Her gün, günlük yaşamın koşuşturmacası arasında kimi zaman boş sokakları kimi zamansa kalabalık caddeleri arşınlıyoruz. Kulağımızda kulaklık, eşlik etmeye yeltendiğimiz şarkı dudağımızın ucunda. Bir elimiz sıkı sıkı tuttuğumuz çantamızın sapında, endişelerimiz içimizde ve hayat mücadelemizin yükü omuzlarımızda.
Şehrin kalabalığında bizim gibi onlarca belki de yüzlerce kadınla erkeğin yanından geçiyor ve bunu hemen her gün tekrarlıyoruz. Aklımızda bin bir tilki, belki bir çıkış yolu arıyoruz belki de sadece yanımızdan geçip giden adamın bize bakışındaki önyargıyla savaşmaya çalışıyoruz. Her gün küçük ya da büyük savaşlar veriyoruz, kimini kazanıp kimini kaybediyoruz.
Ve Belmin Söylemez'in 10 yıl aradan sonra çektiği ikinci uzun metraj filmi Ayna Ayna'da, bize tutulan aynayla adeta kendi yansımamızı görüyoruz.
Filmdeki bir karakter olarak İstanbul
Belmin Söylemez'e İstanbul Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülünü getiren Ayna Ayna, yolları bir tiyatro kursunda kesişen üç kadının, Aylin, Frida ve Lale'nin hayatı üzerinden aslında pek çoklarının hikayesini anlatıyor. Bunu tüm içtenliği ve sadeliğiyle yaparken, 4. bir karakter olarak da İstanbul'u izleyiciye sunuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Geçen hafta sonra eren 11. Engelsiz Filmler Festivali'nde En İyi Film seçilen, En İyi Senaryo ve İzleyici ödüllerinin de sahibi olan Ayna Ayna'nın, ekibin de katılımıyla gerçekleşen özel gösterimi, filmin ilk çekim günü olan 6 Kasım 2019'dan tam 4 yıl sonra, yine 6 Kasım'da Kadıköy Sineması'nda gerçekleşti. Sinemaseverlerin salonu neredeyse tamamen doldurduğu gösterimin ardından Söylemez, meslektaşı Pelin Esmer'in moderatörlüğünde gerçekleşen soru cevap bölümünde, İstanbul'un filme karakterlerden biri olarak dahil edilişini şöyle anlatıyor:
Filmi bir İstanbul filmi olarak düşündüm. Başından beri öyle yazdık. Zaten yazarken de hep geçtiği mekanlarda dolaştık, oralarda fotoğraflar çektik, notlar aldık. Ve o mekanların çoğu aslında hepimizin yaşadığı mekanlar, yürüdüğü yerler. İstanbul'u içinde yaşadığımız gibi göstermek istedik ama birazcık da o kaybolan dokusuyla beraber.
Şehirle bütünleşerek yürümek
İlk uzun metrajı Şimdiki Zaman'ı 2012'de çeken Söylemez, Ayna Ayna'daki karakterlerin uzun yürüyüşleriniyse şöyle açıklıyor:
Karakterler yürüsün, tıpkı bizim gibi, bizim senaryo yazışımız veya bizlerin yürüyerek bir şeyleri düşünüp keşfetmesi gibi yürüsün. Ama telaşla değil düşünceyle, şehirle bütünleşerek yürüsünler istedik. Ve İstanbul da karakterlerden biri olsun istedik.
Söylemez, filmin gerçekle iç içe bir hikaye olduğunu, Haşmet Topaloğlu'yla birlikte kaleme aldıkları senaryo yazım süreci bittikten sonra bile halen gelişmeye ve değişmeye devam ettiğini söylüyor.
Üç başrol oyuncusu da ödüllü
Geçen yılki Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden de ödülle dönen Ayna Ayna'nın başrollerini Manolya Maya, Laçin Ceylan ve Şenay Aydın paylaşıyor. Üç oyuncu filmi hiç zorlanmadan sırtlayıp götürürken o kadar dengeli ki, nisanda gerçekleşen İstanbul Film Festivali'nden üçü de En İyi Kadın Oyuncu ödülüyle dönüyor.
Yönetmen Söylemez, oyuncuları filme dahil etme sürecini ve senaryoyla bütünleşmelerini anlatırken, “Ben şanslıyım” deyip ekliyor:
Senaryoyu yazarken eksikliğini hissettiğimiz bir anda Laçin'le tanıştım ve rüyalar filme dahil oldu. Laçin'in kendi tiyatrosunda verdiği eğitimi, oyuncularının hayal gücünü nasıl tetiklediğini görünce, senaryomuz eksik parçasını ve merkezini buldu, tamamlandı.
"İlham aldığımız her kişi filmi zenginleştirdi"
Çıkış noktasının Şenay Aydın'ın Frida tutkusunu onunla paylaşması olduğunu söyleyen Söylemez, şöyle diyor:
Buradan yola çıkarak başladık senaryoya, sonra gelişti, evrildi ve Şenay'ın filmde de kullandığımız kendi şiirleri ve yazıları dahil oldu. Yani aslında her parça, her ilham aldığımız kişi ve onun kattıkları filmi zenginleştirdi.
Rejiden oyunculuğa
Belmin Söylemez, oyuncu olma hayaliyle yanıp tutuşurken bir yandan da bir Osmanlı dizisindeki cariye rolünü almak için uğraşan genç Aylin'i canlandıran Manolya Maya'nın ekibe nasıl dahil olduğunu şöyle anlatıyor:
Manolya aslında reji grubundaydı. Ama içimdeki ses hep Manolya'nın oyuncu olması gerektiğini söylüyordu. Manolya da deneme karar verdi. Birbirimize güvenerek ilerledik. Manolya da tıpkı canlandırdığı karakter Aylin gibi sinemaya daha yeni başlıyordu. Aylin de tiyatroya ve oyunculuğa yeni başlıyordu.
"Tekrar ayağa kalkmakla ilgili"
Varoluş mücadelesi yaşayan karakterlerin birbirinden güç aldığı, vazgeçmekle hayalleri için savaşmak arasında kaldıktan sonra dayanışmayla mücadele etmeyi seçtiği Ayna Ayna, izleyicilerine umut da aşılıyor.
Filmde Fatih karakterini canlandıran Cengiz Orhonlu, “Filmde biz umuttan da bahsediyoruz bence” diyerek Ayna Ayna'nın onun için ne ifade ettiğini şöyle açıklıyor:
Öyle ya da böyle hayat ne kadar vurursa vursun, seni sırtüstü de düşürse, yüzüstü de düşürse tekrar ayağa kalkmakla ilgili bir film.
Hayattaki zorunu seçmek
Filmin, bütün karakterlerin hayatlarındaki zorlukları gözler önüne serdiğini söyleyen Orhonlu, “Hepimiz birbirimizden başka hayatlar yaşıyoruz. ama ben sizin anne-babanızdan doğsam siz olurdum. Siz de benim anne-babamdan doğsanız ben olurdunuz” diyerek ekliyor:
Öyle ya da böyle bir hayat yaşıyoruz ve kendi zorumuzu seçiyoruz. Yakın zamanda bir makale okudum. Her şey zor. Yani oyuncu olmak istesen de zor, bankacı olmak istesen onun da kendine göre bir zorluğu var. Hayattaki zorunu seçmek, seçtikten sonra da arkasında durmak önemli. Bence biz arkasında duranlardan alalım.
Ayna Ayna, 14 Kasım'da İstanbul'daki Caddebostan CKM Sineması'nda izleyiciyle buluşacak. Film, bu ay sonunda da MUBI'de gösterime girecek.
© The Independentturkish