"Üniversiteler Adası" olarak bilinen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), geçen ay Güzelyurt kentindeki Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTBÜ) sahip ve yöneticilerinin, bazı çalışanların yolsuzluk yaptıkları gerekçesi ile polise başvurmaları üzerine başlatılan operasyonlar artık tamamen "şaibeli diploma" olgusu üzerinden devam ediyor.
KSTBÜ sahip ve yöneticilerinin üniversiteyi zarara uğrattıkları, paralel öğrenci işleri kurdukları, üniversitenin parasını zimmetlerine geçirdikleri, usulsüz arazi alımı gerçekleştirdikleri iddiası ile polise başvurmaları üzerine gözaltına alınan KSBU) Genel Sekreteri Serdal Gündüz ve International Ofis Daire Başkanı Amir Şakira ve Üniversite Mütevelli Heyeti'nden eski Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst'ün gözaltına alınması ile başlayan süreçte, Gündüz ve Şakira'nın tutukluluk halleri devam ederken Kemal Dürüst denetimle ve kefaretle serbest bırakıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda Bakanlık Müdürü olan Kemal Dürüst'ün eşi Meray Dürüst ise İçişleri Bakanlığı'nın talebi üzerine önce bakanlıktaki görevinden ardından da kamu görevinden uzaklaştırıldı.
Avcı gülerek mahkemeye çıktı
KSTBÜ'de yürütülen soruşturmada, Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Kemal Dürüst'ten rüşvet aldığı ileri sürülen KKTC Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof.Dr. Turgay Avcı polis tarafından gözaltına alınmak istenince bozulan sağlık durumu nedeniyle 3 gün hastanede gözlem altında tutulduktan sonra mahkemeye çıkarıldı.
Kızının düğün tatlılarının faturası olan 36 bin liranın Kemal Dürüst tarafından hediye olarak iletildiğini kabul eden Prof. Dr. Turgay Avcı, teminat ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Mahkemeye çıkışı ve serbest bırakıldıktan sonra basın mensuplarına gülerek poz veren Avcı'nın bu hareketi tepki topladı.
KSTBÜ'deki soruşturma öncesi Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden aldığı diplomanın sahte olduğu iddia edilen Prof. Dr. Turgay Avcı serbest bırakıldıktan sonra YÖDAK Başkanlığından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın talebi üzerine ayrıldı.
Avcı ile ilgili hem rüşvet hem de sahte diploma davaları 2 ayrı mahkemede görülmeye önümüzdeki günlerde devam edecek.
Polis ve askere gözaltı
KSTBÜ'deki yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile başlayan sürecin birden bire "şaibeli diploma" operasyonlarına dönüşmesi ile gözaltına alınanların sayısı günden güne artıyor.
Aralarında Gazimağusa Polis Müdürü Barış Sel ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın koruma polisinin de bulunduğu polisler ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Özgür Alp de gözaltına alındı.
YÖDAK Genel Sekreteri Derviş Refiker de aynı soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olay ile ilgili bir televizyon programında yaptığı açıklamada, söz konusu koruma polisinin Polis Genel Müdürlüğü tarafından gönderildiğini belirtti.
Koruma polisi Şerif Avcıl ve YÖDAK Sekreteri Derviş Refiker
Basın ilan ediyor polis alıyor
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'nde yürütülen rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının "şaibeli diploma" sürecine evirilmesinde bazı gazeteci ve basın kuruluşların polis operasyonları öncesi gözaltına alınacak isimleri dile getirmesi ve yayınlaması önemli rol oynuyor.
KKTC'de halen askere bağlı olarak görev yapan polisten önce bazı gazeteci ve siyasetçilerin gözaltına alınacakları ilan etmeleri süreci takip edenlerin polis ve mahkemelerden çok gazetecilere odaklanmasını sağlıyor.
Operasyonlar ile ilgili yayın yapan gazeteciler bilgilerin kendilerine nereden verildiği konusunda ketum davranırken, KKTC'de daha önce doktorlar ve eczacılara yönelik gerçekleştirilen soruşturmalarda olduğu gibi sızdırmaların operasyonu gerçekleştirenler tarafından yapıldığı kanaati ağır basıyor.
Üniversiteler olumsuz etkileniyor
"Üniversiteler Adası" olarak bilinen KKTC'de halen 38 üniversite ve yüksek okul bulunuyor.
120 ülkeden binlerce gencin eğitim gördüğü ülkede yürütülen "şaibeli diploma" operasyonları, turizm ile birlikte önemli bir girdi kalemi olan yüksek öğrenimi sektör olmaktan çıkarma riskini de beraberinde getirdi.
Independent Türkçe'ye konuşan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, konu ile ilgili "Bir üniversite odaklı görünse de, yüksek öğretim dünyamız, meşru olmayan diploma elde edişiyle ilgili gelişmelerden olumsuz etkilenmektedir" ifadelerini kullandı.
Bu konuda Türkiye'deki Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) yardım talep ettiklerini ve bu durumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın olumlu karşıladığını belirten Başbakan Ünal Üstel, şunları söyledi:
Yüksek öğretim için lokomotif sektör, denildi, ancak, bu lokomotifin yoluna sağlıklı devam etmesi için yapılması gerekenler yıllarca ihmal edildi.
Hızla büyüyen üniversite dünyamızda denetim yaşamsal önem taşıyor. Buna rağmen, uygulamada denetim, ihmalin de gerisinde kaldı.
Yüksek Öğretim Planlama, Denetim, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu YÖDAK'ın yasal yükümlülüklerini insan kaynağı ve bilişim, teknolojik alt yapı yetersizliği nedeniyle yapamadığını ilgi duyan herkes gördü. Ancak uzun yıllardır yetersizliği giderici adımlar atılmadı.
Bilginin en önemli kaynaklarından biri olan üniversitelerimizde, en temel bilgilere ulaşımda sorun olduğunu, yaşayarak gördük.
Üniversitelerimizde öğrencilerle ilgili, doğruluğu tartışılmaz bilgiye ulaşmamız gerekir.
Yine diplomaları, kaynağı olan ders bilgileriyle bilmek koşuldur.
Başbakan olarak, hızla sonuç alıcı adımların atılması için, hareket halinde olunması için, bakan arkadaşlarım ve bürokratlarımızla çalışıyoruz.
Tatar formül önerdi
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ülkede son günlerin ana gündem maddesini oluşturan toplumun büyük bir bölümü tarafından yakından takip edilen süreç ile ilgili daha önce polis ve mahkemeleri uğraştırmayacak bir formül açıkladı.
"Şaibeli diploma" alarak bunları bir yerde kullanmayanların iş birliği yapmaları halinde sadece diplomalarının iptal edilmesini isteyen Tatar, ülke genelindeki tüm üniversiteler üzerinde "sanki hepsi kötüymüş" etkisinin oluşma riskinden bahsetti.
Tatar, üniversitelerin ülkede kolay gelişmediğini ve bugün 100 binin üzerinde öğrenciye ulaşma hedefinin kolaylıkla yakalanmadığına dikkat çekerek soruşturmaları yürüten polise ve yargıya her zaman tam destek verdiklerini anlattı.
Üniversite sayısı tartışılıyor
600 bin nüfuslu küçük bir adada 38 üniversitenin bulunması son soruşturma ve operasyonlar ile birlikte tartışılmaya başlandı.
Fazla üniversite yerine kaliteli eğitim veren kurumların desteklenmesi gerektiği ülkede son günlerde en çok dillendirilen konulardan biri.
Yüksek öğrenimi gelire dönüştüren KKTC'de bulunan çoğunluğu yurt dışından binlerce öğrenci, ülkedeki soruşturmalar sonucunda "denkliklerin" iptal edilmesi olasılığıyla tedirgin oluyor.
Öğrenciler, yargı sürecinin adaletin uygulanması adına sonuna kadar devam etmesini isterken, sepetteki çürük elmalar yüzünden sağlamlarının da çürükmüş gibi gösterilmesinin ileride binlerce öğrencinin mağduriyetine sebep olabileceğinin şimdiden hesaplanmasını istiyorlar.
© The Independentturkish