Naci Görür: Depremle ilgili tek eksiğimiz siyasi irade ve halkın talebi

75'inci Türkiye Jeoloji Kurultayı, bugün Ankara’da Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü Kültür Sitesi’nde başladı

Fotoğraf: ANKA

14 Nisan’a kadar sürecek kurultayın açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’deki deprem gerçeğine bir kez daha dikkat çekti.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Çin, Hindistan, İtalya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde de Türkiye’de olan büyüklükte depremler olduğunu vurgulayan Görür, “5-10 kişi tesadüfen ölüyor. Böyle depremler olduğunda adamların günlük yaşamı bile değişmiyor. Çünkü biliyor ki çatı kafasına yıkılmayacak, göçük altında kalmayacak. Bunu modern dünya sağlamışsa biz niye yapamayalım? Bizim de her şeyimiz var. Tek eksiğimiz siyasi irade ve halkın talebi. Siyasi iradede bu yok” dedi.

Naci Görür'ün konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Tek bir gerçek var. Bu ülke deprem ülkesi. Deprem olacak. Böyle gidersek korkarım ki yine bir dakika içinde milyonlarca insanımızı gömeceğiz. Bu ülkede deprem üreten mekanizma 13 sene önce başladı ve devam edecek.

Her depremde de milyonlarca insanımızın ölümüne göz yumamayacağımıza göre bir şey yapmak lazım. Bu da deprem dirençli yerleşim alanlarını oluşturmaktır. Bu mümkün müdür? Evet. Yapan ülkeler var. Çin, Hindistan, İtalya, Japonya… Oralar da bu büyüklükte depremler oluyor. 5-10 kişi tesadüfen ölüyor. Böyle depremler olduğunda adamların günlük yaşamı bile değişmiyor. Çünkü biliyor ki çatı kafasına yıkılmayacak, göçük altında kalmayacak. Bunu modern dünya sağlamışsa biz niye yapamayalım? Bizim de her şeyimiz var. Tek eksiğimiz siyasi irade ve halkın talebi.

Burada halka serzenişte bulunmak istiyorum. Halkın niye depremde ölmek istemiyoruz diye talebi yok? 99’dan beri bağırıyoruz. Biz söylemezsek ne yerel ne de merkezi yönetim önlem alır. Bunların iktidar süreleri 4-5 sene. O süreçte göze batan işler yapıp sizden yine oy isterler. Bizi yönetmeye talip olanlardan deprem dirençli politikaları isteyin. Siyasiler halk talep etmedikçe bir şey yapmaz. Devamlı anketler yapılıyor. Neden halk depremi dile getirmiyor?

Deprem dirençli kentler denildiği zaman ben bir kenti altı bileşene ayırıyorum. Biri kentin yönetim sistemi, ikincisi halk, üçüncü altyapı, dördüncü yapı stoğu, beşinci çevre ve ekosistem, altıncı ise ekonomi. Bu altı bileşeni deprem dirençli yaparsanız kenti de deprem bilinçli yaparsınız.

Marmara Bölgesi’nde bu deprem gerçekleşirse ki gelecek. Marmara Bölgesi’nde ekonomi çarkları duracak. Türkiye’nin yüzde 60 ekonomik üretiminin can damarı olan bir bölgenin ekonomisinin durması demektir. Türkiye ekonomik olarak diz üstü çöker. Siyasi bağımsızlığı da kalmaz.”

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU