Cohen ve Menguş görüşmesi krizi Dibeybe’nin ayrılışını hızlandıracak mı?

Libyalı siyasi çevreler Menguş ve Cohen görüşmesinin halkta şiddetli bir tepkiye yol açarak hükümetin devrilmesine yol açabileceğinden endişe ediyor

Dibeybe Filistin büyükelçiliğindeyken /s Fotoğraf: Şarku'l Avsat

Libya'nın görev süresi dolmuş Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’yi görevden alma mücadelesi, Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş ile İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen arasındaki görüşmenin açıklanmasının ardından yeni bir boyut kazandı.

Libyalı siyasi çevreler, bu görüşmenin halkta şiddetli bir tepkiye yol açarak hükümetin devrilmesine ve yeni bir hükümetin kurulmasına yol açabileceğinden endişe ediyor. Öte yandan, gözlemciler, Dibeybe’nin iktidardaki tutunma çabalarının onu kolay kolay teslim olmaya zorlamayacağını ve iktidarda kalmak için tüm kozlarını kullanacağını düşünüyor.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamadan birkaç saat sonra, Libya'nın başkenti Trablus'ta protestolar başladı ve siyasi partiler Cohen ve Menguş'un görüşmesini kınadı. Dibeybe, tepkileri yatıştırmak için Menguş'u önce açığa aldı, ardından görevinden aldı. Ancak bu, özellikle de İsrail'in görüşmenin en üst düzeyde planlandığını doğrulayan açıklaması göz önüne alındığında Libyalıların öfkesini bastırmayacak bir yöntem olarak görüldü.

Reuters’in haberine göre ismini açıklamak istemeyen İsrailli bir yetkili, “Görüşme Libya'da en üst düzeyde önceden kararlaştırıldı ve yaklaşık iki saat sürdü. Libya başbakanı, İsrail'in Batı ve ABD yönetimi arasında potansiyel bir köprü olduğuna inanıyor” dedi.

Libya'nın başkenti Trablus'ta dün sükûnet hakimdi. Ancak basında çıkan haberler, İsrail ile normalleşmeyi reddeden halk hareketinin koordinatörlerinden gelen tehditleri aktardı ve protestolarını sürdürmek için kararlı olduklarını doğruladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Analistler, Menguş ve Cohen arasındaki görüşmeyi, Dibeybe’yi görevden alma mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olarak görüyor. Libyalı siyasi analist Mahmud Şemmam, Facebook sayfasında yaptığı bir paylaşımda, “Libya tarihindeki en büyük halk gösterilerinin ulusal meselelere tepki olarak gerçekleştiğini söyledi. 1957'deki Üçlü Saldırıya karşı gösteriler, 1964'teki Arap Zirvesi'ne katılmayan Kral (merhum Kral İdris Senusi) aleyhindeki gösteriler, 1973'te İsrail'in Libya uçağını düşürmesine karşı gösteriler, 2006'da Milano'daki İtalyan konsolosluğuna karşı gösteriler, İslam peygamberine hakaret edilen karikatürlere karşı gösteriler ve 2011'deki 17 Şubat Devrimi, bunlara örnek teşkil ediyor” ifadelerine yer verdi.

Şemmam, ayrıca “Eğer Dibeybe pozisyonunu açıklamazsa, dişlerini kaybedebilir ve kağıt bir kaplana dönüşebilir” dedi.   

Ancak Dibeybe Libyalılara çıkıp açıklama yapmak yerine, Filistin Büyükelçiliği'ne gitti. Burada, Büyükelçi Muhammed Rahhal ile yaptığı görüşmede, Libya'nın Filistin davasına desteğini teyit etti. Menguş'un yaptığı şeyin ‘hükümetin ve halkın tavrını temsil etmediğini’ söyledi.

Öte yandan Dibeybe’nin bu adımı Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından memnuniyetle karşılandı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Libya Başbakanı, Trablus'taki Filistin Büyükelçiliği'nde bulunduğu sırada yaptığı açıklamayı takdir ediyoruz. Başbakan, Kendisi, ülkesinin, Filistin halkının tüm haklarını elde etme ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma yönündeki meşru arayışlarına mutlak bağlılığını teyit etti” ifadelerine yer verildi.

Bakanlık ayrıca, Filistin'in, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Libya Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşme hakkındaki habere yorum yapmaktan kaçındığını açıkladı. Filistin, ilgili Libyalı yetkililer tarafından resmî açıklamalar yapılmasını bekleyerek, herhangi bir anlaşmazlık veya yanlış anlamanın önüne geçmek istiyor.

Bu kriz, uluslararası konum üzerinde belirsizlik hakimken, iktidarı seçilmiş bir hükümet dışında başkasına devretmeyi reddeden Dibeybe’yi devirmeye yönelik açık bir mücadelenin ışığında ortaya çıktı.

Batı, Dibeybe'yi dışlamak için henüz somut adımlar atmadığı halde, analistler, ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield'in ülkeyi seçimlere götürecek yeni bir teknisyen hükümetini desteklediği şeklindeki açıklamalarının, daha önce İngiliz Büyükelçiliği'nin aynı yönde yaptığı açıklamalardan sonra, Dibeybe'nin dışlanmasına yönelik Batı kararının işareti olduğunu düşünüyor.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathily’nin bir yandan seçim yasalarının çıkarılmasının önemini vurgularken, bir yandan da yeni bir hükümetten bahsetmesi ve daha sonra görüşünü değiştirerek hükümetin birleştirilmesi çağrısında bulunması, kafa karışıklığı yaratıyor.

Libya'da, uluslararası toplum tarafından tanınan ve başkent Trablus'ta bulunan Abdulhamid Dibeybe başkanlığında ve başkent Bingazi'de bulunan ve daha önce istifa eden Fethi Başağa başkanlığında iki hükümet bulunuyor.

Libya'da seçimler yapmak için umutlar, sonu gelmeyen anlaşmazlıklar nedeniyle azalıyor. Bu anlaşmazlıklar, seçim yasaları ve seçimleri yönetecek hükümetin kim olacağı ile ilgili. Bu arada, yeni bir hükümet kurma çabaları ve hükümetleri birleştirmek için paralel hareketler öne çıkıyor. Bu, Dibeybe ve Doğu Bölgesi'ndeki müttefikleri tarafından desteklenen bir hareket. Sızan bilgilere göre, ordu komutanı Halife Hafter'in oğlu Saddam, hükümetleri birleştirme fikrini destekliyor.

Öte yandan, gözlemciler, Dibeybe üzerindeki baskının arttığını, ancak bunun onun kaderini etkilemeyeceğini söylüyorlar. Dibeybe'nin, Libya'nın batı kesimindeki tüm askeri güçleri kontrol ederek askeri nüfuzunu güçlendirmek için önümüzdeki dönemde adımlar atmasını bekliyorlar. Bu, Dibeybe'nin, Libyalıların karşı karşıya olduğu sorunları çözerek, özellikle elektrik krizi ve bankaların likidite eksikliği gibi sorunları çözerek, halk desteği kazanmasından kaynaklanıyor.

Bu gözlemciler, Batı'nın tutumunun, sadece açıklamalarla sınırlı kaldığı ve yeni bir hükümet kurmak ve mevcut hükümete veya ondan önce gelen Fayiz es-Serrac hükümetine yol açan bir diyalog başlatmak için somut adımlar atılmadığı sürece, sadece baskıdan ibaret kalacağına inanıyorlar. Dibeybe'nin dışlanmasına dair henüz resmi bir karar alınmadı ve Türk desteği de devam ediyor.

Gözlemciler, Halid el-Mişr,'nin Yüksek Devlet Konseyi Başkanlığı'ndan çıkarılması ve yerine Muhammed Tekalla'nın seçilmesinin önemine dikkat çekiyor. Analizler, Tekalla'nın Dibeybe'ye yakın olduğuna işaret ediyor. Bu da yeni bir hükümet kurmak için Temsilciler Meclisi ile herhangi bir anlaşma veya müzakereyi engelleyebileceği anlamına geliyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın.

DAHA FAZLA HABER OKU