Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu'l Gayt, Perşembe günü, Gazze'deki insani duruma acil cevap verilmesi için bir plan oluşturulması çağrısında bulundu. Öte yandan Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva, Arap Birliği Konseyi'ne seslenerek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni İsrail'in yanı sıra Filistin Devleti’nin kurulması yönünde karar almaya davet etti. Da Silva, Doğu Kudüs'ün başkent olduğu, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni kapsayan bir Filistin devleti olmaksızın barışın mümkün olmayacağını vurguladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Gazze'deki durumu tartışmak üzere Perşembe günü (dün) bir araya gelen Arap Birliği Konseyi ile Brezilya Cumhurbaşkanı'nın Kahire ziyareti ile aynı zamanda gerçekleşti. Ebu'l Gayt ve Da Silva, konsey üyeleriyle yapılacak toplantı öncesinde bir araya gelerek, Gazze'de devam eden savaşın sonlandırılması ve Filistinli sivillerin korunması gerektiği konusunda fikir birliğine vardılar. Ayrıca, Filistinlilere yönelik insani yardımların sürekli bir mekanizma ile sağlanmasının önemini vurguladılar.
Ebu'l Gayt'ın Sözcüsü Cemal Rüşdi’ye göre, Genel Sekreter görüşmede Brezilya'nın, Gazze'ye yönelik şiddetli İsrail saldırıları ve uluslararası camianın ateşkes sağlama konusundaki başarısızlığı ışığında, Filistin meselesine olan desteğini sürdürmesini umduğunu ifade etti.
Da Silva, ziyaretinin Gazze'deki trajik durum nedeniyle gerçekleştiğini belirterek, Arap Birliği'ndeki önceki ziyaretinde dile getirdiği Arap Barış Girişimi'nin, bölgede barış sağlamak için dengeli bir seçenek olduğunu ancak yeterince ilgi görmediğini dile getirdi. Hamas'ın İsrailli sivillere yönelik saldırılarının hiçbir gerekçesi olmadığını ve kınanması gerektiğini, ancak İsrail'in orantısız tepkisinin kabul edilemez olduğunu ve dünya çapında büyük bir trajediye yol açtığını vurguladı. Da Silva, şartsız ateşkesin ve rehinelerin serbest bırakılmasının öncelikli olduğunu belirtti.
Brezilya Devlet Başkanı, İsrail’in Refah'a yönelik saldırılarını eleştirdi ve bunları "yeni bir felaket" olarak değerlendirerek, saldırının derhal durdurulması gerektiğini vurguladı. Batı Şeria'daki durumun "son derece tehlikeli ve kabul edilemez" olduğunu belirtti.
Ayrıca, "Filistinlilerin güç ve destek ihtiyacı olduğu bir zamanda, birçok ülkenin Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) yapılan yardımları durdurduğunu" ifade etti ve "bu konuda doğru soruşturmaların yapılmasının zorunlu olduğunu, ancak Ajansın faaliyetlerinin durdurulmaması gerektiğini" belirtti. Birkaç ülkenin, geçtiğimiz 7 Ekim’de gerçekleşen bir saldırıya UNRWA çalışanlarının karıştığına dair "İsrail iddiaları" sonrasında Ajansa olan finansmanı durdurduğunu açıklamıştı.
Da Silva, ülkesinin UNRWA'ya mali yardım sağlayacağını taahhüt ederek, tüm ülkeleri Ajansa yardım etmeye çağırdı ve aynı zamanda "Filistin'deki çatışmanın devam etmesinin, Orta Doğu bölgesini aşarak korkunç senaryolara yol açabileceği" konusunda uyarıda bulundu.
Arap-Brezilya işbirliği bağlamında Da Silva, ülkesi ile Arap ülkeleri arasındaki işbirliğine dikkat çekti ve Brezilya'nın Latin Amerika'da Arap Birliği'nde gözlemci üye statüsüne sahip ilk ülke olduğunu belirtti. "Küresel Güney ile ilişkileri güçlendirmek istiyoruz" diyerek, mevcut Mısır ziyareti ve Arap Birliği'ne olan ziyaretinin Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ziyaretleriyle başladığını; bu durumun ülkesinin bölge ülkeleriyle ilişkileri güçlendirme arzusunu yansıttığını ifade etti.
Ülkesi ile Arap ülkeleri arasındaki yatırım hacmi ve ticaretin 2003 yılında 5,4 milyar dolardan 2023 yılında 30 milyar dolara çıktığını belirten Da Silva, "gelecek yıl Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de katılacağı BRICS zirvesinin düzenleneceğini" ekledi.
Bu süreçte, Ebu'l Gayt Perşembe günü Arap Birliği Genel Sekreterliği merkezinde yapılan 113. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in açılış oturumunda yaptığı konuşmada, "Bu toplantının son derece karmaşık ve tehlikeli bölgesel ve uluslararası durumlar altında gerçekleştiğini" söyledi. Gazze'deki duruma işaret ederek, "Filistinlilere karşı işgal güçleri tarafından işlenen soykırım suçlarına ve uluslararası toplumun bu duruma karşı gösterdiği çaresizliğin işgali daha da cesaretlendirdiğini" belirtti.
Ayrıca, "İşgal liderlerinin rastgele bombalamalardan kaçan 1.4 milyon Filistinlinin sığındığı Refah şehrine girmekte kararlı olduklarını duyurduklarında hissettikleri derin endişeyi" ifade etti. Bu durumun, "gerçekleşirse, bölgede bir insani felakete ve durumun daha da kötüleşmesine yol açabileceğini ve bunun ciddi şekilde endişe verici olduğunu" vurguladı. "Durumun ciddiyetinin farkında olan tüm taraflara, bu çılgın planları durdurmak için acilen harekete geçmeleri "çağrısında bulundu.
Ebu'l Gayt, "Filistin Devleti tarafından sunulan insani yardım belgesinin uygulanması için belirlenen bir zaman dilimine sahip acil bir eylem planının oluşturulması" çağrısında bulunarak, "Bu planın, Filistin topraklarındaki insanların karşılaştığı yaşam zorluklarını hafifletmeyi amaçlayan çeşitli insani, ekonomik ve sosyal alanları kapsaması gerektiğini" belirtti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
