Krizlerden, afetlerden, savaşlardan, salgın hastalıklardan ve buna benzer durumlardan ilk olumsuz etkilenenler genel olarak sanatın tüm dallarındaki sanatçılar.
Belki de sanatın amacı kendini eğlendirmek olduğu için, trajediler yayıldığında insanların ruh hali depresyona dönüyor, şarkı dinlemeyi, film, dizi izlemeyi bırakıyorlar.
Daha sonra haberleri izlemeye odaklanıyorlar.
Bu belirsiz atmosferde, ön saflarda yer alan şarkıcılar, özellikle de konser ve şarkı festivali olmamasına rağmen ,onurlu bir şekilde yaşamalarını sağlayan büyük bir servete sahip olanlar, en dirençli kişiler olarak görülüyor.
Ancak en büyük felaket, büyük şarkıcılarla birlikte çalmaları karşılığında, genellikle bir konser için 300 doları veya biraz daha fazlasını aşmayan düşük ücret alan müzisyenlerin başına geliyor.
Bu gibi şeyler ülkeden ülkeye değişiyor. Dolayısıyla Gazze savaşının başlamasından sonraki hayatlarının ayrıntılarına inmek ve o acı gerçeğin yansımalarına nasıl uyum sağladıklarını öğrenmek gerekiyordu.
Kanunun bulunmaması
Hayatına org çalarak başlayan ve ardından Lübnan'ın en önemli müzik grubunun başına geçen Lübnanlı Elie Olaya, şarkıcı ile müzisyen arasındaki ücret eşitsizliğinin uzun zamandır tartışılan bir konu olduğunu ve bu konudaki görüşlerin farklı olduğunu söylüyor.
Lübnanlı müzisyen şunları söyledi:
Ben kendi adıma müzisyenin maaşı ile şarkıcının maaşını karşılaştırmanın yanlış olduğunu düşünüyorum, olaya farklı bir açıdan bakalım. Örneğin belirli bir şirkette işçi olarak çalışan bir kişi, bu şirketin sahibinden kendisine aynı ücreti veya elde ettiği kâra göre ödeme yapmasını isteyemez. İşyerinde kesinlikle sanatçı ve grup üyeleri için geçerli olan bir hiyerarşi var.
Müzisyen, açıklamasına şöyle devam etti:
Lübnan'daki müzisyenler, kendilerini koruyan ve hayatlarını düzenleyen bir meslek yasasının olmayışından sıkıntı çekiyorlar. Dolayısıyla her müzisyen kendisine uygun gördüğü ücreti talep etmekte. Daha önceki ve şimdiki müzisyenleri karşılaştırırsak durumun farklı olduğunu görürüz, çünkü geçmişte müzisyen sayısı şimdikinden daha azdı.
Bugün oyun açıldı, nicelik niteliğin önüne geçti ve içinde bulunduğumuz savaş ortamında şarkıcılarla müzisyenlerin durumu eşitlendi. Sanatçı genel olarak çalışan gibi değil ve aylık maaşı yok, her şey arz-talep alanına girer ve savaş zamanlarında gösteriler durur. Ancak grup üyelerinin trajedisini hisseden bazı istisnai şarkıcı vakaları da var.
İşsizliğin telafisi olarak kendilerine aylık emekli maaşı tahsis ediyorlar. Bu çok nadir görülen bir durum elbette ama çoğu müzisyen hem kendilerinin hem de ailelerinin hayatlarını güvence altına almak için müzik dışındaki alanlarda çalışıyor.
Olaya, felaket ve savaş durumunda müzisyenlerin çektiği acıları anlatarak şunları söyledi:
Korona salgınının yayıldığı dönemde, konser kapılarının kapatılması ve finansal getirilerin durması nedeniyle Lübnan'daki tüm müzisyenler büyük sıkıntı yaşadı, dolayısıyla çoğu müzisyenin sıkıntılarını duyduk. Bugün Gazze Savaşı'nın ortasında Lübnan'da şarkı festivalleri ortadan kalkmış durumda, Arap ve Batı ülkelerinde konser azlığı nedeniyle şarkıcılarla çalışanların maddi getirisi çok az oluyor. Burada sanat sendikalarının, hakları koruyan bir meslek hukuku aracılığıyla, üyelerinin insanca bir yaşam sürmesi için üzerlerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor.
Müzisyenlerin hayatları
Lübnanlı perküsyoncu ve Lübnan Müzik Enstitüsü profesörü Elie Huri ise, Lübnan'daki müzisyenlerin barışta ya da savaşta çektiği acılardan acıyla bahsederek şu ifadeleri kullandı:
Geçmişte, yani seksenlerde ve doksanların başında müzisyen, tek tip bir ücret değil, konser vermek karşılığında belli bir yüzde alıyordu. Yani grup ödenen tutarın üçte birini alıyor, üçte ikisi şarkıcıya gidiyordu ve bazen de ücreti yarı yarıya alıyorlardı. Bugün müzisyen konser başına küçük bir miktar para alıyor ve bu da onu bazen iyi bir yaşam sağlamak için her gece birden fazla konsere katılmaya zorluyor.
Elie Huri durumu şöyle açıklıyor:
Örneğin Lübnanlı bir şarkıcı bir konser için 60 ila 70 bin ABD doları alırken, grubundaki müzisyen yalnızca 300 dolar alıyor. “Savaşların ortasında, felaketler yaşandığında müzisyenler evlerinde oturup Allah'tan yardım bekliyorlar çünkü biz müzisyenlere karşı belirlenmiş bir takdir yok. Unutmayın ki şarkıcının sahnede dururken varlığını tamamlayanlar biziz, müzisyen yoksa şarkıcı kaybolur.
Huri, "Umarım Lübnan'daki büyük yıldızlar ortak bir tavır alır ve müzik grubu üyelerine aylık maaş ödemeye karar verirler çünkü müzisyen göçünden dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Tek bir şarkıcıya bağlı müzisyen bulmak zor. Bu nedenle, tıpkı müzisyenlerin çoğu zaman sanattan uzak başka bir alanda çalışmaları gibi, müzisyenler de günlük ihtiyaçlarını karşılamak için birden fazla erkek ve kadın şarkıcıyla çalışmaya başladı" dedi.
Huri, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Hiç şüphe yok ki, savaş ve salgın hastalıklarda evde oturduğumuz için büyük ölçüde olumsuz etkileniyoruz ve yaşamak için küçük eşyalarını, altınlarını, arabalarını satan bazı meslektaşlarımı tanıyorum ve hiç kimse onları sormuyor. Bu durumlarda Müzisyenler Sendikası'nın rolü yok çünkü üyelerini koruyan bir kanun yok.
Hayal gücü yolları
Mısırlı ünlü perküsyoncu Said Artist ise Mısır'ın önemli yıldızlarıyla birlikte yaşamış, bir müzisyenin dünü ile bugünü arasındaki farktan bahsederek şunları söyledi:
Geçmişte şarkıcının müzisyenler adına bin hesabı vardı. Bu büyük yıldızlar ve deneyimli müzisyenler arasında dostluklar gelişti, örneğin merhum Verde el-Cezairi’nin provalar sırasında bizimle ilgilendiğini, elimizden gelenin en iyisini yapmamız için bizi şımarttığını hatırlıyorum. Ama artık her şey değişti ve yeni nesil yıldızlar müzisyen hakkını boşa harcıyor. Bir yıldız bir müzisyene kızarsa göz açıp kapayıncaya kadar onu başkasıyla değiştirir, müzisyen ondan maaşına zam isterse hemen yeni bir müzisyen getirir.
Artist, açıklamalarına şöyle devam etti:
Stüdyolarda çalışan müzisyenlerin maddi koşullarının, her gün kabarelerde popüler konserler veren müzisyenlerden daha iyi olduğuna şüphe yok. Profesyonel müzisyen şu anda orada performans sergileyen ve yüksek ücretler alan şarkıcılarla birlikte Körfez'e gidiyor. Genç müzisyenlerin, maaş konusunda anlaşmazlığın olduğu bir şarkıcıdan kendilerine küçük bir meblağ alabilen Müzisyenler Sendikası'ndan başka seçeneği yok. Sendikanın rolü bu, ne eksik ne fazla.
Suriye'nin şimdiki yıldızlarının çoğuyla "Katem" enstrümanını çalan Suriyeli müzisyen Feyad Dabul ise şunları söylüyor:
Savaşın başlamasından sonra Suriye'de müziğin durumu olumsuz ve büyük ölçüde etkilendi. Müzisyen bundan önce 22 dolar alıyordu ki bu da 1.500 Suriye lirasına denk geliyor ve bu iyi bir miktardı. Bugün ise aynı miktar 400 bin Suriye lirası ediyor ve tabi ki hiçbir şarkıcı bu parayı müzisyenlere ödeyemez, bugün maaşlarımız 5 ila 15 dolar arasında değişiyor, Suriye dışında 100 dolar alıyoruz, daha fazla değil. Bu haksızlığa rağmen elhamdülillah diyoruz. Suriye'de şarkı kaydetmek için stüdyolara girmiyoruz, bunun yerine sadece konserlerinde şarkı söyleyen yıldızlarla çalışıyoruz. İki günden fazla süren provalarda dahi herhangi bir ücret alamıyoruz.
Dabul, açıklamalarına şöyle devam ediyor:
Geçmişte Lübnanlı şarkıcı Necva Kerem ile çalışıyordum ve Suriye'de konser başına 200 dolar alıyordum. Bu rakam artık savaşlar ve ekonomik koşullar nedeniyle bir hayal haline geldi.
Independent Arabia