Dışişleri Bakanı Fidan: Türkiye, sorunların çözümüne her daim yapıcı katkı sağlamaktadır

Fidan, Antalya NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) açılışında konuştu

Fotoğraf: AA

Fidan, uluslararası sistemin etkinlik ve meşruiyetini yitirmiş olmasıyla daha fazla şiddet ve vahşeti getirdiğini kaydederek, "Bu nedenle kaybedecek zamanımız yok. Diplomasiye hemen, şimdi ihtiyacımız var. Gazze’de yaşananlar, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin en açık işaretidir. Gazze’nin fotoğrafı, uluslararası sistemin ikiyüzlülüğünün gizlenemez şekilde ortaya çıktığı bir felaket anıdır. Bugün artık Gazze’deki katliamın suç ortaklığını taşıyamadığı için kendini yakan Amerikalı askerin duruşu, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin örtülemez işaretidir. Görüyoruz ki, Batı’nın onurlu insanları da bu vahşete artık kayıtsız kalmıyor." diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İspanya’da iç savaş sırasında Guernica şehrinde yaşanan katliamı, Picasso'nun eseriyle ölümsüzleştirdiğini anımsatan Fidan, 1937’den sonra ilk kez Guernica’da sirenlerin bu kez Filistin için çaldığını söyledi.

"Gazze'de katliamın failleri bu haykırışa kör ve sağır"

Fidan, yeryüzü halklarının ve küresel vicdanın ateşkes dediğini vurgulayarak, "İslam dünyası ayakta, Küresel Güney ayakta, Batı’nın vicdanlı insanları ayakta… İnsani değerlere sahip çıkan herkes, Gazze'deki katliamın durmasını istiyor. Ancak katliamın failleri bu haykırışa kör ve sağır…" ifadelerini kullandı.

Bugün "uluslararası sistemin krizi" derken soyut bir kavramdan bahsetmediklerine işaret eden Fidan, "Mazlumların çığlığının, adalet isteyenlerin haykırışlarının gün be gün, an be an, bu çözüm üretmeyen sistemin tabutuna çivi olarak çakıldığı bir gerçeklikten bahsediyoruz. Mazlumların ve mağdurların katliamına ağlamanın bile cezalandırıldığı bir çürümeden, vicdan infazından, insan olmanın suç olduğu bir meşruiyet kaybından bahsediyoruz. Bir daha Gazze’deki gibi katliamlar yaşanmasın diye, bir daha Gazze olmasın diye, ne yapılacaksa şimdi yapılacaktır." şeklinde konuştu.

Fidan, Gazze halkına yönelik şiddete ivedilikle son verilmesi amacıyla krizin ilk gününden itibaren her seviyede girişimleri başlattıklarına dikkati çekerek, bölge ülkeleriyle birlikte garantörlük dahil sorumluluk üstlenmeye hazır olduklarını, krizin başından bu yana dile getirdiklerini hatırlattı. Bakan Fidan, Gazze Temas Grubu olarak da bugünkü forumda, alternatif çözüm yollarının ne olabileceğini ve akan kanın nasıl durdurulacağını öğleden sonra tartışacaklarını ifade etti.

"Diplomasiye duyulan ihtiyaç"

Değişmeyen hususun diplomasiye duyulan ihtiyaç olduğuna işaret eden Fidan, ekonomiden güvenliğe, teknolojiden enerjiye, ulaştırmadan kültüre pek çok alanın diplomasinin asli konusu haline geldiğini söyledi. Fidan, çok kutuplu bir uluslararası sistemin daha belirgin hale gelirken, kaba kuvvet üzerinden sonuç devşirme pratiklerinin giderek öne çıktığını kaydetti. Afrika’dan Latin Amerika’ya, Avrupa’dan Asya ve Orta Doğu’ya egemenlik, refah ve güvenlik arayışının uzlaşıyla çözülmesine ihtiyacın daha da arttığını kaydeden Fidan, bu nedenle bu yıl ADF'nin başlığını "Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak" olarak belirlediklerini ve yoğun bir program hazırladıklarını aktardı. Hakan Fidan, forum süresince bir yandan katılımcı ülkeleri ve uluslararası toplumu yakından ilgilendiren sorunları tartışırken diğer yandan stratejik bir bakış açısıyla daha barışçıl ve müreffeh bir geleceğin imkanlarını ele alacaklarını anlattı.

"Adalet üzerine kurulu olmayan hiçbir düzen kalıcı olamaz"

Mevcut uluslararası düzenin barış, istikrar, adalet ve eşitlik üretmediğine dikkati çeken Fidan, güçlü kurumlara ve ortaklıklara ihtiyaç duyulan bu dönemde uluslararası sistemin giderek zayıfladığının aşikar olduğunu belirtti. Fidan, her geçen gün adeta "güçlünün haklı olduğunu gösteren" olayların yaşandığı bu uluslararası düzende, adaletsizliklerin her alanda devam ettiğini vurgulayarak "Oysa biliyoruz ki; adalet üzerine kurulu olmayan hiçbir düzen kalıcı olamaz. Elbette, bu kötü gidişatı gören ve küresel adalet için sesini yükselten ilkeli ülkeler de var." diye konuştu.

Adaletin Türkiye'nin geleneğinde çok özel yeri olan bir mefhum olduğunu kaydeden Bakan Fidan, "Türkiye, sorunların çözümüne her daim yapıcı katkı sağlamakta, krizler ve çatışmalar karşısında ilkeli ve etkin bir tutum sergilemektedir." dedi. Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yıllardır uygulanan dış politikanın yakın coğrafyadan başlamak suretiyle barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmeyi hedeflediğinin altını çizdi. Bakan Fidan, herkesin uzun zamandır şahit olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bütün samimiyeti ve gayretiyle küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıracak, etkin, adil ve kapsayıcı bir uluslararası düzenin kurulması için var gücüyle mücadele ettiğine dikkati çekti.

"Türkiye, coğrafyasındaki sorunların çözümüne öncülük etmektedir"

Fidan, uluslararası sistemdeki krizlerin bir diğer yansımasının da 3. yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

Savaşın geldiği aşamada, tarafları bir araya getirmenin yollarını ciddi biçimde aramamız gerekiyor. Barış müzakerelerini kolaylaştırmak için her türlü çabayı sergilemeye dün olduğu gibi bugün de hazırız. Aynı zamanda Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğini yeniden tesis etmek ve tahıl ticaretinin güvenli şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Küresel sistemin "hegemonların çıkarlarını öncelemesi nedeniyle" bölgesel sorunları çözmede yetersiz kaldığını vurgulayan Fidan, "Bundan dolayı Türkiye, bölgesel sahiplenme anlayışıyla yeni yöntem, aktör ve platformları sürece dahil ederek coğrafyasındaki sorunların çözümüne öncülük etmektedir." diye konuştu. Fidan, uluslararası sistemin, Suriye'deki krize yıllardır çözüm sağlayamadığını belirterek "Ülkemizin bölgesel sahiplenme anlayışıyla başlattığı Astana Süreci, iç savaşın durmasını ve siyasi çözüm arayışlarının tartışılmasını sağlamıştır." dedi.

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki anlaşmazlığın çözümünün de bölgesel sahiplenme girişimleriyle sonuca doğru evrildiğini söyleyen Fidan, şöyle devam etti:

Bölgesel işbirliği ve entegrasyon çabalarımız çerçevesinde öncülük ettiğimiz Türk Devletleri Teşkilatı ile Türk Dünyası'nın kurumsal bir zeminde bir araya gelmesini güçlü bir şekilde destekledik.

Fidan, bölgesel sahiplenmenin bir boyutunun da enerji ve bağlantısallık projelerinden oluştuğuna işaret ederek "Bu konuda da küresel dayatmalardan ziyade, bölgenin ihtiyaçlarını önceleyen projeleri önemsiyoruz. TANAP, TAP, 'Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor' ve 'Kalkınma Yolu Projesi' gibi girişimleri destekliyoruz." dedi.

"Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’da terörle mücadele çabalarına desteğini kesintisiz sürdürmektedir"

Terörle mücadelenin de bölgesel dayanışma ve işbirliğini zorunlu kılan başka bir önemli husus olduğunu belirten Fidan, şunları kaydetti:

Birçok kıtada farklı şekillerde baş gösteren terörizm tehdidi karşısında, ortak bir tavır sergilenemediğini de üzülerek görmekteyiz. Bu şartlar altında terörizmle mücadelede, ortak akılla hareket edilmesi ve bölgesel işbirliği daha da önem kazanmıştır. Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’da terörle mücadele çabalarına desteğini kesintisiz sürdürmektedir.

Fidan, başta Afrika Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Avrupa Birliği (AB), Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN), CELAC, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere bölgesel işbirliği mekanizmalarıyla işbirliği konusuna önem verildiğinin altını çizerek "Yakın coğrafyamızın ötesinde de dostluklarımızı ve işbirliklerimizi güçlendirmenin ve bu amaç doğrultusunda diplomasiden tam anlamıyla istifade etmenin gayreti içerisindeyiz." diye konuştu.

Türkiye'nin dış politikasında özel bir yere sahip olan Afrika ülkeleriyle ilişkilerin, karşılıklı saygı ve eşit ortaklık anlayışıyla derinleştiğini belirten Fidan, "Afrika’da güvenlikten sağlığa her alanda yoğun işbirliği yürütüyoruz." dedi.

Fidan, Türkiye'nin, Asya kıtasıyla da binlerce yıllık geçmişe dayalı tarihi, kültürel ve beşeri bağlara sahip olduğunu vurgulayarak "Asya ülkeleriyle ilişkilerimizi, 'Yeniden Asya Girişimi' çerçevesinde kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımla geliştiriyoruz." ifadesini kullandı.

"Latin Amerika ve Karayipler Açılım Politikası" kapsamında tesis edilen güçlü zemin temelinde, ülkeler arasındaki bağların her geçen gün daha da pekiştiğine dikkati çeken Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tüm bu coğrafyalarda iklim değişikliğinden, borç yükünden, gıda güvenliği krizinden ve kalkınmayla ilgili sorunlardan etkilenen dostlarımızın seslerini, çok taraflı platformlarda duyurmaya çaba sarf ediyoruz. Dünyanın farklı köşelerinden forumumuza teşrifiniz, tüm bu gayretlerimizin sonuç verdiğini göstermektedir.

"Forum, dünyadaki benzerlerinden ayrışmaktadır"

Fidan, ADF'nin, uluslararası ilişkilere getireceği yeni perspektiflere ilaveten, yeni pratiklerin de hayata geçmesine zemin hazırlayacağına inandığını vurgulayarak "Forum, farklılıklara açık olma, kuşatıcı olma ve küresel kriz alanlarına bölgesel çözümler üretme anlayışıyla dünyadaki benzerlerinden ayrışmaktadır." diye konuştu.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU