Miting meydanlarında siyasilerin ağzından dökülen bazı cümleler ciddi tartışmalar yol açıyor. 

Önce "Diyanet kapatılacak" tartışması yaşandı. Karşılıklı salvolardan bu bir sonuca ulaşamadan bu defa da "Cezaevleri boşaltılacak" iddiası gündeme geldi. 

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Millet İttifakı'na vereceği destek ve Hür Dava Partisi'nin (HUDA PAR) AK Parti listelerinde seçime girme kararıyla birlikte "Hizbullah'ın TBMM'ye taşınacağı" iddiasıyla karşılıklı "terörle destek olma suçlaması da sürüyor. 

"Bay bay Kemal, Kandil'den emir alıyor"

Buna dün de "dini, inamı, vatanı, bayrağı ve ezanı olmayan" polemiği eklendi. 

Bu tartışma sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, rakibi Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kandil'den talimat aldığını savundu. 

Erdoğan aynen şu cümleleri kullandı: 

"Bay bay Kemal ile yanındakiler emri Kandil'den alıyor. Biz de emri Allah'tan alıyoruz. Dini, bayrağı, ezanı olmayanlar bay bay Kemal'i destekliyor."

"İslam ve Kur'an'ın ruhuna aykırı"

Peki İslam'a göre kimler Allah'tan emir alır? Bu soruya ilahiyatçılar cevap verdi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğreti Üyesi Prof. Dr. İsrafil Balcı'ya göre kullanılan dil son derece yanlış. Üstelik kesinlikle İslam ve Kur'an'ın ruhuna, Hz. Peygamber'in öğretisine aykırı.

"Bu ayrıştırıcı bir dildir" diyen Balcı, "İslam'a göre emri sadece peygamber alır. Peygamberin haricinde hiçbir varlık Allah'tan doğrudan emir alamaz" ifadelerini kullandı. 

Kimilerinin din adamı kisvesi altında bu tarz yorumlar yaptığını hatırlatan Balcı "Bunu bir din adamı yaptığında ne kadar yanlışsa, siyasilerin de bu şekilde yorumlaması bir o kadar da yanlıştır. Çünkü tamamen ayrıştırıcı dildir" diye konuştu.

İsrafil Balcı / Fotoğraf: Independent Türkçe

Kadim İslam kültüründe "maalesef" diyerek bunun uzantıları olduğunu dile getiren Balcı, "Emeviler ve Abbasiler bu şekilde iktidarlarını tahkim etmeye çalışmışlar. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi olduklarını ve doğrudan emir aldıklarını iddia eden yorumlar yapmışlardır" değerlendirmesinde bulundu. 

"Yanlışı da Allah mı yaptırıyor?"

"Madem öyleyse" diyerek "Yanlış yaptığınız zaman da Allah'tan mı emir alıyorsunuz? Allah mı yaptırıyor size bu yanlışı" diye soran Prof. Dr. İsrafil Balcı, bunları kaydetti: 

Ne kadar tehlikeli bir hale geliyor varın siz düşünün. Bundan kesinlikle kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum. Hele hele siyasilerin dini değerleri bu şekilde politik hesaplara çevirmeleri tahvil etmeleriyse asla kabul edilebilir değildir. Siz eğer Allah'tan emir aldığınızı söylüyorsanız ki -bu kesinlikle doğru değildir - o zaman yaptığınız yanlışları da Allah'a fatura ediyorsunuz. Oysa Kur'an yanlışı bireye fatura eder ve ‘sizin elinizle yaptığınızın karşılığıdır' der." 

"İslam'a göre kimin Allah'tan emir aldığı bellidir"

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler de bunun yanlışlığına dikkati çekti. 

İlhami Güler / Fotoğraf: Twitter

Bu teokratik yaklaşım tarzının, Abbasi halifeleri döneminde olan bir şey olduğunu 4 halife zamanında böyle bir durumun asla vuku bulmadığını ifade eden Güler, "İslam'a göre kimin Allah'tan emir aldığı ve nasıl aldığı bellidir" dedi. 

"Zorbalık ve şiddet hakkı doğar"

‘Biz Allah'tan emir alıyoruz' cümlesindeki kastın ‘biz Allah'ın taraftarıyız' olabileceğini dile getiren Prof. Dr. İlhami Güler, "Bu dil tehlikelidir. Bunu Allah'a nispet ettiğiniz zaman tehlike şu oluyor. Bu Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam dahil hepsi için bir tehlike bir dil ve üsluptur. Politik irade ister imamiyet ister kilise ister hilafet olsun, Abbasilerde olduğu gibi ve bugün kim iddia ediyorsa, bu pozisyona kendinizi yasladığınız zaman Tanrı + mutlak güç. Bu gerçekleştiğinde de zulüm, zorbalık ve şiddet hakkı doğuyor size. Tehlikesi budur. Bundan din istismarı da doğar" yorumunu yaptı.