Depremin yaralarını sarmak için kadınlar neler yapıyor?

Kadınlar zorlu koşullarla mücadele ederken, kendilerini güvende hissetmeleri ve ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor

Depremin olduğu günden bu yana, yaraların sarılması için herkes seferber olurken, bu süreçte kadınlar çok daha fazla yara aldı.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre, şu anda bölgede 226 bine yakın hamile kadın olduğu belirtiliyor. 

Kadınlar zorlu koşullarla mücadele ederken, kendilerini güvende hissetmeleri ve ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.

Temel hijyen koşulları, barınma ve özel alanlarının sağlanması için yine kadınlar onlar için ellerinden geleni yapıyor. 


"Birleşmiş Milletler'in hesaplamalarına göre 9 milyon kişi depremden doğrudan etkilendi"

6 Şubat Maraş depremleri tüm Türkiye'yi derinden etkilese de 11 ilde 16 milyon kişi daha da fazla etkilendiğini anımsatan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye İletişim Yöneticisi Zeynep Atılgan Özgenç, Birleşmiş Milletler'in hesaplamalarına göre 9 milyon kişinin depremden doğrudan etkilendiğini ifade etti.

Bu popülasyonun yarısından fazlasını kadınlar ve kız çocuklarının oluşturduğunu diyen Özgenç, "Depremler, doğal afetler, toplumsal cinsiyet kavramından farklı ve bağımsız olaylar gibi görünse de aslında öyle değiller. Çünkü böyle kriz durumlarında kadınların ve kız çocuklarının farklı ihtiyaçları ortaya çıkıyor ve müdahaleler planlanırken bu ihtiyaçlara yönelik de özel çözümler bulunması gerekiyor. Aksi takdirde kadınlar ve kız çocukları daha hassas bir durumda kalabiliyorlar" dedi.
 

UNFPA Türkiye İletişim Yöneticisi Zeynep Atılgan Özgenç.jpg
UNFPA Türkiye İletişim Yöneticisi Zeynep Atılgan Özgenç

 

"Deprem bölgesinde 226 bine yakın hamile kadın var ve bunlardan 25 binini bir ay içinde doğum yapması bekleniyor"

Deprem bölgesindeki kadınların aylık olarak ped veya tampon gibi ihtiyaçları olduğunu hatırlatan Özgenç, şu bilgileri verdi:

Şu anda bölgede 226 bine yakın hamile kadın var ve bunlardan 25 binini bir ay içinde doğum yapması bekleniyor. Bu kadınlara acil olarak üreme sağlığıyla ilgili destek verilmesi gerekiyor. Bu kadınların güvenli ve sağlıklı şartlarda doğum yapabilmesi, doğum öncesinde ve doğum sonrasında ihtiyaç duydukları bakıma ulaşabilmesi, yine yeni doğan bebeklerinin de ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bu ihtiyaçlar bölgedeki herkesin temel ihtiyacı olan barınma, su, yemek kadar hayati ihtiyaçlardan oluşuyor.
 

 

"Bölgelerde çadır kentleri, güvenli alanları ve hastaneleri ziyaret ediyoruz"

Afet ve kriz durumlarında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, çocuk yaşta evlilikler gibi, kadınlar ve kız çocuklarına yönelik zararlı uygulamalarda da artış eğilimi olduğuna dikkat çeken Özgenç, "Bu sebeple kadınların ve kız çocuklarının, çocuk yaşta evliliklerle mücadele ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele konusunda da desteklenmeleri gerekiyor. Biz ortaklarımızla birlikte ilk günden beri sahadayız. Kamu kurumlarının koordinasyonunda kadınlara, kız çocuklarına ve engelliler gibi özel ihtiyaç sahibi gruplara özellikle cinsel sağlık ve üreme sağlığıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konularında hizmet vermeye çalışıyoruz. Sağlık ve koruma hizmetleri vermeye çalışıyoruz. 5 merkezimiz ve 7 mobil ekibimizle birlikte depremden etkilenen bölgelerde çadır kentleri, güvenli alanları ve hastaneleri ziyaret ediyoruz. Gebelik takibi kadınların güvenli şartlarda doğum yapabilmesi, psikososyal destek gibi konularda hizmetler veriyoruz. Ayrıca, kadınların temel hijyen ihtiyaçlarından oluşan sabun, diş fırçası, diş macunu, ped, kolonya ve ıslak mendil gibi ürünlerden oluşan kadın hijyen kitlerimizi dağıtıyoruz. Yine hamileliğinin son aylarındaki ya da yeni doğum yapmış kadınlara yönelik, anne ve yeni doğan bebeğe dönük temel ihtiyaçlardan oluşan ürünler sağlıyoruz" diye konuştu. 
 

 

Serada kalan ve lösemiden iyileşmiş çocuğunu düşünen anne

Depremde kadın olmanın daha da zor olduğunu söyleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Esin Şenol, bölgedeki gözlemleri ile ilgili şunları anlattı:

Çok büyük bir trajedi. Çünkü bütün yakınlarını kaybetmiş, en iyi ihtimalle kendileri bazı sağlık sorunlarıyla enkazdan çıkabilmiş. Şu anda hayat koşullarını sürdürmekte güçlük çektikleri için çocuklarının saçlarını kesen, yıkanacak yer bulamayan, cinsiyetlerine özgü gereksinimleri gidermek konusunda sıkıntılar yaşayan, yeniden hayatı kurmak ve kurgulamak zorunda olan insanlar şu anda deprem bölgesindeki kadınlar. Kadın hikayelerinden birinde, serada lösemiden iyileşmiş çocuğuyla yatan bir kadın yanıma yaklaşıp, 'Hocam çocuğuma bir olmaz değil mi? Bir mikrop kapmaz değil mi?' dedi. Bu çok masum, naif ve yaşama dönük bir soruydu. Bir başka hikayede, 80 yaşında her şeyini ve bütün yakınlarını kaybetmiş bir kadının Maraş'ta enkazdan gözünü hiç ayırmadan, enkaz bölgesinden ayrılamaması ve evinin enkazına takılıp kalması aklımda kalanlardan diğeriydi.
 

"Kadınlar henüz kayıplarına ağlayamadılar bile"

KAMER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç'a göre, deprem bölgesinde kadınların yaşadıklarıyla yaşadığı süreç oldukça ağır ve bu kadar kısa süre içinde yaralarını saramazlar;

Çünkü evlerini ve yakınlarını kaybettiler. Henüz enkaz altından cesetlerini alamadılar. Bir yere yerleşemediler dolayısıyla kadınların yaralarını sarmak, onların daha iyi hissetmesini sağlamak çok uzun süreli bir plan program içinde mümkün olabilir. Şu anda çocuklarını kapalı bir yere çadıra ya da konteynır kente yerleştirebilmek, günlük ihtiyaçlarını giderebilecek malzemeye ulaşmak onlar için en büyük problem teşkil ediyor. Bence henüz kayıplarına ağlayamadılar bile.
 

 

25 ilde her hafta 25 depremzede kadınla buluşulacak

Kadınların diğer depremzedelerden farklı ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Akkoç, "Ayrıca bir çadıra bir konteynıra yerleşmiş her kadın o yerde yaşayan diğer insanların sorumluluğunu da taşıyor. Onların temizliğinden ve beslenmesinden sorumlu oluyor. Örneğin, kadınların sürekli bir yedek çamaşıra, aylık dönemleri için sürekli bir pede ya da çocuk bezine ihtiyacı olacak. 
Uzun vadede kadınların kendilerini daha iyi hissetmeleri için destek verilebilir ama kısa vadede kadınların şu anda içinde bulunduğu zorlu mücadeleyi kolaylaştıracak destekler vermeye çalışıyoruz" dedi.
 

 

Nebahat Akkoç, sürdürülen çalışmalarla ilgili şunları söyledi:

8 Mart tarihinden başlayarak hem afet bölgesi ilan edilen depremin doğrudan yaşandığı illerde hem de depremzedelerin göç ettiği diğer 25 ilde her hafta 25 depremzede kadınla buluşmaya çalışacağız. Ama asla ilk buluşmalarımız bir psikolojik destek şeklinde olmayacak. Önce bir ihtiyaç tespiti, ondan sonra belki de küçük bir yas tutma şeklinde gerçekleşecek. Böylece yavaş yavaş yaklaşacağız. Üçüncü, dördüncü toplantılarımıza psikologlar da katılacak. Dolayısıyla onların acılarını paylaşmaya çalışacağız, ihtiyacı olanlara psikolojik danışmanlık desteği sağlayacağız. Belki bu afet dönemlerinde yasal haklarını bilmeyen kadınlar olacak. Onlara avukatlık danışmanlığı sağlayacağız. Öncelikli iş, günlük normal bir yaşama dönmelerini sağlamak. Çadırda veya konteynır kentte de olsa çünkü biliyoruz ki daha henüz çadıra ulaşamamış, içme suyu bulamayan insanlar var. Öncelikle her zaman onlarındır.
 

 

"Deprem bölgesinde 4 milyona yakın adet gören kadın var"

Depremin üçüncü günü bölgeye gönüllü olarak gittiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Güler, "Uzun bir süre bu insanların, hepimizin dayanışmasına ve desteğe ihtiyacı olacak" dedi.
 

Op. Dr. Çiğdem Güler 2.jpg
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Güler 

 

Özellikle, kadınların fiziksel olarak daha dezavantajlı durumda olduğuna dikkati çeken Güler, "Bir anda soğuk çadırda yaşamak, tuvalet olmaması, hijyen koşullarının sağlanmaması gibi zor koşularla karşılaştılar. Suların donmuş ya da bazen suyun yetmemesi, kıyafetleri yıkayacak yer olmuyor. 5 aile belki bir çadırda kalabiliyor. Tuvalete gidemeyen, kıyafetlerini değiştiremeyen kadınlar ve anneler gördüm. 25 bine yakın doğumu bekleyen hamile var. Bu kadınlar iyi beslenecek mi, hijyen koşullarını nasıl alacaklar? Çamaşırlarını nasıl değiştirecekler? Bu insanların psikolojisi ne durumda olacak? Bölgede 4 milyona yakın adet gören kadın var. Belki tırlarla kadın pedi gitti ama bunun devamının gelmesi gerekiyor. Uzun bir süreç devamlılığını sağlamamız ve dayanışma olarak birçok çözüm bulmamız önem taşıyor" şeklinde konuştu. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU