ABD, Suudi diplomasisindeki payını güvence altına almak istiyor

Washington ve Riyad, Blinken'in ziyaretinin etkisi konusunda bir talep paketine sahip. Peki bedel konusunda anlaştılar mı?

Washington'un elinde, büyük ölçüde Riyad’ın desteğine ihtiyaç duyduğu dosyalar var / Fotoğraf: AP

Biden yönetimindeki ikinci adamın Riyad ziyaretinin, yaklaşık on yıl süren kapalılık ve gerginliğin ardından İran büyükelçiliğinin ABD elçiliğine birkaç metre mesafede kapılarını açmasıyla denk gelmesi kasıtlı ve kötü olmayabilir. 

Suudi Arabistan, her adımda İran'ın yanı sıra, Çin ya da Rusya ile herhangi bir ilişkinin de Washington ve başka yerlerdeki geleneksel müttefiklerinin zararına olmayacağına dair Batılı dostlarına güvence vermişti.

Ancak buna rağmen ABD'nin Suudi Arabistan'ın acil taleplerini karşılamadaki isteksizliği ve ABD'nin taleplerinin yoğunluğu ve bolluğu, iki ülke arasındaki tarihsel ilişkide eski uyum çağına dönüşü zorunlu kılıyor.

Bu da iki taraf arasında yoğun çabalar gerektiriyor. Antony Blinken'in ziyareti de bunun son göstergesi.


Yakınlık derecesi

ABD'li yetkilinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesine ilişkin ilk raporlar, görüşmenin 'açık ve samimi bir diyaloğa' tanık olduğunu gösteriyor.

Medya organlarına konuşan ABD'li yetkili, "Anlaşmazlıklarımız olduğunu kabul ederken, aynı ilgiyi paylaştığımız potansiyel inisiyatifler etrafında iyi derecede bir yakınlaşma var" diyerek, 1 saat 40 dakika süren görüşmede çok sayıda meselenin ele alındığına dikkati çekti. 

Suudi Arabistan'ın taleplerinin savunma, güvenlik ve stratejik konular etrafında döndüğü bildirildi. Riyad'ın kendi kendini yönetmesi ve Amerikalıların yıllardır bölge ülkelerinin en büyük endişesi olan bir konuda herhangi bir gedik açamamasının ardından İran'a yönelik baskının artık bir öncelik olmaması muhtemel. 

Ayrıca, Washington'un da Riyad'ın desteğine büyük ölçüde ihtiyaç duyduğu noktalar var. Bunlar Suudi Arabistan'ın "Arap Barış Girişimi'nin önerdiği gibi somut bir karşılık olmadığı taktirde" reddettiği "İsrail ile herhangi bir anlaşma" başta olmak üzere enerji güvenliği, Ukrayna savaşı, Çin ile rekabet ve uluslararası ilişkiler ile ilgili. 

Bu nedenle Independent Arabia ile temas halinde olan ABD Dışişleri Bakanlığı, ziyaretin "80 yılı aşkın süredir devam eden uzun vadeli ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik ortak arzu" çerçevesindeki görüşmeleri 'önemli' olarak nitelendirdi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Fırsat arama

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit, Blinken'in Suudi yetkililerle yaptığı görüşmelerin "bölgesel ve küresel meselelerdeki stratejik işbirliğinin yanı sıra güvenlik ve ekonomik işbirliği de dahil olmak üzere bir dizi ikili meseleyi" içerdiğini açıkladı. İki ülke, temiz enerji alanında inovasyon ve yatırım alanında güçlü ekonomik bağlara sahip.

Sözcü, ziyaretin güvenlik ve istikrarı artırmak, gerginliği azaltmak ve bölgesel entegrasyon ve tüm Ortadoğu'da ekonomik fırsatlar elde etmek için ABD, Suudi Arabistan ve Körfez'deki ortaklar arasındaki stratejik ortaklığı derinleştirmek amacıyla başka bir ivme kazandırdığını dile getirdi. 

Hala Gharit, ziyaretin boyutlarının iki ülke ve Körfez'in endişelerinin ötesine geçerek uluslararası alanda, özellikle Arap arenasında "Sudan, Yemen ve Rusya'nın Ukrayna ve İran'a karşı savaşı" gibi çetrefilli dosyalara uzandığına dikkat çekti. 

Bakan Blinken'in ofisi, Suudi Arabistan ziyaretini, iki ülkenin genişletilmiş ilişkisinin güvenlik, savunma, ekonomik ve kültürel açılardan hala etkisini koruduğunu vurgulayarak, yıllardır bu ilişkinin düzeyine yönelik sert eleştirilere örtülü bir yanıt verdi. 

Kültürel açıdan bakıldığında açıklamada, birkaç yıl içinde 700 bin Suudi'nin Amerikan üniversitelerinde eğitim gördüğü, 18 bin kişinin ise halen eğitim sürecinde olduğu belirtildi.


Yeni hava ve savunma sistemleri

Açıklamada, savunma düzeyinde ise Suudi Arabistan ile ilişkilerin 'bölgesel istikrarın en önemli garantilerinden biri' olduğu görüşü ortaya koyulurken, "Bu durum, ABD'yi Suudi Arabistan'ın en büyük savunma tedarikçisi haline getirdi ve Suudi savunması, 140 milyar dolarlık değerle yabancı askeri satışlar için en büyük ABD müşterisi olmaya devam ediyor" ifadelerine yer verildi.

Ayrıca "Bu ortaklık, Körfez'de güvenlik konusundaki ortak çıkarlarımız ve herhangi bir yabancı veya bölgesel gücü bölgeyi tehdit etmekten caydırmaya dayanıyor" denildi. 

Riyad'ın beklentilerine yanıt olarak ise sözcüye göre ABD Dışişleri Bakanlığı, ziyaretin, "ABD'nin daha entegre ve bölgesel olarak birbirine bağımlı bir hava ve füze savunma yapısını destekleyecek" ve "bölgedeki barış ve güvenliği tehdit eden hava sistemlerinin, füzelerin ve (milis) insansız hava araçlarının çoğalmasına karşı koyacak" savunma satışları yoluyla Suudi Arabistan ile güvenlik ortaklığını güçlendirme taahhüdünü destekleme amaçlı olduğunu belirtti.


Sakr: ABD, bu sefer ciddiyetini gösterdi

Körfez Araştırma Merkezi Başkanı Abdulaziz Sakr, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada "Açıklama, Washington'ın hem bölgedeki istikrar açısından hem de Arap-İsrail çatışmasıyla ilgili herhangi bir düzenlemede Riyad'ın merkezi rolü, ayrıca küresel ekonomideki ve Washington'un 'petrolün en önemli silahlarından biri olduğu' Çin ile mücadelesindeki rolü açısından Krallığın stratejik öneminin farkında olduğunu gösteriyor" dedi. 

Sakr, "Beyaz Saray, ABD'nin Cidde ve Zahran'da yeni diplomatik tesisler geliştirip ve Riyad'da yeni bir büyükelçilik inşa ederek ortaklığını derinleştirme arayışını gösteren faaliyetlerini açıklayıp ciddiyetini gösterdi. Böylece bu projeler, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki güçlü ve kalıcı ilişkinin ve Washington'un on yıllar boyunca bu ilişkiye yatırımının maddi temeli olacaktır" diye konuştu. 

ABD basını, Washington ile Riyad arasındaki ilişkiyi yeniden canlandırma şansının eskisinden daha 'hazır' halde olduğunu savunuyor.

ABD'nin Suudi Arabistan büyükelçiliği pozisyonunun boşalmasından iki yıldan fazla bir süre sonra bu boşluk, profesyonel bir diplomat olan Michael Ratney ile dolduruldu.

Ancak Suudi analistler onun seçiminin bu ilişkide önemli bir düşüşün göstergelerinden biri olduğuna inanıyorlar.

Zira Beyaz Saray, Riyad büyükelçiliği misyonuna, ABD Başkanıyla doğrudan ilişkisi olan kişilere atardı. Bu durum, iki ülke ilişkilerine daha büyük bir dinamizm kazandırıyordu. 


Moskova ile azalan anlayış

Bu çerçevede ABD merkezli 'ABC News', OPEC+ politikaları ve üretim kesintileri konusunda büyüyen Suudi- Rus anlaşmazlığının, yakınlaşma şanslarını artıracağını ve Beyaz Saray'a olumlu mesajlar göndereceğini açıkladı. 

Suudi Arabistan- ABD ilişkilerini geçmiş hayal kırıklıklarını aşan yeni bir ufka taşımak için 'Newsweek' dergisi, ABD'ye Riyad'daki yeni dönüşümleri mantıklı şekilde okumaları tavsiyesinde bulundu.

İki ülke arasındaki ortak çıkarlara rağmen Suudi Arabistan'ın daha iddialı ve bağımsız bir dış politika benimsemeye başladığı belirtildi.

Ayrıca "Riyad'da yükselen genç nesil liderler, Suudi Arabistan- ABD ilişkilerinde babalarının bağlılığına sahip değil. Artık ABD'nin değil, Çin'in en büyük ticaret ortakları olduğunun farkındalar. ABD yerine Rusya ile işbirliğinin OPEC'in petrol piyasalarını hareket ettirme yeteneğini yenilediğini düşünüyorlar. ABD'nin Suudi güvenliğine olan bağlılığını sorguluyorlar ve Moskova ve Pekin'in Tahran'da Washington'dan daha fazla etkiye sahip olduğunu kabul ediyorlar" ifadelerine yer verildi.
 


Yeni Suudi gerçekliğini kabul etmek

Newsweek dergisinde yayınlanan makalede ayrıca, "Suudi Arabistan'ın Çin veya Rusya ile diplomatik ilişkisi olmadığı uzun dönem kapandı. Moskova ve Pekin artık Riyad ile özel ilişkilerin tadını çıkarıyor. Washington nüfuz için onlarla rekabet etmek zorunda kalacak" denildi.

Özet olarak makale, ABD'li politika yapıcılara Suudi Arabistan ile olan ilişkinin onarılabileceği konusunda güvence verirken, "Gelişmeler, aşılmaz bir sorun değil. Üç nesil boyunca sürdürülen işbirliğiyle kurulmuş ekonomik, eğitimsel, güvenlik ve kişisel ilişkilerin birçoğu güçlü olmaya devam ediyor" ifadelerini içerdi. 

Makalede, "Suudi toplumunun kaydettiği ilerlemeyi açıkça kabul etmek, kültürel değerlerimizi uygulamaya odaklanmaktan kaçınmak ve geçmişteki hatalardan ziyade gelecekteki işbirliğine odaklanmak; gelecekte ihtiyaç duyulabilecek geçmiş ilişkilerimizi yeniden inşa etmeye başlamanın iyi bir yoludur" denildi.

ABD'li analistler, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Biden yönetiminin geçen yılın bu zamanlarına göre artık daha iyi bir konumda olduğuna inanıyor.

Petrol uzmanları, Beyaz Saray'ın 'bir sonraki seçimlerden önce stratejik stoku doldurabilmek' için petrol fiyatlarını dizginlemek amacıyla Riyad'ın yardımına ihtiyacı olacağını öne sürüyor. Uzmanlara göre bu da benzin ve petrol fiyatlarının seçim mücadelesine girmesine neden olabilir.

Aksi taktirde İsrail ile ilişkiler meselesi askıda kalabilir ve Riyad'ın 'nükleer Aramco' üzerindeki ısrarı da meselelerin ön saflarında yer alabilir. Kaynaklar, Suudi liderliğinin bu meseleyi ABD'li müttefiklerine 'açıkça' sunduğunu söylüyor.


Çin'e alternatif

Atlantik Konseyi'nde yerleşik olmayan üst düzey bir üye olan Jonathan Fulton, Çin'in ABD'nin destek sağlamaya isteksiz olduğu sektörlerde Suudilere yardım edeceğini söyledi.

Ancak Fulton'a göre Riyad ile Pekin arasındaki ilişki, Washington ile olan ilişki kadar derin değil.

Aynı şekilde Fulton, "Bu aşamada hala ABD-Suudi ilişkisini stratejik, Çin-Suudi ilişkisini ise işlemsel olarak tanımlıyorum" dedi. 

Suudi Arabistan'a ulaşmadan birkaç saat önce Blinken, Washington'da yaptığı bir konuşmada, ABD'nin İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi çağrısında "gerçek bir ulusal güvenlik çıkarına" sahip olduğunu söyledi.

Ancak bunun gerçekleşmesi için bir zaman çerçevesi koyma konusunda dikkatli davranan Blinken, "Bunun hızlı veya kolay bir şekilde gerçekleşeceğine dair hiçbir yanılsamamız yok" şeklinde konuştu.

Suudi Arabistan'ın eski BM temsilcisi Abdullah el-Muallimi, geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen bir sempozyumda kendisine bu mesele sorulduğunda konuyu özetleyerek, "Suudi Arabistan'ın mehiri yüksek. İlgilenen değerli bir şey sunsun" dedi ve ülkesinin serbest normalleşme sürecinde olmadığı imasında bulundu. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU