Lübnan'ın güneyinde bulunan Sidon (Sayda) kentindeki Ayn el-Hilve Filistin Mülteci Kampı'nda yaşanan olaylar son dönemde medyanın ana gündemlerinden biriydi.
Kampta yaşanan olaylar, geçen ağustos ayında Filistin Ulusal Güvenlik Komutanı Tümgeneral Muhammed el-Armuşi (Ebu Eşref) ve dört arkadaşına düzenlenen suikastın ardından aranan şüphelilerin iade edilmemesinin arka planında gerçekleşti.
Çıkan çatışmalarda 32 kişi yaşamını yitirirken yaklaşık 150 kişi de yaralandı.
Kampta sükunetin ne zaman geri döneceği 'belirsiz'
Kamp geçtiğimiz pazartesi günü önemli bir gelişmeye tanık oldu.
Ateşkesi istikrara kavuşturmaya ve çatışmaların yeniden önlenmesine yönelik siyasi çabaların bir parçası olarak, 165 üye ve subaydan oluşan ortak Filistin güvenlik gücü üyeleri kamp içinde konuşlandırıldı.
Ortak güvenlik gücünün konuşlandırılması, Fetih hareketi ile İslamcı gruplar arasında 18 kişinin ölümüyle sonuçlanan ikinci tur çatışmanın ardından ateşkes öngören bir anlaşmaya varılmasının sonrasında geldi.
Lübnan gazeteleri, ortak güvenlik gücünün iki nokta arasında konuşlandırıldığı bir harita yayımladı.
Güvenlik güçlerinin konuşlandırılması, sürecin kademeli olarak devam etmesi ve tüm noktalarda sayısının 170 personele ulaşması şartıyla güçlendirilip ilk etapta yaklaşık 70'e yakın subay ve personelle donatılmasının ardından gerçekleşti.
Ortak güvenlik gücü, Sidon bölgesindeki Filistin Ortak Eylem Komitesi kararlarına dayanarak çeşitli Filistin ulusal ve İslami güçleri tarafından oluşturuldu.
Nida el-Vatan gazetesi, Filistinli kaynakların, güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasının, silahlar ve karşılıklı askeri alarmlar karşısında sahada siyasi fikir birliğine varılmasının başarısı açısından bir test alanı oluşturduğunu doğrulayan alıntılara yer verdi.
Ortak güvenlik gücü, sorunun acil durum bölgesiyle sınırlandırılması için Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) okullarının militanlardan arındırılmasının ardından aynı zamanda Hittin mahallesine kadar diğer bölgelere de yayılma yolunda ilk adımdır.
Sayda bölgesindeki Filistin Ortak Eylem Komitesi, UNRWA okullarının boşaltılması konusuyla ilgili araştırmaları tamamlamak ve bu konuda uygun kararı almak üzere Fetih Hareketi Sekreteri Tümgeneral Mahir Şabayte'nin evinde bir toplantı düzenledi.
Halen kampta saklanan Müslüman Gençlik Birliği, acil bölgede saklanan aranan kişilerin iadesi konusunda kamptaki İslami güçlerin yürüttüğü çabalara paralel olarak geri çekilmeye ilk onayı vermişti.
Çabaları sıkı bir gizlilikle çevrelenmiş olup, zaman sınırı koymadan yakın vadede sonuç elde edilmesi umuluyor.
Bu kapsamda Hamas hareketinin Sayda bölgesindeki siyasi ilişkilerden sorumlu yetkilisi Eymen Şanaa, çabaların durmadığını, Allah'ın izniyle olumlu sonuçlara ulaşacaklarını duyurdu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Diğer taraftan, kampın içinden Fetih hareketine yakın bir kaynak Independent Arabia'ya, çatışmaların yeniden başlaması korkusunun mevcut olması ve kampın mahallelerinin hâlâ bariyerler ve barikatlarla çevrili olması nedeniyle kamp dışına kaçan insanların henüz geri dönmediğini söyledi.
Çünkü Tümgeneral Ebu Eşref suikastından arananların iadesi sürecinin başlaması beklenirken, işler hâlâ kül altında yanmaya devam ediyor. Aynı kaynağa göre kampta başka çatışmalar da yaşanabilir.
Hamas içindeki İsrail casusu Gazze'den Beyrut'a geçmek için Türkiye üzerinden rota oluşturdu
Bu bağlamda Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Enformasyon Şubesi'nin Hamas hareketinden bir kişinin tutuklanmasına ilişkin açıklaması dikkat çekti.
O isim, Gazze Şeridi'nde yaşayan Halil Ebu Muizze. Beyt Lahya'da bulunan Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki Hamas üyesi bir ailenin oğlu olan Ebu Muizze yakalanmamak için Mossad aracılığıyla farklı hesap ve isimlerle kendisine aktarılan büyük miktardaki parayı yanında taşıyarak Gazze Şeridi'nden Türkiye'ye doğru yola çıktı.
Tutuklama süreci tam bir gizlilik içinde gerçekleştirildi. Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Enformasyon Şubesi, tutuklanan kişiyle ilgili ayrıntıları sormak için Lübnan'daki Hamas liderliğiyle temasa geçene kadar Ebu Muizze, ilgili kimsenin bilgisi olmadan sorgulandı.
Müfettişler, onun İsrail istihbaratı tarafından işe alınmasının, biraz zaman alan ve onu Beyrut'a göndermeyi ve Lübnan'daki harekete katılmayı amaçlayan özel bir güvenlik operasyonu yoluyla gerçekleştiğini keşfettiler.
Ebu Muizze, tamamen Hamas'ın askeri kanadına dahil olmadan ve hareketin içinde ve dışında bir ilişkiler ağı kurmadan önce Gazze Şeridi'ndeki Mühendislik Kolordusu'nda çalışıyordu.
İsrail istihbaratının kendisini para karşılığında işe almayı başarmasının ardından, maddi durumunun iyileşmesini, Türkiye'de bir hayır kurumunda çalıştığını ve iyi bir maaş aldığını söyleyerek gerekçelendirdi.
Türkiye'ye vardığında oradaki Hamas liderleriyle iletişim kurdu ve babasının bağlantılarından yararlanarak hareketin İstanbul'da ikamet eden bir yetkilisiyle yakınlaştı.
Bu sayede hareketin bünyesine dönmeyi başardı ve yurtdışındaki El Kassam Tugayları ile ilgili dosyalarda görev aldı.
Daha sonra işverenleri ondan Beyrut'a nakledilmesi ve El Kassam Tugayları'nın Lübnan'daki şubesinde çalışması için harekete başvurmasını istedi ancak girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.
Lübnan emniyetinin ortaya çıkardığı ve Lübnan'da bir gazete tarafından yayımlanan soruşturmalara göre İsrail istihbaratı, Türkiye'nin Hamas'ın askeri kanadının kendi topraklarında faaliyetlerine izin vermeyeceği yönündeki anlaşmaya dayanarak Türk yetkililere müdahale etti.
İsrail, Ankara'ya Ebu Muizze'nin faaliyetleriyle ilgili bir dosya sundu, bunun üzerine Türk yetkililer hareketin liderlerinden onu Gazze'ye veya üçüncü bir ülkeye nakletmelerini istedi.
Çıkan karar ise İsrail istihbaratının başından beri isteği olan Beyrut'a nakledilmesiydi.
Ebu Muizze Beyrut'a geldikten sonra hareket, ona Hamas mali yetkilisinin ikamet ettiği binada bir konut sağladı.
Ebu Muizze çalışmalarına Lübnan'daki gizli birimlerde başladı. Daha sonra Lübnan ordusu, Sidon'daki dairesinde bir dizi bilgisayara el koydu.
Hamza Şahin'in öldürülmesi adeta fitneye yol açtı
Ebu Muizze, Hamas'ın silahlı kanadı El Kassam Tugayları saflarında yer alan ve bir depoda meydana gelen patlamada ölen patlayıcı ve silah uzmanı mühendis Hamza Şahin'in nerede olduğuna dair bilgi sızdırdığını itiraf etmişti.
Hamas o dönemde deponun Korona hastalarına yönelik oksijen ve gaz tüpleri içerdiğini söylemişti ancak Reuters'e göre kamptaki Hamas'a bağlı Uday bin Kaab Camisi yakınlarında büyük bir patlama meydana geldi.
Zira patlamanın meydana geldiği yerin alt katında harekete ait silah ve mühimmatın saklandığı bir depo vardı.
Cenaze törenine o dönemde Hamas siyasi bürosundan dört isim katılmıştı: Hareketin yurtdışındaki siyasi büro başkanı Halid Meşal, hareketin başkan yardımcısı Musa Ebu Merzuk, Fethi Hammad ve Muhammed Nezzal.
O dönemde Hamza Şahin'in cenaze töreni sırasında Emel Hareketi, Hizbullah ve çeşitli Filistinli grupların temsilcilerinin katıldığı cenaze töreninde silahlı çatışma çıktı ve cenaze alayına ateş açıldı.
Hareket yaptığı açıklamada, Filistin Ulusal Güvenlik Güçleri'ni ve ayrıca Ramallah'taki otoritenin liderliğini ve Lübnan'daki güvenlik servislerini yaşanan olaylardan doğrudan sorumlu tuttu. Açıklamada, "Bu katliam Lübnan'daki Filistin toplumunun tamamını hedef alan bir suçtur" ifadelerine yer verildi.
Hamas için bir skandal
Hamas Sözcüsü Cihad Taha, Ebu Muizze'nin tutuklanması haberi hakkında yorum yaparak, Ebu Muizze'nin hareketin lideri değil destekçisi olduğunu söyledi.
Taha ayrıca medyada yer alan ve Ebu Muizze'nin El Kassam Tugayları'nın operasyonlarını engellemedeki rolünden bahseden haberler hakkında konuştu.
El Fetih'e yakın bir kaynak, özellikle Ebu Muizze'nin Şahin'in cenazesine tabutu taşıyarak girmesi ve cenazenin El Fetih ile Hamas arasında neredeyse çatışmaya yol açması nedeniyle yaşananların 'Hamas için bir skandal' olduğunu belirtti.
Kaynak, soruşturmaların henüz sona ermediğini ve olaya karışan çok sayıda ismin bulunduğunu, dolaşan bilgilere göre Ebu Muizze'nin Batı Şeria'da yaklaşık 15 ismin İsrail'e teslim edilmesinden sorumlu olduğunu ifade etti.
İslami hareketler sahasında çalışan araştırmacı Ahmed el-Eyyubi ise bir makalesinde, toplantılara ve eğitimlere katıldığı için Ebu Muizze'nin Ayn el-Hilve Kampı'nı vuran çatışmalarda uzun bir rol oynadığını söyledi.
Independent Arabia