Güney Kafkasya'nın pragmatisti Nikol Paşinyan: Sıcak ilişkiler mi kurmak istiyor yoksa yaptığı günü kurtarmaktan mı ibaret?

Ermeni Başbakan Paşinyan, Türkiye ve Azerbaycan için alternatifler arasındaki en iyi lider mi? Ermenistan siyasetinin kalıplarını kırabilir mi? Türkiye'nin eski Bakü Büyükelçisi Karslıoğlu ile Azerbaycanlı akademisyenler İsmayil ve Sadık yanıtladı

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan / Fotoğraf: Reuters

Nikol Paşinyan, 2018 yılında iktidara geldiğinde belki de son dönemin en sancılı başbakanlığını yapacağını bilmiyordu. 

Yakın bölge ülkelerindeki "Kadife Devrim"lere benzer olaylar zincirinin ardından Sarkisyan'ı devirerek koltuğa oturan Paşinyan, kendisini bir ideolojiyle tanımlamıyor, insan hakları vurgusu yapıyordu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

1915 olaylarıyla ilgili Ermeni tezlerini savunmaya devam edeceğini açıklasa da Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirilmesi gerektiğini de söylüyordu.

Avrupa ile entegrasyonu savunurken aynı anda ülkesindeki Rus askerleri için Rusya'nın da kendileri için önemli bir müttefik olduğunu belirtiyordu. 

Karabağ'ın mağlubu, seçimlerin muzafferi

Eylül 2020'de, Ermenistan işgali altındaki Karabağ'daki temas hattında başlayan çatışmalar, Türkiye'nin de dahil olduğu geniş kapsamlı bir askeri harekata dönüştü ve 1991'den bu yana Ermenistan işgali altındaki Karabağ'daki bu işgal süreci sona erdi. 

Paşinyan, yenilmiş bir liderdi. 2021'de bir darbe girişimine maruz kaldı. Çareyi demokraside arayan Paşinyan ülkeyi erken seçime götürdü ve bir kez daha başbakanlık koltuğuna oturdu. 

Karabağ'da işgalini sona erdiren askeri harekatın ardından başlayan süreçte Paşinyan'ın Türkiye ile ilişkilerde daha da yumuşadığı söylenmeye başlandı.

Bunun ispatı olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar seçildikten sonra verilen davete katılması, Ağrı Dağı'nın Ermenistan Devlet Arması'nda yer almaması gerektiğini söylemesi ve barış temalı mesajlar vermesi gösteriliyor. 

Türkiye'nin önceki Bakü Büyükelçilerinden Hüseyin Avni Karslıoğlu, Türkiye'ye bu konuda dikkatli olması gerektiğini tavsiye ediyor.

 

Hüseyin Avni Karslıoğlu AA

Emekli Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu / Fotoğraf: AA

"Paşinyan için 'iyidir' dediğimiz anda altını oymaya başlarız"

Paşinyan'ın risk alıp yemin törenine katılarak kendisini büyük bir tehlikeye attığına işaret eden Karslıoğlu, eski Ermenistan başbakanlarından Petrosyan'ın akıbetini hatırlatarak, "Onun da çözüm niyeti vardı ama öldürüldü. Biz Paşinyan için, 'çok iyidir' dersek onun altını oymaya başlarız. Süreç kendi mecrasında ilerlemeli" dedi.

Ermenistan'ın akıllıca davranarak Türkiye ve Azerbaycan ile barışması gerektiğini belirten Karslıoğlu, burada en büyük handikapın diaspora olduğu görüşünde. "Yahudiler nasıl Holokost'tan besleniyorsa ermeniler de soykırım iddialarından bahsediyor. '1915 endüstrisinden' ekmek yiyen çok kişi var" ifadelerini kullandı.

Paşinyanlı Ermeni siyaseti evriliyor mu? 

Paşinyan, yıllar süren düşmanlığı bitirecek bir Ermeni mi? Türkiye için bölgede yeni bir müttefik mi doğuyor yoksa Ermeni Başbakan diplomasinin kıvrak koridorlarının gereğini mi yapıyor? 

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayil, Ermeni siyasetinin belirleyicilerinin "homojen" olmadığını belirtiyor: "Hatta diaspora bile homojen değil. Daha çok Batı ya da Amerikan diasporası dikkate alınır ama Rusya'daki diaspora da dikkate alınmalı."

 

Toğrul İsmayil QHA
Toğrul İsmayil / Fotoğraf: QHA

 

"Karabağ Klanı'nın yok etmek istediği siyaset şimdi iktidarda"

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra, "Karabağ Klanı" adı verilen, Karabağ'da aktif işgale katılmış ve katliamlara imza atmış bir grubun Ermenistan iktidarında söz sahibi olduğunu hatırlatan İsmayil, sonraki dönemde ülkede ayyuka çıkan yolsuzluk ve haksızlıkların bu statükoyu değiştirdiğine dikkati çekti: 

"Böylece Paşinyan gibi reel politik aksiyonlar alan, Batı'yla entegrasyona açık gruplar işbaşına geldi. Yeni iktidar aslında 'yok edilmek' istenen bir grup. Sonuç itibariyle, Karabağ savaşında yenilmesine rağmen yeniden Paşinyan seçildi."

Paşinyan'ın ülke içindeki dengeleri kabul etmek ama realiteyle hareket etmek zorunda olduğunu aktaran İsmayil, "Ermenistan ekonomik olarak çok zor bir süreçte. Askeri, sosyal ya da siyasi bütün boyutlarda ciddi bir devlet olarak varlığını sürdürmekte sıkıntı yaşıyor. Demokratik bazı tartışmaları dışarıda bırakarak söylüyorum ama Azerbaycan en azından ekonomik olarak toparlandı. Büyük projeler ortaya koydu. Paşinyan, fanatik grupları dinlemeyerek Azerbaycan ve Türkiye ile normal bir ilişki kurmak zorunda olduğunu biliyor. Çünkü devlet olmanın gereği bu" diye konuştu.  

"Türkiye, Paşinyan'ın elini rahatlatmak için adımlar attı ama ön şart barış anlaşması"

Prof. İsmayil'e göre Türkiye, Paşinyan'ın elini rahatlatmak için zaten bazı adımlar attı, ekstra talepler istemiyor, askeri baskıyı hafifletti ancak daha net adımlar için Ermenistan'ın barış anlaşmasını imzalaması gerekiyor:

"Eğer barış anlaşması imzalanırsa diğer ilişkiler de beraberinde kurulacak. Ermenistan komşularıyla ticaret ilişkisi geliştiremiyor. Sadece Kars kapısı açılsa bile bu Ermenistan'ı rahatlatacak. Ama Türkiye'nin hava sahasını açtığı bir dönemde bile Ermeni tarafı Türk diplomatlarını katledenlerin anıtını dikti."

 

Ramin Sadık
Doç. Dr. Ramin Sadık 

 

"Erivan'dan tatmin edici yanıt yok, anlaşmayı imzalamalı"

Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramin Sadık ise Azerbaycan'ın Mart 2022'de anlaşma şartlarını sunduğunu hatırlattı.

Bu şartların uluslararası hukuka dayandığını dile getiren Sadık, Ermenistan'ın tatmin edici yanıtlar vermediğini belirtti. 

Azerbaycan'ın Zengezur Koridoru'nun açılmasını ve Karabağ'daki silahlı Ermenilerin bölgeden çekilmesini istediğini kaydeden Sadık, "Ermenistan iktidarı ve devlet yetkililerinden 'anlaşmaya yakınız' açıklamaları gelse de bu süreçte barışa normal bir devlet olarak çok da yatkın olmadığı görülüyor" dedi. 

Ermenistan'ın 2022'de "Yıl sonuna kadar barış anlaşması imzalayabiliriz" dediğini ama Fransa'nın telkinleriyle masadan kalktığını belirten Doç. Dr. Sadık, "Şimdi de bu yılın sonunu işaret ediyorlar" ifadelerini kullandı.

Paşinyan seçeneği neden güçlendi, algı doğru mu?

Paşinyan'ın alternatifleri arasında Türkiye ve Azerbaycan politikası açısından en ideal lider olduğuna ilişkin görüşleri de yorumlayan Sadık, bu söylemlerin nedeninin Paşinya'ın diğer liderlerin aksine sorunu samimi şekilde çözmek istiyormuş gibi bir görüntü çizmesi olduğuna değindi. 

Rahmin Sadık, şunları kaydetti:

"Ancak neticede Paşinyan da Ermenistan siyasetinin şekillendirdiği bir isim. Dolayısıyla Paşinyan'ın politik davrandığını düşünüyorum. Diğer devletlerle faydacı ilişkilere giriyor. Paşinyan'ın, 1918'deki Brest-Litovsk müzakelerinde Troçki'nin 'Ne savaş, ne barış' taktiğine benzer bir taktik izlediğini düşünüyorum. Ermeni lobisi, muhalefeti, Rusya ya da Fransa, Paşinyan'ın Türkiye'den yana bir tavır belirlemesine sıcak bakmayacaktır. Eğer rasyonel politikalar izlerse tarihe geçer. Ama maalesef şu anki Ermenistan toplumu ve siyasetini belirleyen güçler böyle bir düzlemden uzak. Ermenistan münasebetlerin iyileştirilmesine hazır olması lazım." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU