Berlusconi'den geriye Kaddafi ile çalkantılı bir geçmiş kaldı

Avrupalılar, eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin hayatını iş, kadın ve yolsuzluk üçgeninde özetliyorlar

Berlusconi, 2009'da Roma'da Kaddafi'yi böyle karşılaşmıştı / Fotoğraf: Reuters

Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Avrupa'nın sesini en çok duyuran ve en tartışmalı siyasetçisi olarak dikkatleri üzerine çeken uzun iktidar yıllarının ardından 86 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Berlusconi, uzun siyasi kariyerinde, 1994-2011 yılları arasında üç kez başbakanlık görevine geldi.

2019 yılından bu yana 1999-2001 yılları arasında da görevde bulunduğu Avrupa Parlamentosu üyesiydi.

Berlusconi, İtalya'nın sağ koalisyon iktidarının ortaklarından Forza Italia (FI) partisinin lideriydi.

Avrupalılar, eski İtalya başbakanının hayatını iş, kadın ve yolsuzluk üçgeninde özetliyorlar.

Bir gayrimenkul geliştiricisi olan Berlusconi, AC Milan futbol kulübünün başkanı ve İtalya'da ilk ticari televizyon kanallarını kuran kişiydi.

Tüm bunların yanında vergi kaçakçılığından hüküm giymiş olan Berlusconi'nin sağ kolu olarak tanımlanan en yakın yardımcısı mafya ile bağlantısı nedeniyle yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bazılarının seks partisi olarak tanımladığı meşhur 'bunga bunga' partileriyle ilgili skandalın bir sonucu olarak siyasi kariyeri geriledi.

Kendisine daha genç bir görünüm kazandıran estetik operasyonlarla ünlenen yaşlı adam, tüm bunlara rağmen siyaset sahnesinden uzaklaşmadı. 

ABD merkezli Politico dergisine göre Berlusconi hakkında yolsuzluktan hakimlere rüşvet vermeye ve başka ihlallere kadar değişen suçlamalarla en az 36 kez dava açıldı.

İtalyan basını tarafından da defalarca kez mafyayla bağlantılı olmakla suçlanan Berluconi, bu suçlamaların hepsini yalanladı.

Fakat sonunda 2013 yılında vergi kaçırmaktan hüküm giydi. Böylece 6 yıl boyunca resmi bir görevde bulunmaktan men edildi.

Aynı yıl, 17 yaşındaki bir kızla para karşılığında seks yaptığı ve bunu örtbas etmek için yetkisini kötüye kullandığı için hakkında verilen mahkeme kararı bozuldu.
 

afp.jpg
Berlusconi'nin eski Libya Devlet Başkanı Kaddafi ile olan yakın ilişkisi dikkati çekiyordu

 

Berlusconi Kaddafi'nin elini öptü

Berlusconi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi 'diktatör' olarak nitelendirilen isimlerle kurduğu dostluklar nedeniyle ülkesinde olduğu kadar Avrupa düzeyinde de tartışmalı bir isimdi ve her zaman eleştirileri oklarının hedefindeydi.

En çok da eski Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ile olan yakın ilişkisi dikkati çekiyordu.

Coğrafi olarak yakın ve sömürgecilik geçmişiyle kader birliği olan iki ülke, özellikle ekonomik düzeyde yakın ilişkilere sahipti.

Berlusconi'nin başbakanlığı döneminde bu ilişkiler yeni ve samimi bir düzeye ulaştı.

İki ülke arasında 2008 yılında tartışmalı bir dostluk anlaşması imzalandı.

Anlaşma çerçevesinde İtalya, 20'nci yüzyılın ilk yarısında Libya'yı işgal ettiği otuz yıl boyunca yapılan ihlaller için Libya'ya beş milyar dolar tazminat ödedi.

Kaddafi ne zaman İtalya'yı ziyaret etse onur konuğu olarak karşılandı. Adına büyük akşam yemekleri verilmiş, gösterişler yapılmış ve 2009 yılında İtalya'da gerçekleşen G8 Zirvesi'nde masada yer almıştı.

Time dergisine göre bir keresinde Berlusconi, İtalyanlar için yalnızca Papa'ya özgü bir onurlandırma jestini kullanarak Libyalı diktatörün elini öperken fotoğraflandı.

Berlusconi, 2010 yılında Kaddafi'nin İtalya ziyareti sırasında hazırlanan özel bir toplantıda Roma'daki 500 modeli ve hostesi din değiştirmeye ikna etmeye çalışması ve Avrupa'nın Müslüman olacağını söylemesi üzerine Kaddafi ile olan dostluğu konusunda kendini savunmak zorunda kaldı.

Kaddafi'nin yardımcıları, Libyalı liderin Avrupa'ya yaptığı ziyaretlerde orada bulunanlara para karşılığında bu tür toplantılar düzenliyorlardı.

Kaddafi'nin sözlerine öfkelenen Berlusconi'nin lideri olduğu FI partisinden karşıt sesler, Berlusconi'yi otoriter liderlerle olan yakın bağları, 'kraliyet' modeli yönetim tarzı ve yolsuzlukla suçlandığı hakkındaki davalar nedeniyle iktidardan düşürmekle tehdit ettiler.


Petrol ve göçmenler

Berlusconi-Kaddafi dostluğu, Berlusconi'nin aynı zamanda iş insanı olmasından kaynaklanıyordu.

Bir iş insanı ve politikacı olarak Berlusconi, Kaddafi'nin gücünden ve maddi imkanlarından yararlanmak istedi.

Buradaki başlıca itici güç, İtalyanların yasadışı göç korkusu, başta devasa petrol rezervleri olmak üzere Libya'nın sahip olduklarından en iyi şekilde yararlanma arzusu ve Kaddafi'nin hesapsızca savurganlığıydı. 

Oxford Üniversitesi Uluslararası Göç Enstitüsü'nden (IMI) araştırmacı Emanuela Paoletti yaptığı değerlendirmede "Libya'nın bir polis devleti olması, Belusconi'ye kesinlikle ek bir güç kaynağı sağladı" ifadelerini kullandı.

ABD'li yazar Alan Friedman, 'Berlusconi: The Epic Story of the Billionaire Who Took Over Italy Hardcover' (Berlusconi: Bir Ülkeyi Kontrol Eden Milyarderin Destansı Hikayesi) adlı kitabında, Berlusconi'nin Kaddafi'ye, Trablus'ta 60 milyon dolarlık bir hastane inşa etmesi karşılığında, Akdeniz'i geçerek İtalya kıyılarına gelen göçmen akınını önlemek amacıyla Kuzey Afrika'da merkezler kurmaya yönelik tartışmalı bir planı kabul etmesi için baskı yaptığını, ancak Kaddafi'nin, sınır şeridini Mısır sınırlarından Tunus'a bağlayan bir otoyol inşa edilmesini talep ettiği için planın çok daha pahalı geldiğini yazdı.

Kaddafi, Berlusconi'ye talebini Libya'ya olan dostluğunun bir göstergesi olarak sundu ve her zamanki gibi İtalya'nın bu otoyolu ve Akdeniz kıyıları boyunca turizm merkezleri inşa ederek sömürge geçmişini nasıl onarabileceği konusunda uzun bir konuşma yaptı.

Berlusconi'nin buna ilk tepkisi, otoyolun maliyetinin hastanenin maliyetinin 20 katını aştığı için reddetmek oldu.

Bir süre yaşanan çekişmeden sonra iki taraf arasında ticari diplomasi devam etti.
 


"Kalp Çalan Ruby" ve "bunga bunga" partileri

Berlusconi'nin "Kalp Çalan Ruby" lakabıyla bilinen ve ritüellerin Libyalı arkadaşı tarafından öğretildiği söylenen 17 yaşındaki reşit olmayan bir kızla para karşılığı seks yaptığının ortaya çıkmasından sonra büyük bir skandala yol açan "bunga bunga" partileri, kadınlara düşkünlükleriyle bilinen Kaddafi ve Berlusconi ilişkisi hakkında bize çok şey anlatıyor. 

Fas asıllı Karima El-Mahroug (Kalp Çalan Ruby) basına verdiği bir röportajda, bunga bunga partilerinin Kaddafi'nin "harem bunga bunga" adı altında düzenlediği partilerin birebir kopyası olduğunu iddia etti ve Berlusconi'nin kendisine bu partilerle ilgili detaylardan bahsettiğini öne sürdü.

Berlusconi'nin 2015 tarihli bir biyografisinde, Berlusconi'nin "bunga bunga" ifadesinin Kaddafi tarafından kendisine anlatılan bir fıkradan geldiğini söylediği aktarılmıştı.

Karima El-Mahroug, sıradan bir kız değildi. Dansçıydı ve işlerine neredeyse eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Hüsnü Mübarek'i de karıştırıyordu.

Berlusconi'yi kendisinin Mübarek'in torunu olduğuna inandırmıştı ve hırsızlıkla suçlanıyordu.

Berlusconi, Mahroug'un gözaltına alınmasının Kahire ile Roma arasında diplomatik bir krize yol açmasından çekinerek suçlamanın geri çekilmesi için müdahale etti.

Mahroug, bunga bunga partileriyle ilgili Berlusconi aleyhine ifade vermesini ardından, Berlusconi'nin "Kalp Çalan Ruby" de dahil olmak üzere reşit olmayan kızlarla para karşılığı seks yaptığı suçlamasıyla yargılandığı bu tür partilerin düzenlediği ortaya çıktı.

Mahkeme, Berlusconi'nin kızın reşit olmadığını bilip bilmediği hususunda "makul şüphe" olduğuna karar verdi.

Yetkisini kötüye kullanma ve reşit olmayan kızlarla para karşılığı seks yapma suçlarından hüküm giyen Berlusconi, 7 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı, ancak karar 2015 yılında temyiz mahkemesi tarafından bozuldu.
 

Imagoeconomica_407830-768x511.jpg
Berlusconi-Kaddafi dostluğu, Berlusconi'nin aynı zamanda iş insanı olmasından kaynaklanıyordu

 

Kaddafi'den kurtulmaya çalıştı

Libya'da halk devrimi başladığında tüm gözler Kaddafi'yi istifaya ikna edebilecek tek kişi olarak Berlusconi'ye çevrildi.

Eski İtalya Başbakanı, "Onu sürgüne gitmeye ikna edebilirim" dedi ve hatta Kaddafi ile görüşmek için Trablus'a gitmeyi teklif etti.

Libya'yı 42 yıl yöneten Kaddafi ile "şerefli bir ayrılış" için görüşeceği sözü verdi. Libya'da olup bitenler ve diktatör arkadaşının başına gelenler nedeniyle kendisini kötü hissettiğini söyleyen Berlusconi, 2011 temmuzunda Torino'daki bir yemek sırasında "Kaddafi için hüzünleniyorum ve üzgünüm. Libya'da olanlar beni etkiliyor" ifadelerini kullandı.

İtalya, 2011 yılında NATO'nun Libya'da uçuşa yasak bölge uygulama misyonuna katılamaya zorlanırken, Berlusconi hükümeti ihtiyatlı davrandı.

İtalyan yazar Barbie Latza Nadeau'ya göre Berlusconi başlarda operasyonun NATO Napoli'deki üssünden başlatılması için çok mücadele etti.

İtalya Hava Kuvvetleri NATO misyonuna katılırken Libya'da hiçbir noktayı bombalamadı.

Dönemin İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, İtalya'nın gözünde uçuşa yasak bölge misyonunun "askeri bir görev değil, Kaddafi'nin ateşkese tam olarak saygı duymasını sağlamak için insani bir görev" olarak nitelendirdi.

Berlusconi'nin riskten kaçınma politikası, Kaddafi ile olan dostluğundan ziyade uçuşa yasak bölge uygulaması misyonun liderliğini münferit ülkelerden, özellikle de Fransa'dan ziyade NATO'nun üstlenmesini şart koştuğundan, Libya petrolünden sağladığı çıkarlarından kaynaklanıyordu.

Fransa'nın halihazırda Libya'da, özellikle petrol devi Total aracılığıyla petrol alanında ekonomik çıkarları olsa da İtalya'nın enerji devi Eni şirketinin satın aldığı ölçüde değil.

Gözlemciler, o dönem NATO'nun tüm operasyondan sorumlu olması durumunda, İtalya'nın müdahale etmek zorunda kalmasının NATO'ya üye olmasından kaynaklı olduğunu öne sürebileceğine, bununda Kaddafi'nin savaştan sağ çıkması halinde, İtalya'ya Libya ile ticari ilişkilerini sürdürmek için çok daha iyi bir şans verebileceğine ve İtalya'nın askeri müdahaleden uzak durması halinde de Libya ile her zamanki gibi işlerine devam etmek için daha iyi bir konumda olacağına dikkati çektiler.

Libya topraklarında akan kanla Kaddafi'nin hayatta kalması imkansız hale gelince ondan kurtulmak en yakın arkadaşları için bile daha iyi bir seçenek oldu.

Avrupa basını, 2013 yılında "önde gelen diplomatik bir kaynak" olarak adlandırdığı bir kaynaktan Berlusconi'nin Kaddafi'yi öldürmek için gizli bir operasyon düzenleyerek Libya'daki iç savaşı bitirmek istediğini aktardı.

Bu iddia, Alman Haber Ajansı (DPA) ve İtalya'nın yüksek tirajlı Il Fatto Quotidiano gazetesi tarafından aktarıldı.

Il Fatto Quotidiano gazetesi, "güvenlik teşkilatlarına yakın yetkili bir diplomatik kaynaktan" Silvio Berlusconi'nin, Libya krizinin ortasında istihbarat şefinden biraz alışılmadık bir talepte bulunduğunu ve "Kaddafi'yi ortadan kaldırabilir misin?" diye sorduğunu aktardı.

Gazeteye göre kaynak, "Berlusconi'nin utanç verici bir durumu çözmek için sorduğu bu soru son derece safça bir girişim gibi görünüyor" dedi.

Berlusconi bu iddiayı reddederken, Berlusconi döneminde istihbarat şefi olan İtalya Savunma Bakanı Ignazio La Russa da iddiayı yalanladı.

La Russa, Il Fatto Quotidiano gazetesine yaptığı açıklamada, "Bana söylememiş olabilirler, ama Berlusconi'nin durumu hakkında endişeli olması muhtemel, çünkü Libya lideriyle çok yakın görülüyordu" şeklinde konuştu.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU