüzyılının ilk genel seçiminde birinci partidir dediysem ben en büyük hedefime ulaşmışımdır. CHP’nin 973 ilçedeki ilçe binalarının ışıkları sabaha kadar yanacak. Ben kendi adıma hiçbir şey istemem. Ben CHP’nin bu seçimlerde iktidar yapayım bir CHP’li cumhurbaşkanı yapalım bu ülkeyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyet ettiği rotaya sokalım. Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapamazsam o gece buraya çıkıp istifa edeceğim, siyaseti o gün bırakacağım.

 

Independent Türkçe, Sözcü, HalkTV

DAHA FAZLA HABER OKU