Sudanlıların umudu Cidde'de

Geriye çatışan iki taraf arasında Cidde'de yapılacak toplantıda ilişkilerin düzeltilmesi umudu kaldı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Suudi Arabistan’ın daveti üzerine, Genel Sekreterliğin Cidde’deki merkezinde Sudan’daki durumu görüşmek üzere toplandı / Fotoğraf: Said el-Ebyad/Şarku'l Avsat

Ülke tarihinin en büyük olayı olan Ömer el-Beşir ve rejiminin devrilmesinin üzerinden 4 yıl geçti ve Hartum hâlâ acı çekiyor; siyasi güçler ile askeri liderler arasında anlaşmazlıklar, sokakta huzursuzluk ve şimdi de ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında savaş var.

Beşir devrildikten sonra, her şey karanlık çağın sonunu işaret ediyordu.

Partisinin genel merkezine ve mülküne el konuldu, kendisine bağlı İhvancı (Müslüman Kardeşler) "Şa'biye" ve "Tullabiye" gibi milis gruplar dağıtıldı.

Bütün bunlar bugünü değiştirmenin ve ülkenin geleceğini güvence altına almanın yolunu döşemeliydi.

Ama ne yazık ki güneş henüz Sudan'ın üzerine doğmadı.

Geriye çatışan iki taraf arasında Cidde'de yapılacak toplantıda ilişkilerin düzeltilmesi umudu kaldı.

İki lider, Somali, Libya ve Çad'daki krizlerden ders almalı.

Hepsinde kriz kontrolden çıktı, çatışmaların liderleri kazanımlarının neredeyse tamamını kaybetti ve savaşlar yıllarca sürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Askeri ve siyasi olarak bugünkü durum, bu aşamada reforme edilebilecek durumda.

Sudan arenasında, iki askeri liderlik var, ordu ve onunla birlikte güvenlik kurumları ve polis, Hızlı Destek Güçleri ile yüzleşiyor.

Siyasi olarak, sınırlayamayacağımız sayıda sivil güç var, çünkü Sudan bölgedeki eski ve yeni en fazla sayıda partiye ve toplumsal güce sahip ülkelerden biri olarak biliniyor.

Sivillerin arenayı düzene koyamamasının sebepleri arasında bu da var.

Çoğu, partili hayatı yeniden tesis etme, iktidarın seçimlerle belirlenmesi ve askeri yönetimden sivil yönetime geçiş talepleri üzerinde anlaşmış.

Çoğu, çok sayıda olmaları nedeniyle kaybedeceklerinden korktukları için erken seçime hazır değil.

İki büyük tarihi parti, "Ümmet" ve "İttihat" ise, güçlerini Ensar ve Hatmiyye mezheplerinin takipçilerinden alıyorlar.

Peki ya ülkeyi uzun süre yöneten İhvan-ı Müslimin?

Rejimlerine karşı "darbede" ittifak edenlerin birbirleriyle savaşmasından yararlanarak geri dönüp çatışmaya katılmaları ihtimal dışı değil.

Genellikle darbeler kendilerini devrim olarak adlandırırlar.

Beşir'e yönelik darbe de, Sudan sokaklarında uzun süredir devam eden huzursuzluk ortamında ve her düzeyde başarısızlığa tanık olan, ülkenin modern tarihinde görülmemiş bir yoksulluğa neden olan Beşir rejimine karşı öfkeli çoğunluğun desteğiyle gerçekleşti.

Devrik cumhurbaşkanı, 1989'daki darbeyle yönetime geldikten sonra herkesin beklediğinden daha uzun süre yönetimde kaldı.

Son 20 yılda, müttefiki İhvan liderlerinin çoğuyla arası bozuldu ve bölgesel müttefiklerini kaybetti.

Beşir ister cezaevinde kalsın ister başka bir yere kaçsın bitmiştir. Sudan'ın önünde ise engebeli bir yol var.
 


Çatışma başlangıç aşamasında ve iki taraf arasında. Krizin ve askeri çatışmaların ömrünü, haftalar, aylar veya yıllar mı süreceğini tahmin etmek mümkün değil?

Başkentte, cumhurbaşkanlığı sarayının çevresinde, çatılarda, ana yollarda ve hayati öneme sahip bölgelerde sürmesine rağmen Sudan'daki çatışmanın düzeyi, iç savaş olarak tanımlanacak düzeye henüz ulaşmadı.

Olumlu olabilecek paradoks şu ki, krizin ömrünü kısaltabilecek olanlar da krizi yaratanlar, yani iki general, Abdulfettah el-Burhan ve Muhammed Hamdan Daklu.

İç ve dış baskılarla birlikte arabuluculuk başarılı olursa, iki taraf yönetimle ilişkileri veya yönetimi devretme formülü üzerinde anlaşırsa çatışma duracak.

Bu nedenle Suudi Arabistan Krallığı'nda iki tarafın buluşması çok önemli, çünkü savaşı daha başında bitirmek için bir fırsat yaratabilir.

Çabalar, özellikle iki liderliği uzlaştırmaya odaklanıyor ve kusursuz bir çözüm yok. İki taraf da yetkilerin sivillere devredilmesini kabul etmezse durum daha da karmaşıklaşacak.

Zira ikisinden birinin kısa sürede tam bir zafer kazanması ve savaşı kendi lehine sonlandırması mümkün görünmüyor.

Siyasi olarak sivil hayata dönüş için bir yol haritası ile birlikte uzlaşma ve çatışma öncesi eski duruma dönmeye iki tarafı ikna etmek zor bir iş olacak. Ama ikisi için de daha iyi bir yol yok.

Kan dökülmesini engelleyecek, çatışmanın büyümesi, devlet kurumlarının çökmesi ve ülkenin iç savaş tacirlerinin eline geçmesi gibi korkunç tehlikeler içeren bu çatışmanın kötülüklerinden Sudan'ı koruyacak her türlü uzlaşmayı desteklemek herkesin görevi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU