Türkiye'nin deprem kuşağında olduğu gerçeği yıllardır dile getiriliyor.
Bugüne kadar onlarca yıkıcı deprem yaşandı zaten.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
1939 Erzincan, 1942 Niksar, 1943 Tosya-Ladik, 1944 Bolu-Gerede, 1976 Van-Çaldıran, 1999 Marmara ve daha niceler…
Hepsinde de büyük can kayıpları yaşandı. Mesela Erzincan'da 32 bin 962, Çaldıran'da 3 bin 840 Marmara depreminde ise 17 bin 127 vatandaş yaşamını yitirdi.
Her seferinde binaların sağlam yapılması gerektiği ifade edildi.
Uzmanlar çıkıp dillerinde tüy bitene kadar "doğanın öldürmediğini, yanlış yapılan bina stokunun insanları öldürdüğünü" anlattı.
1999 depreminde yapı denetimi zorunluluğu getirildi. Ancak yine yaşanan depremde 2000'den sonra yapılan inşaatların yerle bir olduğu manzaralara tanık oldu Türkiye halkı.
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan "ikiz" depremleri dimdik ayakta kalan hatta etrafındaki binalar yerler bir olurken camları bile kırılmayan bina oldu.
"Mühendislik hizmeti almayan binalarda ciddi göçük var"
Bunun en bariz örneği ise Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası'na ait yapı.
Bu yapının etrafındaki binalar yıkıldı ama odanın binasına hiçbir şey olmadı.
Bu da ölümlerin "doğanın işi" olmadığını gözler önüne serdi.
Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ökkeş Buğra Dalkıran, binalarının neden yıkılmadığını Independent Türkçe'ye anlattı.
Çok ciddi bir deprem yaşadıklarını kaydeden Dalkıran, enkaz altında hala insanlar olduğunu ve civardaki binalarda can kayıpları yaşadıklarını söyledi.
Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileğinde bulunan Dalkıran, "Yapım süreçleri çok aşamalı bir süreç Burada yapım süreçlerinin takip edilmesi noktasında mühendislik hizmeti almamış binalarımızda çok ciddi göçük gözlemledik" dedi.
"Bilim ve teknikten uzaklaşılmadığı sürece pek bir şey olmaz"
Yapım sürecinde bilim ve tekniğin önemine vurgu yapan Dalkıran, "Ciddi bir deprem yaşadık ve bu önemli bir detay. Sağlam binalarımız da mevcut. Maraş civarında birçok binamızın herhangi bir hasar almadığını söyleyebiliriz. Bilim ve teknikten uzaklaşılmadığı sürece pek bire şey olmadığı gördük" diye konuştu.
Odalarının etrafında yıkılan yapıların yaklaşık 10 yıllık bina olduğunu, beton ve kullanılan malzeme kalitesi noktasında dikkat edilmediğini gösterdiğini aktaran Dalkıran, "İnşaat mühendislerinin yeteri kadar dikkate alınmadığı bir yapım süreci gerçekleşti. Aslında bu yapımdan sonraki süreçte de mühendislerin dikkate alınması gerektiğini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Projeye uygun yapılırsa neden yıkılsın?"
"Projeye uygun, düzgün ve kaliteli malzeme kullanılırsa bina neden yıkılsın" sorusunu soran Dalkıran, "Bu kadar açık ve net söylüyorum. Deprem şart ve sözleşmesine uygun yapıldığında bina hasar almaz, alsa bile içerisinde yaşayan insanları tahliye edebilecek kadar düzgün projelendirilmiştir. Etkin mühendislerce yapılan binanın yakılması mümkün değil, zarar görse bile can kaybı olmadan tahliye edilebilecek noktada olur" İfadelerini kullandı.
"Deprem öldürmez, dayanıksız çürük yapılar öldürür"
Etrafta enkaz olduğu için kendilerine ait İnşaat Mühendisleri Odasına ait binaya giremediğini ama dışardan gözlemledikleri kadar herhangi bir hasarın tespit edilemediğini kaydeden Dalkıran, sözlerini şöyle tamamladı:
İnanan insanlar olarak önce tedbirimizi almak zorundayız. Biz bunu bilim dışına çıkardığımız anda otomatikman inancımıza da ters düşmüş oluyoruz. Bir kere işin doğrusu varken yanlış yaptığınızda bunu hiçbir yere faturalandıramazsınız. Doğru şartlara uymak zorundayız. Deprem öldürmez, depreme karşı dayanıksız ve çürük binalar öldürür. Ne yazık ki son yıllarda kullandığımız çok önemli sözlerden biridir."
6 Şubat Kahramanmaraş depremleri
Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde art arda 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.
10 kentte büyük yıkıma neden olan depremlerde Türkiye genelinde şimdiye kadar 12 bin 141 bina ve 66 bin 58 bağımsız bölüm yıkıldı, hasar gördü.
Can kaybı 20 bin 665'e, yaralı sayısı ise 80 bin 88 kişiye yükseldi.
Deprem bölgesinde sağlık, arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerinde bulunanlar başta olmak üzere 160 binden fazla personel yapıyor.
Şimdiye kadar bin 500'den fazla artçı deprem meydan geldi.
© The Independentturkish